Biliyorsunuz elektrik ülkemizde pahalı satılan temel ihtiyaç maddelerinin başında gelenlerinden.

Devlete bağlı kamu iktisadi teşebbüslerinden biri olan Elektrik Kurumunda bu güne kadar birçok hatalar yapıldı.

Bu hataları yapanlar hükümetler tarafından o kurumun başına getirilenlerdi .

Kimi istihdam çiftliği olarak gördü kurumu, kimi santral alımlarını yüzüne gözüne bulaştırdı, kimi okus pokusçuluğuyla ün saldı!

Bütün bunlara  devletin seyirci kaldığını, yapılan hiçbir hatayı cezalandırmadığını söylemek mümkün.

Yaptığı hatalardan dolayı ceza alan çıkmadı.

Elektrik Kurumunun yönetimi hükümette olan siyasi yapıların tercih ettiği kimselerden oluşturulmaktadır.

Bir anlamda Elektirik Kurumundaki yönetimle ilgili Bakanlık ya da hükümet  iç içe hareket etmek durumundadır.

Buna rağmen hükümetin bilgisi dışında,  ilgili sendika ile yönetim arasında imzalandığı söylenen ve elektrik kurumu çalışanına, diğer Kamu iktisadi teşebbüsleri ile devlet çalışanlarını imrendirircesine getirilen maaş artışları nasıl olağan karşılansın?

Hele imzalanan toplu iş sözleşmesi ile getirilen artışların finans kaynağı, aldığı pahalı elektrik hizmetleri karşısında sıkıntılar yaşayan, faturaları ödeyemez duruma sokulan vatandaşsa bu nasıl olağan karşılansın?

Elektrik sendikasının, yönetim kurulu başkanının görevden alınmasına göstermiş olduğu tepki bile kuşku ile karşılanması gereken bir hadisedir.

Tabir yerinde ise bu yaklaşım “al takke ver külah” ilişkilerinin bir sonucu mudur hissini çağrıştırmaktadır!

Daha da ilginci , ilgili bakanın ileriki aylarda elektrik ücretlerine yeni zamlar getirileceğini müjdelemesi bile al takke ver külah ilişkilerinin boyutunun daha geniş alanlara yayılmış olduğu görüntüsünü vermektedir.

Başbakanın ilgili Sendikanın yüreğine su serpen açıklamaları hükümetin sendikalara olan teslimiyetinin tescil edilmiş şeklidir.

KKTC de vatandaş elektrik faturalarını artık ödeyemez duruma gelmiştir!

Konuya muhalefet partilerinin de kayıtsız durmasına karşın görülen o ki, devlete karşı gösterilecek olan sivil itaatsizlik sessiz sedasız vatandaş tarafından kendiliğinden karşılarına dikilecektir.

Elektrikte yaşanan olumsuzluklar bununla da sınırlı değil!

Elektrik faturaları karşısında çaresiz kalmış vatandaş içinde bulunduğumuz soğuk kış gecelerinde geleneklerin de bir parçası olan odun sobalarına sarılmak durumunda kalmakta, bilhassa büyük yerleşim alanlarında odun sobalarının çıkarmış olduğu dumanlar,zift  ise sağlık açısından büyük tehlikeler yaratmaya devam etmektedir.

İnancım o ki yaşananlar ve yaşatılanlar karşısında tek çare adaya bir an önce kablo ile elektrik getirtilmesini zorunlu hale getirmiştir. İnanmıyorsanız başınızı güney Kıbrıs a çevirin, neler olup bittiğini daha iyi göreceksiniz.