Kışın olanca haşmetiyle kendini göstermeye başladığı Aralık ayında soğuk Akdeniz sularının ısınacağı sinyalleri gelmeye başladı bile.
Türkiye’nin de hak iddia ettiği 6’ncı parseldeki sondajın güvenliğini sağlamak adına Fransa’nın, “kendi önlemlerini alacağı” sinyalleri verilmeye başlandı!
Nedir bu önlemler?
Fransa’nın sondaj çalışmalarıyla ilgili olarak bazı ön hazırlıklar yaptığı ve “Total” olarak isimlendirdikleri platformuna Fransız savaş gemisinin refakat edeceği yolunda bilgiler geliyor!
Bir tarafta Israil, Mısır, Ürdün, Lübnan, Sudi Arabistan gibi bölge ülkeleriyle, bir taraftan Rusya ile bir diğer taraftan, Birleşik Krallık, Fransa, ABD ile çeşitli başlıklarda ikili ittifaklara girmesi, Hidrokarbon arayışlarıyla ilgili olarak başta Fransa olmak üzere ittifaklar tesis etmesi Yunanistan dışında, Türkiye ye göz dağı vermek amacına dönük olarak girişimler tesis etmesi hiç te hayra alamet değil!
Bu nedenle bir çatışmanın çıkma olasılığı olmayabilir. En büyük olasılık Türkiye nin de hak iddia ettiği aynı parselde platform satın alarak sondaj çalışmalarına başlaması!
Böyle bir gelişme karşısında Fransa başta olmak üzere Rum kesiminin ne gibi önlemler alabileceği doğrusu merak konusu!
Bir başka merak konusu olan şey Anastasiadis in son açıklamalarıyla ilgili.
Anastasiadis Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 2015 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında başlayan müzakerelerde, ilk dönemde çok büyük ilerlemelerde bulunulduğunu ancak daha sonra, Türkiye’nin müdahalesiyle, uzlaşılardan geri adımlar atıldığını ileri sürdü.
Ne anlama geliyor bu?
Anastasiadisin bu açıklaması bence çok önemlidir!
Akıncı –Anastasiadis görüşmelerinin başında ilerlemelerin nasıl mümkün olduğuna açıklık getirilmelidir!
İlerlemenin Türkiye nin müdahalesiyle durduğu konusu ise “ilerlemenin” içeriğine kuşku düşürmektedir!
Var sayalım ki müdahale var, Türkiye bu müdahalede bulunmamış olsaydı, doğal olarak verilmeye çalışılan tavizler bakımından insan kuşkuya düşmez mi ?
Anastasiadis, yaptığı bir açıklamada Crans Montanada garantilerin kesin sona ermesinin öngörülmediğini iddia etti.
Türkiye’nin, garantilerin en az 15 yıl devam etmesi ve işler yolunda giderse bu sürenin 10 yıla düşebileceği tezini savunduğunu, bu süre zarfında da garantilerin devam edip etmeyeceğinin yeniden değerlendirilmesini öngördüğünü belirtti.
Emekli olmasına az bir zaman kalan Rum Dış İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri Zinon ise böyle söylemiyor.
“İlerleme olabilmesi için Türkiye, Crans - Montana’da çöküşe götüren konulardaki tavrını değiştirmelidir. Tek yanlı askeri müdahale ve sayısal olarak azalmış olsa bile askerlerinin daimi olarak Kıbrıs’ta kalmasını istedi. Uluslar arası unsur 1960 garanti sisteminin artık sürdürülemeyeceğini teslim ediyor.”
Zinon ayrıca, müzakerelere seçimler olmasından dolayı değil, “Türkiye işbirliğine hazır olmadığı için ara verildiğini” de ileri sürdü.
Gerçekler nasıl tahrif ediliyor, gördünüz mü?