27-29 Nisan 2021 tarihinde Cenevre’de BM’nin öncülüğünde düzenlenmesi hedeflenen gayrı resmi 5+BM “Kıbrıs Sorunu” görüşmelerinde hedef; tarafların çözüm için ortak bir vizyonları olup olmadığının kesin bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamaktır. 5+BM Konferansı öncesinde çalışmalar hız kazanırken gün geçtikçe tarafların kendi açılarından olumlu bir sonuç alınması yönündeki umutlar da dağılıyor!..
Konu ile ilgili olarak amaçlarının Kıbrıs’ta tarafları yeniden bir araya getirmek olduğunu belirten BM Genel Sekreteri AntonioGuterreshedeflerinin CransMontana’da yapılan müzakerelerin yeniden başlatılmasına yardımcı olmak olduğu söyledi.
Kasım 2020’de BM yetkilisi JaneHollLute’nin Kıbrıs’ta ilgili taraflarla 5+1 (Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafı, Garantör ülkeler olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile BM) toplantısını düzenleyebilmek için gerekli koşulları yaratmak amacıyla istişarelerine başladığını vurgularken 2 Aralık 2020 tarihli yerel basınımıza yansıyan haberlere göre BM diplomatı Lute ile görüşen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Lute’un 5+1 Konferansı için zemin bulunup bulunmadığını görmek için temaslar yaptığını ifade etmişti..
“Konjonktür artık Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı iki devlet modelini daha fazla ortaya çıkarmaktadır” diyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Federasyon temelinde bir görüşmeyi konuşmak için 5+1 formatında bir konferansa gitmeyeceklerinin mesajının mı verildiğinin” sorulması üzerine sayın Ersin Tatar:
“Kıbrıs’ta yeni gerçekler vardır. Artık egemen eşitliğe dayalı , yan yana yaşayan iki devlet içerebilecek bir antlaşma zemini bulabilmemiz için , öyle bir müzakere sürecinin başlayabilmesi için 5+1 formatında Konferans olmalı” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar Lute’a, şu anda Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başlamakta olduğunu , 52 yıldır federal temelde yapılan görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmadığını, bunu en iyi bilenlerden bir kişinin de CransMontana’da süreci yaşayan BM Genel Sekreterin olduğunu, artık egemen eşitliğe dayalı iki devlet temelinde müzakere sürecine taşınması gerektiğini aktardığını belirtti.
Kıbrıs Türk Halkının egemenlik hakkının bulunduğunu belirten sayın Ersin Tatar: Kıbrıs Türk Halkının kendi kaderini kendisinin tayin edeceği (self-determinasyon hakkını kullanacağı) bir ortamın yaratılması açısından böyle bir sürecin başlatılması gerektiğini anlattığını belirtti…
Garantör devletlerden biri olan ve iki toplumlu federasyon çerçevesinde hareket eden İngiltere’nin ise hedefi günümüzdeki çıkmaz endişesine karşın 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleştirilmesi hedeflenen 5+BM toplantısın müzakere sürecine dönüşmesini sağlamaktır..
27 Şubat 2021’de yerel basınımıza yansıyan haberlere göre; BM’nin Kıbrıs sorunu için yapılacak gayrı resmi 5+1 Konferansı ile ilgili olarak GKRY Başkanı NikosAnastasiadis; BM Genel Sekreterliğinin açıklamasını “selamladığını” ve gayrı resmi konferansa , Kıbrıs sorununa her iki toplumunda faydasına olacak şekilde kalıcı ve işlevsel bir çözüm bulunabilmesi amacıyla müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik koşulların oluşturulabilmesi adına , tam siyasi irade ve güçlü bir kararlılıkla katılacağını ifade etmişti.
Yerel basınımızda da yer alan habere göre Anastasiadis: Kıbrıs sorununun çözümünün Doruk Anlaşmaları, BM Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa ilke ve kriterleri zemininde olması gerektiğine vurgu yaparken çözümün “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin işlevsel ve kalıcı , iki toplumlu, iki kesimli Federasyona dönüşmesini sağlaması ve 25 Kasım 2019’da Berlin’de gerçekleştirilen ortak görüşmede belirlenenin akabinde BM Genel Sekreteri’nin açıklamasında yer alan parametreler içerisinde olması gerektiğini kaydetti..
KKTC’nin ve Anavatanımız Türkiye’nin bağımsız ve egemen eşit iki devlete dayalı bir çözüm hedefleri çok açık ve net olarak aylar öncesinden ortaya konulmuştur. Rumların öncelikli hedefi bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ortadan kalkmasını ve de Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün iptalini sağlamaktır, Kıbrıs Türk Halkını öncelikle ‘azınlık’ hakları ile siyasi eşitliğinin , egemenliğinin olmayacağı ‘sözde’ bir federasyonun kurulmasını sağlamaktır. Rum-Yunan ikilisinin esas hedefi ve çabası her ne pahasına olursa olsun en kısa sürede Megali idea hedefleri çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını sağlamaktır..
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile yıkılan ve Rum devletine dönüşen 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, maalesef AB, AB ve diğer büyük güçler tarafından meşru Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmaktadır.. Hedefleri, GKRY’nin egemenliğinin tüm Kıbrıs’a yayılmasını, KKTC’nin tasfiyesini, Kıbrıs Türk Halkının ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmasını, Türkiye’nin Kıbrıs’taki meşru hak ve çıkarlarını ortadan kaldırmasını sağlamaktır.
9 Mart 2011 tarihli yerel basınımızda yer alan habere göre TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı sayın Yılmaz Bora ve heyeti , KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ı ziyaret etti.. Söz konusu ziyarette “38 yıldan beri var olan bağımsız ve egemen devletimiz KKTC tanınmadan masada yer almamalıyız” diyen sayın Yılmaz Bora: 27 Nisan 2021’de Cenevre’de yapılacak toplantıda tez olarak “ İki Devletli Çözüm” savunulacağına göre toplantı başlamazdan önce “1968 yılından beri iki eşit taraf arasında başlayıp günümüze kadar devam eden görüşmelerde iki eşit tarafın” açılımının yapılmasının istenmesi gerektiğini kaydetti.
12 Mart günü KKTC’de TDP Lefkoşa İlçe Merkezini AverofNeofitu başkanlığındaki DİSİ Heyeti ziyaret etti.. Görüşmenin ardından yapmış olduğu açıklamada TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit: “Kıbrıs Türk Halkının federal çözüm istencinin değişmediğini vurguladı. Ekim ayında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin “iki devletli çözüm politikasını” ortaya koyduğunu, ancak BM ve ilgili tüm tarafların BM Parametreleri çerçevesinde çözüme vurgu yaptıklarını anımsatan Özyiğit, TDP olarak kendilerinin de “Federasyonun” en makul en gerçekçi çözüm modeli olduğunu savunduklarını kaydetti..
Sayın Cemal Özyiğit’e sormazlar mı yıllarca devam eden görüşme sürecinde Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı hep uzlaşmaz diye suçladınız. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm istemeyen Türk tarafı değil;dünden bugüne Rum-Yunan ikilisidir.
Madem ki Rauf R. Denktaş uzlaşmaz idi, KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat döneminde anlaşma ve uzlaşma niye sağlanmadı? İki devletli çözüm söylemlerini dile getirilmesinin ardından 25.11.2020’de sayın Mehmet Ali Talat: “Federasyon seçeneği hiçbir zaman tıkanmadı, yapılması gereken ama yapılmayan Rum tarafını BM Parametrelerine dönmeye zorlamaktır” demişti. Unutmayalım ki Annan Planına ‘evet’ denilen yolda önder olan ancak Hristofyas’ınEnosis hayali nedeniyle hedefine ulaşamayan KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Talat, “Daha ne yapayım… Gidip kendimi Saray Önünde asayım mı demek durumunda kalmıştı!..
Madem ki Rauf R. Denktaş anlaşmaz ve uzlaşmaz idi, KKTC Meclisi’nin bilgisi dışında ‘harita’ veren, verilmemesi gereken tavizler veren sayın Akıncı döneminde ‘federasyon’ görüşme sürecinde neden anlaşma ve uzlaşma sağlanamadı? Uzlaşmaz olan Rum-Yunan ikilisidir. 7 Temmuz 2017’de CransMontana Konferansını sabahın erken saatlerinde Rum-Yunan ikilisinin terk etmesi sonrasında düzenlediği basın toplantısında KKTC’nin 4’ncü Cumhurbaşkanı sayın Akıncı: “Bu bizim neslin son denemesiydi” demek durumunda kalacaktı…
Bu noktada konu ile ilgili olarak sayın Talat’a ve Akıncı’ya ve de Federasyona destek verenlere sormak lazım Rum-Yunan ikilisi Enosis hayallerinden mi geçti de biz bilmiyoruz?
Tarihi gerçekler vardır. Rum-Yunan ikilisi bugün hala Megali idea peşinde koşar ve Enosis’in gerçekleştirilmesini hedeflerken, Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin iptalini dile getirirken, Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitlik, egemenlik haklarını kabullenemezken siz hala daha Rumlarla Federasyon çatısı altında bir araya gelmekten bahsedemezsiniz beyefendiler!.
Yine 12 Mart 2021 tarihli yerel basınımızda yer alan haberlere göre; Güney Kıbrıs’ta muhalefetteki DİKO Partisi Başkanı Nikolas Papadopulos’un Atina’da gerçekleştirmiş olduğu temaslarda Yunanistan Cumhurbaşkanı KaterinaSaketlaropulu Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB normları temelinde bir siyasi çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi..
Sonuç olarak; Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Kıbrıs Türk Halkının Rum’a yama olması söz konusu olamaz.. Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçemez. Rum-Yunan ikilisi dün olduğu gibi bugün de Enosis hayali ile yaşamaktadır.
Kıbrıs Türk Halkının yolu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Hedefimiz Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağı bir siyasi çözüm olmalıdır. Bu da ancak; bugün Kıbrıs’ta var olan bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanıması ile mümkündür…
Rum-Yunan ikilisinin hedefi Enosis’e giden yolu açmak olduğuna göre 27-29 Nisan 2021’de Kıbrıs’ta mevut gerçeklere uygun olarak bağımsız ve egemen iki devletin varlığının kabulü mümkün görünmemektedir.Kıbrıs Türk Halkına düşen görev; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkarak tanınması için harekete geçmek olmalıdır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..