Eski yıl giderken, insanlar kendileri ile bir hesaplaşma yapıyor geçmişi ile. Geçmiş yıl bizi mutlu etti mi? Bence etmedi. Adeta bütün dünya kendi ile hesaplaştı. Yeni yıl bize “giden geleni aratır” dedirdecek mi?
Bu da mümkün.
Dünya teknolojik açıdan geliştikçe, bence geleceğimizin alanı da küçülüyor.
En büyük acı, elbette ki İsrail’in Filistin’lilere yapmış ve yapmakta olduğu soykırımdır. Bu soykırımın adı, “Amerika destekli soykırım”dır bence. Çünkü İsrail ABD’den yüz bulmasa bu soykırımı gerçekleştiremezdi.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş hala devam ediyor.
İnsanların uğradıkları doğal afetlere de değinmek lazım. Özellikle Amerika’nın bazı şehirlerinde meydana gelen doğal afetler, maalesef birçok insanın hayatını aldı götürdü ve büyük yıkımlara neden oldu. Sadece Amerika’da meydana gelmedi doğal afetler. Uzakdoğu’da Hindistina ve yöresindeki sel felaketleri hala hafızalardadır.
Doğal afetler insanı düşündürüyor. Adeta Allah’ın “Ben size bir hayat ve sayılamayacak kadar nimet verdim ama siz birbirinizi yiyorsunuz, verdiğim nimetlerin kıymetini bilmiyorsunuz, alın size bir ceza” dercesine bir durumdur doğal afetler.
Depremler veya sel baskınları da o mesajın bir parçasıdır.
İki yıl önce Hatay’daki deprem de o mesaj gibidir. Tabii ki deprem, insanların görünmeyen bir düşman tarafından yapılıan binaların taşları ve moloz yığınları arasında gizlidir. Yani hırsız müteahhitler.
Kıbrıs’ın Şampiyon Melekleri, yüreğimizin en derin ve en nadide yerinde duruyorlar. Her yıl katmerlenen acıları hiç dinmiyor. Türk adaleti İsias Otel davasını gerçek anlamda hak yerini bulacak mı?
Herhalde yeni yıl içinde bu durum da netleşecek. Şampiyon Melekler’in aileleri istinafa gidecek.
Ülke genelinde yaşanan en kötü şey, gerçek anlamdaki pahalılıktır. Bu durum 2024’te vardı ve 2025’te de olacak. Sendikalar sistemli şekilde hükümetin kapısında kükreyip duruyorlar.
Sendikal faaliyetler geçtiğimiz yıla da damgasını vurdu. Sendikaların birleşerek yaptıkları eylemler, haklı veya haksız, ses getiriyor.
Başbakan Ünal Üstel’in açıklamaları, “varsa vereceğiz” mealindedir. Hayat pahalı oldukça saflar daha da keskinleşiyor. İnşallah içine girdiğimiz yeni yıl, herkesi tatmin edecek, herkese mutluluk ve refah getirecek bir yıl olur. Yine inşallah tabii.
Geçtiğimiz yıl yaşadığımız iki skandal haber vardı. Birisi sahte diplomalar, diğeri de reçete yolsuzlukları.
Bu iki konu henüz mahkemede görüşme safhasına gelmedi. Geldiği zaman da, herhalde bazı kişilerin başı ağrıyacak.
Özellikle sahte diploma meselesi, gerçekten çok önemli istismarları da beraberinde getirmiş oluyor.
Bu konuda empati yapmak iyi olur diye düşünüyorum.
Şayet ben bir kamu görevlisiysem ve üniversite diploması bana bir rant getirecekse o diplomaya sahip olmanın yollarını ararım. Ama nasıl? O diplomaya sahip olmanın yolları, yaşım ilerlese de, iki elim kanda olsa da üniversiteye gider ve muntazaman derslere girerek adam gibi sınavlarımı verir ve günü geldiğinde de o diplomaya sahip olurum. Hatta o dipoloma sizin ufkunuzu genişletecekse...
Lakin bazı insanlar bu işi kestirmeden halletme yoluna gittiler. İşte sahte diploma meselesi bundan ötürü patlak vermiş ve olay sokaklara dökülmüştür.
Sahte recete konusunda en çok beni üzen şey, eski Meclis Başkanı Dr. Sibel’in bileklerine takılan kelepçelerdi. Bu nasıl bir davranış, nasıl bir anlayış. Hiç mi inisiyatif yok o kelepçeleri o bileklere geçiren insanlarda? Sonra Sibel hanım bu tür yolsuzluklara tenezzül edecek bir doktor değil. Paraya pula da ihtiyacı yok. Bunu da söz arasında belirtmek istedim.
Polisiye vakalar, uyuşturucu, hırsızlık, kaçaklar ve trafik kazaları da geçmiş yıla damgasını vuran olaylardı.
Gün geçmiyor ki gazetelerde uyuşturucu ile bazı kaçaklar yakalanmasın. Mahkemede uyuşturucu davaları herhalde dağ oldu.
Kadına şiddet de insan hayatının en sızı veren olaylarındandı.
Kıbırıs sorunu Rumlar yüzünden bu yıl da çözümlenemedi. BM Genel Sekreteri Guterres’in yaptığı girişimler de fayda sağlamadı. Ersin Tatar canla başla çalışıyor. Bilemeyiz... 2025’te sürpriz bir anlaşma olur mu? Olmaz bence. Çünkü Rum tarafı hala direniyor federal bir çözümde. Ayrıca adadaki Türk askerinin çekilmesi ve Türiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün sonlandırmasında da ısrar ediyorlar. Rumlar avuçlarını yalarlar geçmişteki gibi. Geçmişte kabul edilmez öneri ne kadar kabul görmüşse, 2025’te de o kadar kabul görecektir.
2025’in mutluluk ve refah yılı olmasını dileyerek yazımızı sonlandıralım. Yazmaya kalksak, herhalde gazetenin sayfaları bana yetmez. O nedenle güzel duygu ve düşüncelerle yazımı kapatıyorum. Yeni yıl size mutlulu, sıhhat ve huzur versin, değerli okurlarım.