Dünyayı sarsan Covid 19 mu desem, Corona virüsü olarak mı dillendirsem, yoksa Pandemi diye mi geçiştirsem, ortaya çıkan illetten kurtulmak için farklı ülkelerde  acele üretilen aşılar bir umut olarak girdi insan yaşamına.
21 bin 80 aşı geçti elimize. Bunun 20 bini anavatandan, diğer 1080 ise AB den geldi deniliyor ama doğrusu komşunun payından.
Önemli olan elimizdeki aşıları hangi yöntemlerle kullanacağımız!
Var sayalım ki, 350 bin nüfusun 100 binini aşılmaya kalksak, açığımız 80 bin.
Çarp iki, 160 bin!
“Biri yer, biri bakar, kıyamet bundan kopar”
Nasıl çıkabileceğiz işin içinden?
Bölgelere gönderilen aşı miktarlarının yetersizliğinden, duyurulan yaş guruplarına değil de daha genç kesimlerin sıraya girmesinden homurtular yükselmeye başladı bile.
Nihayet ilk parti aşının bittiği duyuruldu.
Türkiye nin en kısa zamanda aşı konusunda gerekli müdahaleyi yapacağı kesin de, kesin olmayan AB den gelenler. Kıbrıs Türklerine “mehel” görülen miktarlar “maskaralikki”.
Önemli olan aşılanmada henüz yerleşmemiş düzen.
Bir başıboşluktur gidiyor!
Acil durum hastanesinde şahit olduğum manzara şu, seksenlik akrabasını aşıya getiren refakatçi (yaşı her ne kaçsa) onu da sıraya alıyorlar, onu da sorgusuz sualsiz aşılıyorlardı.
Halbuki geride aşılanmayı bekleyen binlerce 65 yaş üstü insanımız var.
İlk etap aşı sayısı malum. İlk parti aşının tükendiği açıklaması yapıldı ama inandırıcı gelmediğini hemen söylemeliyim.
Aşı uygulamasına Belediyelerin sokulması fikri bir yere kadar geçerli olabilir ama 65 yaş üstü kimselerin Belediyelere kayıtlı olanlarının sayısı acaba kaç?
Lefkoşa Belediyesi gibi belediyelerin bazıları göstermelik bin-iki bin yaşlıya yapılan hizmetin reklamını yapıyor ama geride binlerce 65 yaş üstü vatandaştan güya haberdar değil. Halbuki ellerindeki kayıtlarla bu sabit.
Görülen o ki aşılama işlemlerine ciddi organizasyon yapılmadan başlanılmış.
Halbuki uygulamada öncelikli olarak görev verilmesi gerekenlerin Kaymakamlıklar ve muhtarlıklar olması gerekiyordu, sonra da sağlık ocakları.
Bu güne kadar aşı olanların bilgisayarlarda kayıtları mevcut.
İlgililerin, işlerin düzgün gidip, gitmediği, hangi yaştakilere de aşı yapıldığı bilgisayar kayıtlarından takip etmeleri mümkün.
Gelmesini umut ettiğimiz ikinci dalga aşı adaya gelmeden aksaklıkların tespit edilip düzeltilmesi şart.
Aksi takdirde karmaşa devam edip gidecek, gerçek anlamda aşıya ihtiyacı olan kimselerin aşılanmamış olduğu iş, işten geçtikten sonra ortaya çıkacak.
Bu işlemleri sadece Sağlık Bakanlığından beklemek de hataların en büyüğü.
İç İşleri Bakanlığının ve Bakanlığa bağlı Kaymakamlıkların ve de muhtarlıkların  devreye girmesi gerekiyordu. İşin doğrusu aşılama işlemlerinin hükümet tarafından bir seferberlik anlayışında ele alınması gerekiyordu, bu yapılamadı.
Umut edelim ki  bundan sonraki süreçte aşılama dert olmaktan çıkarılır, devreye girmesi gerekenler görev üstlenerek şu küçük ülkede yüzümüze gözümüze bulaştırmadan hayati bir konu başarılır.