Yavaş yavaş kış havasına girerken haliyle üşütüyoruz ama bazıları sanırım kafayı üşütüyor.
GHE Başkanı Veli Esendağlı, basın toplantısında “Futbolu başlatacaksanız, başlatın. Oynatmayacaksanız, söyleyin de bilelim, gelecek sezonun planlamasını yapalım” demesiyle, hem Federasyon Başkanının, hem de Kulüpler Birliği Başkan Vekilinin kimyası bozuldu.
Teknik adamlar da, futbolcular da futbolun başlamasını talep ediyorlar. Oynanmayacaksa, bu işten geçinen arkadaşlarının geçimlerini sağlamak, okul taksitlerini ödemek amacıyla başka iş bulmaları için arayış içine gireceklerini ama ilgililerin, ne olumlu, ne de olumsuz bir şey söylemediğini, tam tersine kendilerine hakaret edildiğini açıklıyorlar.
Futbolcular, geçtiğimiz gün futbolun geleceğini öğrenmek amacıyla bir tepki yürüyüşü gerçekleştirdiler. “İşçisin sen işçi kal, “Futbolumuzu geri verin” ve “Biz futbol kölesi, değiliz” başlıklı pankartlar açtılar.Ayrıca, futbolun öldüğünü sembolize eden tabutun üzerine formalarını koydular.
Taşkınlık mı yaptılar? Birilerine mi saldırdılar? Hakaret mi ettiler?
Sadece, işsiz kalan, maaşı patronu tarafından ödenmeyen, işten atılan, üretimi patronu tarafından haksız şekilde durdurulan çalışanlar gibi tepkilerini ortaya koydular.
Normal olarak futbolun olmazsa olmazı olan teknik adamlar ve futbolculara, eylemleri ve söylemleri ile ilgili verilecek cevap ne olmalı? “Şu, şu nedenlerle bu sezonu oynatmayacağız,  oynatamayacağız veya şu şekilde oynatacağız” demeleri gerekmez mi?
Tam tersine, Federasyon Başkanı cevap olarak “Ahlak yoksunu eylemler kabul edilemez. Yıllar içerisinde, kulüpleri tabuta koyup gömmek için uğraşan, o kulüpten bu kulübe çeşitli bahanelerle gezinen, futbolcu görünümlü, gözünü para hırsı bürümüş, kimseyi umursamayan bu futbolcular kulüplerin kanını ememeyeceklerdir.” 
Kimler için söylüyor bu sözleri, futbolun olmazsa olmaz öğeleri için. Sertoğlu’nun hakaretlerini okuyan ve futboldan uzak olan insanlar zannedecek ki, futbolcular, kulüp başkan ve yöneticilerden silah zoru ile para gasp ediyorlar. İstisnalar hariç, spor basınında resimleri çıksın ve bir anda şöhret olmak için birçok futbolcuyu transfer eden ve ödeyemeyecekleri rakamlara imza atan sanki biziz.
Özel sektörün her kesiminde olduğu gibi, futbolcuların isteklerini kabul veya reddetmek kulüp başkanlarının inisiyatifinde değil mi? 
Ne işe yaradığı belli olmayan Kulüpler Birliği; üye kulüpleri toplar, futbolculara verilecek transfer paraları, maaş v.s. giderler için tavan-taban fiyatları belirler. Haklı olarak “Biz köle değiliz” diyen futbolcuların hakları için de sözleşme yapmayı kabul ederler, maddi sorunlar kendiliğinden çözülür. Tabi becerebilirlerse!
Öyle futbolun asli unsurları olan teknik adam ve futbolculara; “Paragöz, açgözlü, asalak, kulüplerin kanını emiyorlar” gibi haksız ve mesnetsiz çirkin ifadelerle saldırmak, ancak aciz olduklarını ve konu ile ilgili söyleyecek sözleri olmadığını ispatlar.