Tüm AB ülkelerinde, Güney Kıbrıs dahil, 2035’den itibaren benzin veya mazot kullanımı yasaklanacakmış. KKTC de elektrikli araç ithaline başlamış. KKTC’nin de AB kurallarına uyması gerekirmiş... Haberler böyle... AB kurallarına uymak demek, AB’nin KKTC Devletini yok sayan ve Kıbrıs Türk Halkının Rum Kıbrıs Cumhuriyeti ile birleşerek, Rumların Cumhuriyeti’nde bir toplum olarak yaşaması gerektiği demektir. Bu yüzden KKTC Devleti ve Hükümeti, Türkiye’nin bu konuda alacağı kararla veya KKTC olarak alınacak kararla yolunu çizmelidir. AB’nin yıllardır ve halâ bugün KKTC’ye karşı uyguladığı KKTC Devleti yoktur politikalarını asla unutmamak gerekir. AB’nin yaptığı yardımlar, projelere katkılar, KKTC Devleti’ne değil AB’ye göre Kıbrıs Cumhuriyeti  içinde yaşayan “Kıbrıs Türk Toplumuna” yapılmaktadır. Bu tür ufak tefek yardımlar “Kıbrıs Türk Toplumunu”  Kıbrıs Cumuhuriyeti’ne entegre etme amaçlıdır.
KKTC’nin AB kurallarına uyması için KKTC Hükümetinin bu veya benzer konularda olumlu karar vermesi demek, Rumlara ve AB’ye ödün vermek, politik açıdan onların istediği yola girmek anlamına gelir. Bu işlere AB kurallarını karıştırmamak gerekir. KKTC Devleti henüz tanınmamış olsa da AB dışında bağımsız, egemen bir devlettir. AB kurallarına uyması söz konusu değildir. Olmamalıdır. Bu önemli gerçek KKTC Devleti ve Halkının olmazsa olmazıdır. Her konuyu politize etmeyelim demeyin. Kendi çıkarları için her konuyu politize eden Rumlar ve AB’dir.
Unutmayalım, Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’ni  üye yaptığında AB  “Şimdi tüm Kıbrıs AB’ye girmiştir.” açıklamasını yapmıştı. İki Devlet olarak işbirliği yapmak başka şey, AB kurallarına uymak başka şey... Lütfen dikkat...