Öyle görülüyor ki İçine girmiş olduğumuz bu hafta da hükümetin meclisten onay alma süreciyle geçecek.
Bizler ise ülke sorunlarına duyarlı kalem oynatanlar olarak aynı doğrultudaki konuları işlemeye devam edeceğiz.
Ülkemizde işine, hesabına, kitabına aykırı görülenlere, akla, hayale gelmeyecek iftiralar yapılır, sövgüler, hakaretler diz boyuna çıkar, olmadık hikayeler anlatılır ama hepsi orada kalır!
HP li üç milletvekilinin bu kritik süreçte partilerinden istifa ederek oluşacak azınlık hükümetine destek vereceklerini beyan etmeleri yine karalama tezgahlarının faaliyete geçmelerine yetti de arttı bile.
Rüşvetten söz edenler oldu, toprak bağışından dem vuruldu.
Hele HP Başkan vekilinin “mezarlıktan korkmadığı” ifadeleri bardağı taşıran son damla oldu.
Bir defa peşinen belirtmek isterim, bu üç milletvekiline benim koltuk değneği olmama ihtiyaçları yok. Hasan Topal, Mesut Genç ve Hasan Büyükoğlu topluma kendilerini kanıtlamış değerli insanlar. HP li olmazdan evvelde toplum tarafından benimsenmiş kişilerdi.
HP henüz yeni kurulmuş bir siyasi yapı olarak, temizliğiyle tanınan bu kimselere bu özelliklerinden dolayı milletvekilliği adaylığı teklifi götürdüğünü biliyorum.
Henüz HP milletvekili iken Dr Hasan Topalın “ben de bakanlık istiyorum” ifadeleri bakanlık makamlarının kimselerin inhisarında olmadığını ortaya koymak adına sarf edilmiş sözler olduğuna inanıyorum.
Dr Hasan Topal orta mesaryada sevilen, takdir edilen bir isim.
Önümüzdeki dönemde milletvekili olabilme şanslarını tehlikeye sokarak partilerinden istifa eden bu kimseler bir defa yasa gereği bu dönem hiçbir partiye üye olamazlar, bağımsız kalmak zorundadırlar.
Bakanlık gibi makamlara getirilemezler.
Dönem sonunda ise aşinası olmadıkları bir partiden, o siyasi yapının üyelerine yabancı konumda iken aday olacaksınız ve milletvekilliği için onay umacaksınız!
Bunun çok zor bir şey olduğunu bilen biri olarak vurgulamakta yarar görüyorum. Çok zorlu korumalarla olumlu sonuca ulaşmak ancak mümkün olabilir.
Bütün bu olumsuzlukları göze alarak istifa müessesesini gerçekleştiren bu kimselerin amacı sizce ne olabilir?
Menfaat olamayacağına göre, bunun adı ülke sevgisi olabilir mi?
Asıl istifa nedenleri,
mensubu oldukları ve hükümet oluşumunda kilit konumdaki partilerinin ipe , sapa gelmez gerekçelerle, kaprisler yaparak ülkeyi hükümetsiz bırakmalarına duydukları tepkinin bir sonucu olabilir mi?
Bulundukları makamlara ışınlanarak nasıl geldiklerinin bile farkında bile olamayanların hezeyanlarına kendini bilen bu kimselerin bu kadar zamandır nasıl tahammül ettiklerine şaşırdığımı vurgulamak isterim.