“Biz, 1963’te sabahın alaca karanlığında gözümüzde patlayan kurşunları nasıl unutabiliriz? Yunanistan’dan birkaç gün içinde 15.000 Yunan askerinin Türk köylerine hücumunu nasıl hatırlamayız? Kıbrıs’ın muhtelif limanlarına boşaltılan tankları, NATO silahlarını, Nikos Sampson’un Mağusa limanına kapalı sandıklarda matbaa malzemesi diye masum Türkleri öldürmek için getirdiği silahları hafızamızdan silebilir miyiz?” 1968
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Kıbrıs Dış Rumlar Komitesinin her yıl düzenli olarak yaptıkları toplantılar geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da tekrarlandı. Toplantılarda son bir yıl içinde Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü konusunda yapılan tartışmaların masaya yatırıldığı kaydediliyor. Farklı siyasi düşünce yapısında olmalarına karşın birlikteliğin sağlandığı ve yapılması gerekenler ve izlenecek yöntem açıklamalarına yansıyor.
Toplantı sonrasında öne çıkarılan birincil konu olarak “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini sabırsızlıkla bekliyoruz” görüşüne vurgu yapılıyor. Buna koşut iki toplum arasındaki ilişkilerin de en kısa sürede düzeltilmesi isteği belirtiliyor. Bugüne değin çok kez gündeme taşınmasına karşın yeniden ısıtılarak Nikos Hristodulidis tarafından kırık plak gibi Güven Yaratıcı Önlemlerin nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceği her zamanki gibi belirsizliğini koruyor.
Amaçlanan, Nikos Hristodulidis’in BM Genel Kurulunda yapacağı konuşması Türklerin uzlaşmazlığını bir kez daha kayıtlara geçirme çabası olmasının ötesinde bir anlam içermeyecektir. . Önceki Genel Yazmanların konuya ilişkin olarak yaptıkları önerileri kabul etmeyen tarafın kendileri olduğunu unutarak şimdilerde şirinlik yapmaya soyunurken önerilerin ne olduğunu açıklamadığı için bir yanlarının açıkta kaldığını kaydetmek gerekiyor. Karşılıklı olarak güven unsuru ortalıklardan kaldırıldığı için birleşmeye ne kadar yakın olduğumuzun en son tipik göstergesi Pile Yiğitler köyleri arasında ki yol yapımı çalışmaları sırasında BM Barış gücünün yanlarında olmadığı zamanda bu gücü arkalarına alarak nasıl saldırganlaştıkları biliniyor. Bunları yaparak da suçlu arayışına çıkıyorlar.
Bir yandan adada müzakere ortamının olmadığı türküsünü çığıran BM Genel Yazmanı, Sözcü Yardımcısı Flerendo Soto Nino’yu nabız yoklamak için adaya gönderdi. GYÖ ve Pile Yiğitler konusu ortalıklarda dururken Nino’nun iki taraf arasında yaptığı görüşmelerden ileriye yönelik olumlu bulguyu yakalayamadığı belirtiliyor. BM Genel Kurulu öncesinde yapılmış olan bu gezi çözümsüzlüğün bir kez daha kayıtlara geçmesinin nedeni oluyor.
AKEL Genel Yazmanı Stefanos Stefanu 2017 yılından bu yana en uzun sürenin geçmiş olmasını ve en uzun açmazın yaşandığının kanıtı olduğunu söylüyor. Yaşanan bütün olumsuzluklara karşın Hristodulidis ise çözüm bulmak için Genel Yazmanın tüm iyi niyetini kullanarak yardımcı olacağını söylüyor.
BM Genel Yazmanının Yardımcısı, Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Miroslau Jenca ise Kıbrıs’taki var olan durumun sürdürülebilir olmadığına vurgu yapmasına karşın müzakereler yeniden başlamalı diyor.
Çelişkiler yumağına döndürülmüş olan Kıbrıs uyuşmazlığındaki çözümsüzlüğü çözmesi için GODOT’u beklememiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…