Oldum olası her zaman aklımı kurcalayan bir nokta vardır.  O da, araçların yayalara çarpması ve o çarpmanın ölümle neticelenmesidir.

            Gerçekte son zamanlarda pek çok hızlı ve dikkatsiz araba kullanan sürücüler olduğu biliniyor.  Bu arada şu dikkantiz ve hızlı sürücüler de yolun bir tarafından bir tarafına geçmeye çalışan yaya/yayalara çarpıyor sonuç çok kötü oluyor.

            Normal yolda giden bir araba sürücüsü ne kadar dikkatli sürerse sürsün, ölümlü kazada, en az yayaların da bir yerde hayatlarıyle ödeseler de suçu olduğunu düşünüyorum.

            Bir yaya aniden yolu bir taraftan bir tarafa geçmeye çalışırken, sürücünün ona çapması, belki de mesafeyi kestirememesidir.

            Elbette giden canlara hepimiz üzülüyoruz.  Maamafih, polisin devamlı trafik uyaarılarına rağmen devamlı ölümlü kazalar oluyor.  O nedenle polisin kapsamlı bir açıklama yapması ve yayaları da, en az sürücüler kadar uyarılması gerekir diye düşünüyorum.

            Mesela bir sürücü ne kadar haklı olursa olsun, mutlaka ceza alıyor.  Budur beni düşündüren.  Hani derler ya, “durduk yerde mahkemelere düştüm ve ceza alıyorum” gibi.  Şu durduk yerde denen şey, normal yolunda giderken bir şahsın da elini kolunu sallayarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı bir esnada, istemeden sürücünün başı belaya giriyor.

            Ben sürücüleri kayırmıyorum.  Hatta sürücülerin daha da dikkatli olmaları gerektiğini savunuyorum.  Lakin yine de ölümlü kazalar oluyor maalesef, ne kadar dikkatli olunsa da.

            Sanırım ülkemizde yaya geçitlerini pek sevmiyor yayalar.  Veya yaya geçidinden geçmeyi kendine zül sayıyorlar.  Nasıl olsa ben geçerim, karşıdan gelen araç beni beklemek zorundadır zihniyetiyle kendini yola salan bir insandan  söz ediyorum.

            Yaya ile sürücü arasında bir iletişim olur genellikle.  O iletişim aracın yavaşlası ve yayanın kazasız karşı tarafa geçmesidir.

            Çok gelişmiş ülkelerde “zebra” dediğimiz yaya geçitleri vardır.  Bir yaya o “zebra”nın içine adımını attığı an, bütün arabalar zınk diye duruyor.  Ama şahıslaar da mutlaka karşıdan karşıya geçişlerini o “zebra”dan yaparlar.  O zebralardan bizde de olmasına karşın, yine de yayalar buna önem vermiyorlar.

            Trafik ışıkları mı?  Kimi yerlerde şu sinyalizasyonlar var, kimi yerde yok maalesef.  Gerekli yerlere trafik ışıklarının artık şart olduğunu düşünüyorum.

            Aklıma ana yollar geliyor.  Bir de okul çıkışında yaya geçitlerini kullanmayan çocukları düşünüyorum.  Genellikle anayollada hız yapıyor arabalar.  Ya tek yönlerde, ya da çift çeritli yollarda.  O talebelerin de eğitilmesi lazım. 

            Mesela sabah haberlerinde bir polis arkadaşımız meydana gelen trfik suçları hakkında devamlı bilgi mahiyetinde haberler okuyor. Çok güzle ama o da yeterli değil bence.  Belki bir program çerçeveside öğrencilere ada genelinde uyarıcı trafik konuşmaları yapılabilir.

            Bakarsınız yaya geçidinden geçmeyen bir öğrenci hayatını kaybetmiş... Allah korusun.  Ama bu da olasılıktır bence. 

            Şimdi yargı organlarına soruyorum.  Kurallara uymayan yayalara çarpan ve ölüme sebebiyet veren araç suçlu olur mu?

            Genellikle bu durumlarda araç sürücüsü hapse mahkum olur.  Bir hayatın kaybolması kadar acı birşey olamaz.  Lakin o sürücü kendi vicdanında hesaplaşınca, “ben masumum” kararına varır, sessizce.  Veya yayanın dikkatsizliği hafifletici sebep olaabilir.

            İşin başı hem sürücüler, hem de yayalar mutlaka çok dikkatli olmalıdırlar.  Özellikle ülkemizde ruhsatsız araç kullanan yabancı uyruklular hız tutkunudurlar.  Görüyoruz...  Polis bunları daima kontrola alıyor ve ceza kesiyor.  Hatta ruhsatlı olana bile hız limitini aştığı için ceza kesiyor.  Polis görevlerini mükemmel bir şekilde yapmaktadır bana göre.  Polis hangi olumsuz olaylar ve yanlışlıklarla baş edecek, bunu soruyorum.  Polise de hak vermek lazım.

            Bereket versin polisimiz son zamanlarda personel açısından takviye edildi.  Yeni polisler polis okulunda eğitilip hizmete hazır bir duruma getirildi hatta.  O bakımdan polislerimize güvenmek lazım.  Görüyoruz, her gün kaza, her gün bitmeyen ölümler ve yaralılar devam ediyor.

            Kısacası hem yayaların, hem de sürücülerin çok dikkatli olmaları lazım.  Bunun başka izahı olamaz.