1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde, Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine dayalı  11 Şubat Zürih ve 19 Şubat 1959 Londra Antlaşmalarını imzalamasının ardından Kıbrıs’a dönüşünde Makarios: “Merak etmeyiniz bu antlaşmalar Enosis’e sıçrama tahtası olacak” demişti.  Nitekim 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmalarıyla  ilan edilen  Kıbrıs Cumhuriyeti Rumların Enosis hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacaktı..
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının ardından Kıbrıs sorunu BM Güvenlik Konseyi’ne taşınmasının ardından aldığı 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararı kabullenemeyen ve bu karara şiddetle karşı çıkan  Türk Cemaat Meclisi Başkanı sayın Rauf R. Denktaş o günde BM Güvenlik Konseyi’nde göz yaşlarını tutamamıştı. Yine o  günde Makarios; Rauf R. Denktaş’ın  Ada’ya girişini  de yasaklayacak ve de yaklaşık 4 yıl Ankara’da kalacaktı..
15 Kasım 1967’de binlerce Yunan askeri desteğinde Geçitkale ve Boğaziçi köylerine  yapılan saldırıların ardından Türk Savaş Uçaklarının gerçekleştirdiği ihtar uçuşunun sonrasında  yapılan antlaşma gereği Ankara’da sürgünde bulunan Rauf R. Denktaş’ın Ada’ya giriş yasağının  kaldırılmasının ardından  13 Nisan 1968’de Kıbrıs’a dönmüştür.
3 Haziran 1968 tarihinde Beyrut’ta Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş ve Temsilciler Meclisi  Başkanı Glafkos Klerides arasında başlayan görüşmeler bir hafta sonra Lefkoşa’ya taşınacaktı.. Ancak Yasama, Yürütme , Güvenlik ve İdari konularda  devam eden görüşmeler Rumlar’ın uzlaşmaz tutumu nedeniyle  20 Eylül 1971’de son bulacaktı.
1971’de vermiş olduğu beyanatında Klerides: “Çözümsüzlük, bizim için en iyi çözümdür. Bugün, neysek yarın da oyuz. Gelecek yıl da oyuz, her yıl da o olacağız. Yüzde yüz Rumlardan  oluşan bu idareyi , dünyaya meşru Kıbrıs Hükümeti olarak tanıttık, içimizde vetosuyla bir Cumhurbaşkanı Muavini yoktur, üç Türk Bakan yoktur, biz meşru hükümet olarak tanınmaktayız.  O halde Türkleri ne diye içimize alalım; onlar Ada’nın yüzde 3’üne  sıkıştırılmış vaziyette ekonomik açıdan perişan durumdadırlar. Ya bize boyun eğerler veyahut da Ada’dan çıkıp gideceklerdir” demiştir.  Kaynak:http://www.tbmm.gov.tr
BM’nin çabaları sonucu taraflar çok geçmeden bir araya gelirken  Rauf R. Denktaş ve Glafkos Klerides’e ek olarak Türkiye, Yunanistan ve  BM Temsilcilerinin yer almasıyla toplumlararası görüşme süreci   1972’de yeniden başlayacak ancak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sayın Bülent Ecevit’in  “Kıbrıs İçin En İyi Çözüm Yolu Federasyondur” diye demeç vermesini eleştiren  Glafkos Klerides,  2 Nisan 1974’te  görüşmelerden çekilecekti..
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün, 18 Şubat 1973’te Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcılığından ayrılarak yerini Rauf R. Denktaş’a bırakmasının ardından  15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin Makarios’a karşı düzenlemiş oldukları darbenin esas hedefi Enosis’in bir an önce gerçekleştirilmesini sağlamaktı. Nitekim Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan edecekti. Bu gelişmelere Anavatanımız Türkiye’nin seyirci kalması mümkün değildi. Nitekim düzenlenen 20 Temmuz Barış Harekatı ile  kahraman Mehmetçiklerimizin bugünkü sınırlarımızı çizmesinin ardından olası bir Federal çözüm adına 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurulmuştur. Ancak yıllarca sürdürülen toplumlararası görüşme sürecinden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine  15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir....
Rauf R. Denktaş’ın 24 Nisan 2004 Annan Planı referandumunda ‘hayır’ demesine karşın Kıbrıs Türk Halkının Türkiye’nin desteğinde ‘evet’  demesi üzerine    20 Nisan 2005’te düzenlenen KKTC Cumhurbaşkanlığına aday olmayan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı sayın Rauf R. Denktaş’ın yerine sayın Mehmet Ali Talat KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı olarak seçilmişti.
3 Eylül 2008’de, KKTC’nin  2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat ile yer alan görüşme  sürecine başlamadan önce yapmış olduğu açıklamada GKRY Lideri Hristofyas:  1977’de Makarios’un, Rauf R. Denktaş’la yapmış olduğu Doruk Antlaşmasında “İki toplumlu, iki bölgeli federal çözümü kabul ederek” büyük bir taviz verdiğini dile getirerek “Ne Konfederasyon ve ne de iki devletli yeni bir ortaklık kabul edilemez.. Kıbrıs’ın AB’ye tam üye olduğu dikkate alınmalıdır… BM’nin; iki bölgeli, iki toplumlu , BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında tarif edildiği şekli ile siyasi eşitliğe, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve tek uluslararası temsiliyete sahip Federasyon çözümünü savunan ilgili kararları bulunacak çözümde esastır.” Demişti.
Günümüzde de  olası bir siyasi çözümde de Rum Liderliği; Garanti Antlaşmalarının iptalini ve Türk askerinin Adadan çıkmasının sağlanmasını istiyor. Tek devlet, tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet ve de tüm Rum göçmenlerin evlerine dönmesini hedefliyor.. GKRY, kabul edilemez BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanarak statükoyu korumaya çalışmaktadır.. GKRY Kıbrıs Türk Halkının  siyasi eşitliğini ve egemenliğini reddetmekte ve kendilerince yeniden başlamasını hedefledikleri görüşme sürecine   7 Temmuz 2017’de Crans  Montana’da  kaldığı yerden devam edilmesini  hedeflemektedir. Daha çookk beklerler..
Diğer yandan son günlerde Ada’da  yaşanan  gelişmelere bakacak olursak; Koronavirüs önlemleri çerçevesinde Şubat 2020 tarihinden beri  Kıbrıs’ta Türk ve Rum kesimleri arasında tamamen kapalı olan  9 sınır kapısı  4 Haziran  gününden itibaren   açılırken Lefkoşa’da Arasta Çarşı girişi kabul edilemez görüntülere sahne olacaktı!....
Güney Kıbrıs’tan gelecekler için  Lokmacı Sınır  Kapısı’nın  önüne  birileri  tarafından Kırmızı Halı  serilmişti. Ancak Lefkoşa  Türk Belediyesi’nin  müdahalesiyle konu  Kırmızı Halı  kaldırıldı!..
5 Haziran tarihli Halkın Sesi Gazetesinin  manşetten yer alan “Esnaf Umutlandı” haberinin hemen altında yere serilmiş kırmızı bir halı görüntüsü yer alıyordu.. Hemen alttaki resimde de çok kalabalık bir gurubun Büyük Han’da düzenlenen özel bir etkinlik  ve sözüm ona  barış severlerin kucaklaşması yer alıyordu. Resmin altında yer alan  mesajda: “United Cyprus Now, dün Lokmacı Barikatı ve Büyük Han’da özel bir etkinlik düzenledi, barışseverler kucaklaştı, “Barikatlar Olmasın” mesajı verildi deniliyordu. Halkın Sesi Gazetesinin  ön sayfasındaki haberde 463 gün sonra 9 geçiş noktası yeniden  geçişlere açıldı. Dün  saat 18.00’e kadar Güney’den Kuzey’e  4344, Kuzey’den Güney’e  ise 3885 kişi geçiş yaptı deniliyordu..
Yine Halkın Sesi Gazetesinin  4. Sayfasında yer alan haberde:   Kıbrıs’ta 15 ay sonra geçişler yeniden başlarken, Lefkoşa Ledra/Lokmacı Barikatı ve Büyük Han’da  düzenlenen etkinliklere ait resimler  yanında verilen mesajlar vardı. United Cyprus Now tarafından düzenlenen organizasyonda barışseverler kucaklaştı, “Barikatlar Olmasın” mesajı verildi.
Halkın Sesi Gazetesinin 6. Sayfasında konu ile ilgili yer alan haberde Alparslan Türkeş’in Kıbrıs’ta doğduğu evin Müzeye dönüştürülmesinde büyük emeği olan sayın Naim Aydoğdu sosyal medyadan yaptığı açıklama ile Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye geçen  Kıbrıslı Rumların  kırmızı halılarla karşılanmasına  büyük tepki gösterdi. Aydoğdu’nun açıklaması şu şekilde:
“O kapıdan  Rum’u sokmamak için can veren Şehitlerin kemikleri sızlıyor. Gün gele kırmızı halılarla, lokmalarla, Rumca hoş geldiniz yazıları ile  karşılanacaklarını bilselerdi ölüme koşarlar mıydı? O kırmızı halıyı oraya seren ve lokma  dağıtan Simit  Dünyasının sahibi  Erdinç efendiye  sormak lazım, Erdinç efendi Lokmacı kapısı,  babanın evinin önü mü? Kimden izin aldın, Türk milletinin onuru ile oynayamazsın, bir yerlere halı sereceksen   git evinin önüne  ser ve haddini aşma. Bu topraklar sen keyfince hareket edesin diye kazanılmadı. Haddini aşma..”  dedi..   Doğru Söze ne denir?
5 Haziran 2021 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberler çok daha ilginç!.. Diyalog Gazetesinde yer alan “ Ne Güzel Bir Gün” başlıklı haberde  “kapıların açıldığı ilk gün  05.00-18.00 saatleri arasında  güneyden kuzeye 4344 giriş, Kuzeyden Güneye ise 3885 çıkış yapıldı” deniliyordu. Yine ön sayfada yer alan resimli haberde resimlerle birlikte Lefkoşa’nın tarihi Lokmacı Kapsı güzel görüntülere sahne oldu. Buradaki esnaf, sınır kapısının adına uygun olarak Türk kesimine geçen Rumlara lokma ikramında  bulundu deniliyor.. Gazetede araba kuyrukları yanında tepsiler dolusu lokma görüntüleri vardı. Bazı gazetelerde konu ile ilgili sayfalar dolusu haberler yer aldı. 3. Sayfada levhalarda  Türkçe, İngilizce ve Rumca “Hoş Geldiniz” söylemleri yer alıyordu.. Güney’den Kuzey’e geçenler Lokmacı kapısında “Hoş Geldiniz” pankartı   ve lokma ikram ile  karşılandı deniliyordu..
Kıbrıs Gazetesi’nin ön sayfasında sınır kapılarının  dört gözle  açılmasını bekleyen  Arasta esnafı, aylar sonra  umutlarını yeşerten  bir gün geçirdi. Lokmacı Sınır Kapısı’ndan  geçişlerin   başlaması yüzleri güldürdü.. Geçişler  sayesinde, hem Arasta’ da hem Uzun Yol’ da özlenen  hareketlilik yaşandı deniliyordu.  
Kıbrıs Gazetesinin manşetinde  “Kapılar Açıldı”,  “Özlem Bitti” söylemleri yer alıyordu.. Neyin özlemi ise bir türlü anlamadık!..  Özlemmiş!…
27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen 5+BM Konferansında Türk tarafının gündeme getirdiği  “Eşit Egemen İki devlet” politikası  Kıbrıs Türk Halkına ve Anavatanımız Türkiye’ye yeniden hayırlı olsun..
Kıbrıs sorununa ilişkin Federasyon müzakere süreci sona ermiştir.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı tek çözüm; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  tanınmasıyla mümkündür..
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev, Anavatanımız Türkiye ile işbirliği içerisinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını sağlamaktır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…