Gerilere dönüp bakacak olursak; 14.08.2021 tarihli Halkın Sesi Gazetesi’nin 10. Sayfasına  yansıyan  haberlere göre; “KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ve TC Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin “Tarih Eğitimi Gözden Geçirilmelidir” sözlerine tepki veren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat:
“Irkçı Düşüncelerinizi Tarih Öğretimine Yeniden Enjekte  Etmenize Kıbrıs Türk Öğretmeni   ve Halkı İzin Vermeyecektir” demişti.
Konu ile ilgili açıklamasında  sayın  Mehmet Ali Talat: “Bugüne kadar sustum, ama Cumhurbaşkanı sayın  Ersin Tatar’ın hamasi saldırılarını artık suskunlukla  karşılamak niyetinde değilim. Kendisine yapılan politik eleştirileri “Dalaşma” olarak algılayan   sayın Ersin Tatar  bilmediği konularda hamaset  yaparak ve alkış alarak bir yerlere  varacağını sanmaktadır..
..Türkiye’deki iktidar tarafından seçtirildiği iyice aşikar olan sayın Ersin Tatar bilmelidir ki onun aldığı alkışların çok daha gerçeğini ve yüksek seslisini Türkiye ile Kıbrıslı  Türklerin  çıkar ortaklığını sağlayarak Kıbrıs sorununun çözümünü öne çıkardığımız yıllarda  biz de aldık. Ama alkışlar kalıcı değil konjonktüreldir. Yarın Türkiye sayın Tatar’la farklı düşünme  noktasına gelirse, o da partisindeki eski selefi gibi dağlara çıkma cesaretini gösterebilecek mi demişti.
..Yine  KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat: “Toplumsal iç barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz  bu günlerde, bir İngiliz yönetim biçimi olan “Böl ve Yönet”  politikasını benimsemiş  olabilirsiniz ama biliniz ki  o günler de eskide kaldı. Kendinizi iki devletli çözümün mucidi olarak ifade ederek  bizzat yaşadığımız tarihsel gerçekleri bile tahrif ediyorsunuz. İki devletli politikanın baş savunucusu rahmetli Denktaş’tı..
..Sayın Denktaş, Annan Planı sürecinde, kalıcı bir çözüme olan ihtiyaçla plana destek veren kalabalıklar karşısında  başarısızlığı kabul ederek onay bulmayacağı  Cumhurbaşkanlığı seçimine de katılmama kararı almıştı.  Tarih tekerrürden ibaret değildir ama anlayan için derslerle doludur” demişti.
Gerilere dönüp baktığımızda 14.08.2021 tarihli Halkın Sesi gazetesinde  yer alan açıklamasında CTP, Kıbrıs Türk halkının federal çözüm iradesinin baki olduğunu  belirtti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın “Halk Desteğinin İki Devletli Çözümden Yana Olduğu” yönündeki açıklamalarının, uluslararası hukukla bütünleşme iradesine sırt çevirmek anlamına geldiğini kaydetti.
O günde CTP, Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) “Kıbrıs’ta siyasi eşitliğe dayalı, karşılıklı kabul edilebilir, sürdürülebilir ve güvenli çözüm modelinin adının; haklı bir Türk tezi olan Federasyon” olduğunu kaydetti..
CTP’den yapılan açıklamada Kıbrıs Türk halkının federal çözüme ilişkin iradesinin baki olduğuna  işaret ederek, “Sayın Ersin Tatar’ın ‘Federasyonun Öldüğü’ ve ‘Halk Desteğinin İki Devletli Çözümden Yana Olduğu’ yönündeki açıklamalarının Kıbrıslı Türklerin dünyayla ve uluslararası hukukla  bütünleşme  iradesine sırt  çevirmek anlamına geldiği” görüşünü öne sürdü..
Gerilere dönüp baktığımızda CTP’den yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk Halkının 24 Nisan 2004 tarihli halk oylamasında verdiği onayın; “Kıbrıs’ta siyasi eşitliğe dayalı, karşılıklı kabul edilebilir ve güvenli bir çözüm modeli” olduğu belirtildi. Bunun da adı, haklı bir Türk tezi olan Federasyondur” denilen açıklamada dünya nüfusunun yüzde 40’nın federal devletler tarafından yönetildiğine işaret edildi. 
Federal devletlerin tek ve çok toplumlu olabilen, eşitliğe dayalı ortaklık modelleri olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
..“Federal ortaklığın başlıca amaçlarından birisi ortakların kendi başlarına yapamayacaklarını diğeriyle birleşerek yapabilmesidir. Kendi özerk varlıklarını ortadan kaldırmadan, ortak aidiyetlerine bağlı kalarak bir birliktelik kurmaktır..
..Kültürel etnik kimlik ancak bir federasyonda varlığını koruyabilecektir. Kıbrıs özelinde müzakere edilen federasyonda, özerklik prensibinden hareketle kurucu devletler kendi kendilerini yönetirler. Ayni zamanda ülkenin bütününde eşit siyasi statüde federal organlarda en az  bir olumlu oy şartıyla alınacak kararlarda etkili katılım gösterirler.  Bir kurucu  ortak diğerine üstünlük sağlayamaz, çünkü her ikisi de yetkilerini Federal Anayasa’dan alırlar. Anayasa da toplumların oluruyla oluşturulur.”  
Kıbrıslı Türklerin tarih  boyunca azınlık olmayı asla kabul etmediği için kendi vatanında eşitlik mücadelesi verdiğine işaret eden CTP “Eşitlik, sadece BM kararları ve parametrelere bağlı federasyonla mümkündür. Eşitliğe dayalı federasyon, Kıbrıs’ın bir başka ülkeye bağımlılığını önleyecek yegane çözümdür” açıklamasında bulundu.
Kıbrıslı Türklerin, gerek kapsamlı çözümle birlikte oluşacak devlette, gerekse tüm ada üzerindeki ve etrafındaki haklarını elde etmesinin sadece federal çözümle mümkün olduğu  savunulan  açıklamada, şunlara yer verildi:
“Tüm dünya ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği  de Kıbrıs’ta iki ayrı  devleti kabul etmeyeceğini resmen açıklarken, Kıbrıslı Türklerin  AB  vatandaşlığının devamı sadece  Federal Kıbrıs Cumhuriyeti  ile mümkün olacaktır.. 
..Siyasi soruna sahip bölünmüş ülke veya toplumlarda, elde edilmesi çok zor olan kalıcı barış ve gerçek demokrasi, sadece birleşmeyle mümkün olacaktır. Siyasi istikrar, güvenlik ve refah sunan yegane çözüm modeli  federasyondur..
..Bu gerçekler ışığında, Kıbrıs’ta çözüm ya federasyon zemininde olacaktır ya da süregelen durum ve sonuçları devam edecektir. Bugün var olan  durumun sürdürülemez olduğundan hareketle, federasyon modelinin bu şekilde yok hükmünde sayılması, Kıbrıslı Türklerin  aleyhinedir ve kabul edilemezdir..
..Kıbrıs Türk Halkı kendi kendini yönetmeye muktedir, Kıbrıs tarihinin tüm aşamalarında süregelen zorluklar karşısında  kendi vatanında  var olmayı  ve ayakta durmayı başarmış onurlu bir halktır. Kıbrıslı Türkler, bugünden yarına  da ayni şekilde yürüme kararlılığını  sürdürecektir.  Türkiye ile  ilişkilerin  karşılıklı saygıya  dayalı bir biçimde  devam etmesi, Kıbrıslı Türklerin  haklı mücadelesinde  önemli bir güç kaynağı olacağı kesindir.”
Kıbrıslı Türklerin  onurlarıyla ve kararlılıkla  yürüttüğü kapsamlı çözüm mücadelesinin   Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından  yok sayıldığını, bunun da asla kabul edilemez olduğunu  belirten CTP, “Uluslararası hukuka bağlı kalarak, ilgili  BM Güvenlik Konseyi  kararları çerçevesinde  bir çözüm için sonuna kadar  mücadelesini sürdürecektir..
..Sayın Ersin Tatar’ın gerçeklikle bağdaşmayan  iki devletli çözüm hayaline  Kıbrıslı Türklerin geleceğini  kurban etmeyeceğiz” dedi..
Gerçek şu ki; CTP, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanını kerhen kabul eden bir partidir ve de günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin elbet bir gün tanınacağına inanmayan bir partidir. Ne yazık ki dünden bugüne CTP, Kıbrıs Türk ve Rum  halklarının  Federasyon çatısı altında  yan yana yaşamalarını  hedefleyen bir partidir.
Gerçek şu ki; dünden bugüne Rum-Yunan ikilisi dünden bugüne Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözümü hedeflemiyor.
Dün olduğu gibi bugün de Rum-Yunan ikilisi olası bir siyasi çözümde “Garanti Anlaşmaları İptal Edilmeli Türk Askeri Adadan Gitmeli, Rum Göçmenler Evlerine Mülklerine Geri Dönmeli” diyor.  
Rum-Yunan ikilisinin hedefleri olası bir siyasi çözümle birlikte Kıbrıs Türk Halkını ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamaktır. Kıbrıs Türk halkı asla ve asla bu oyuna gelmeyecektir.
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk Halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkmaktır ve de ana vatanımız Türkiye’nin desteğinde tanınmasını sağlamak olmalıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..