1571 yılında Venediklilerden alınan ve 307 yıl Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında kalan Kıbrıs Adasının yönetimi 1878 yılında hükümranlık hakkı Osmanlı İmparatorluğunda kalmak kaydı ile  1 Temmuz 1878’de Kıbrıs’ın idaresi İngiltere’ye bırakılıyordu. İngiltere bu anlaşma ile her yıl Osmanlı Devleti’ne 22 936 kese altın ödeyecekti. Ancak, I. Dünya Savaşı günlerinde Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin zıt kutuplarda yer alması ile birlikte İngiltere’nin Kıbrıs’ı ilhak ettiğini ilan etmesinin ardından, Türk İstiklal Savaşı sonrası  24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Anlaşması ile de  Kıbrıs Adası resmen İngiltere’ye  bırakılıyordu.
 Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ın idaresini İngiltere’ye devretmesinden sonra  Kıbrıs Türk halkı ile Rum Halkının  ilişkilerini belirleyen   en önemli etken,  Rum halkının “Enosis’i  gerçekleştirmesi mücadelesi diğer bir değişle Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yönündeki mücadelesi olmuştur. O günde Rumlar, İngiltere’nin Ege adaları gibi  Kıbrıs’ı da  Yunanistan’a vereceğine inanmaktaydılar.  Bu nedenle de  Kıbrıs Türk halkı hem  İngiliz Sömürgesi  hem de  Yunan emelleriyle  uğraşmak durumunda kalmıştı.
Bu gelişmelerin ardından Rumlar, daha 1931’de Enosis’i gerçekleştirme adına isyan etmişler,  toplantı yaparak yürüyüşe  geçmişler ve  Vali Konağını yakmışlardır. Ancak İngilizler kuvvet kullanarak  isyanı bastırırken  adada sıkı yönetim ilan etmişlerdi.  28 Şubat 1947de  ise Kıbrıs Türklerinin  tepkisini çekecek bir başka gelişme olmuştur.  Yunan Parlamentosu, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakının, Yunan milleti  ile hükümetinin  ulusal isteğini teşkil ettiğine ve bunu İngiltere hükümetine bildirmek için  Yunan Hükümetinin yetkili kılındığına” ilişkin bir kararı alkışlarla  ve oy birliği  ile onaylamıştır. O günlerde   Kıbrıs Valisi Lord Winster’in istifası üzerine  Rumlar ada çapında siyasi miting tertipleyerek ilhak taleplerini tekrarlamışlardır.
Bunun üzerine KATAK (Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu) ve Kıbrıs Milli Türk Halk   Partisi’nin birleşmesiyle kurulan “Milli Türk Birliği”,  hareketsiz kalmanın doğru olmayacağına inanarak, Türklere ait kurum ve kulüpleri toplantıya  davet etmiş, yapılan toplantıda da 28 Kasım 1948’de Selimiye  (O günkü adıyla Ayasofya)  Meydanında toplantı yapılmasına ittifakla karar verilmiştir. Kaynak: Güngör Toplu,  Kıbrıs Türklerinin Bağımsızlık Mücadelesinde Bir Dönüm Noktası “28 Kasım 1948 Mitingi”
Mitingin düzenlenmesinin başlıca nedeni “Enosis” fikrine ve davranışlarına karşı duyulan tepkiydi.  Kıbrıs Rumlarının Ada’nın Yunanistan ile birleşme taleplerine karşı  Kıbrıs Türk milliyetçiliği oluşmaya başlamıştı. Bunun temel nedenleri de Kıbrıs Rumlarının milliyetçiliği, Türkler ve Rumlar arasında geçmişte yaşananlar ve “Girit Sendromu” diyebiliriz. Kaynak: Niyazi Kızılyürek, Milliyetçilik kıskacında Kıbrıs, İletişim Yayınları, İstanbul.
Girit, Yunanistan tarafından ilhak edildikten sonra burada yaşananlar, Girit’teki  Türklerin  çektikleri sıkıntılar ve Kıbrıs ile o zamanki  Girit meselesi arasındaki  büyük benzerlikler görülmesi ve Kıbrıslı  Rumların  Ada’yı Yunanistan’a ilhak ettirme çabaları Kıbrıs Türklerini mücadeleye  ve birlik ve beraberlik içinde hareket etmeye sevk ediyordu..
Temmuz 1948’de CHP Çorum Milletvekili Hasene  Ilgaz ve Yazar İffet Halim Oruz’un  da içinde yer aldığı Türkiye’de  oluşturulan Öğretmenler Heyeti Kıbrıs’ı  ziyaret etmiştir. Ziyaret sonrası Türkiye’ye  dönen  bu heyet Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından kabul edilmiştir.  Heyet; Kıbrıs  adası  ile ilgili gözlemlerini,  Kıbrıs Türklerinin Anavatana bağlılığını iletmişlerdir. 
Kasım 1948’de  ise bir Kıbrıs Türk Heyeti Türkiye Cumhuriyeti  Cumhurbaşkanı  İsmet İnönü’yü ziyaret edip, Rum-Yunan ikilisinin ilhak faaliyetleri hakkında bilgi vermişlerdir. Böylece, Kıbrıs Türklerinin bu tepkilerine Türkiye de katılıyor, Türk basını  ve kamuoyu  Kıbrıs meselesine ilgi duyuyordu.   Tepkiler Kıbrıs’ın  Yunanistan’a  ilhakı yolundaki faaliyetlerinin hoş görülmediği, Adada  Türklerin de yaşadığı, İngiliz yönetimi sona erecekse, Kıbrıs’ın  Türkiye’ye iadesinin gerektiği yönünde ortaya konuluyordu..
..Miting hazırlıklarına  başlanmasının ardından tüm  köylere ve kasabalara, miting günü bildirilerek o günde Rumların Enosis  taleplerine karşı bir miting düzenleneceği haberleri gönderildi. Günler öncesinde Kıbrıs  Türk  basınında da miting ile ilgili neşriyat yapılarak  Kıbrıs Türkleri miting için organize edildi. (Halkın Sesi, 23 Kasım 1948, s. 1; 26 Kasım 1948 , s.1)
 Mitingin  başarısını sağlamak için gizlice sürdürülen hazırlıklar sadece  Mitingden birkaç gün önce gazetelerden yapılan çağrıyla  Kıbrıs Türk halkına duyuruldu.  Hür Söz  Gazetesinin neşrettiği aşağıdaki yazı bu bakımdan önemlidir: “28 Kasım Miting Günüdür. Kıbrıs’ı seviyor ve burasını bir vatan parçası olarak tanıyorsan , iki uğursuz, talihsiz düşünceyi İlhak ve Muhtariyeti reddetmek için , Pazar günü saat 11’de Lefkoşa’da  Selimiye (Ayasofya) Meydanında yapılacak mitingde sen de bulun. O gün, bütün bir cihana Kıbrıs’taki Türk varlığının canlılığı gösterilecektir.  Bizi ölü bilenler, varlık ve canlılığımız karşısında o gün hayrete düşeceklerdir. 28 Kasım Pazar gününü unutma !. Lefkoşa Ayasofya (Selimiye)  Meydanına sabah saat 11’de sen de koş ve müşterek milli davamıza karşı olan bağlılığını ispat et.” (Hür Söz, 26 Kasım 1948, s.2).
28 Kasım sabahı erken saatlerde Lefkoşa’nın Türk mahallelerinde adeta bayram günlerini andıran bir kaynaşma göze çarpıyordu. (Hür Söz, 30 Kasım 1948, s.1) Hikmet Afif Mopalar, Kıbrıs Güncesi adlı eserinde miting gününü ve Lefkoşa’yı şu şekilde tasvir etmiştir: “Köylere ve kentlere otobüs tutulması için haber salındı. Fakat ilk gelen yanıtlar şaşırtıcıydı. Köyler ve kentler kendi otobüsleri, kendi araçlarıyla geleceklerini bildiriyorlar, araç gönderilmesini istemiyorlardı. Köylünün ve kentlinin bu son durumu memnuniyet vericiydi. 28 Kasım Mitingi’ne herkes kendi aracıyla ve kendi parasıyla katılacaktı.”..
..“Sabahın erken saatlerinde başlamıştı akın. Çok kısa bir süre içerisinde dolup taşıyordu Selimiye Meydanı. Bir bayram havası estirilmişti. Yalnız caddeler ve sokaklar değil, tümüyle dükkanlar, evler Türk bayrakları, Atatürk’ün büyük boy resimleriyle donatılmıştı. Görülmemiş bir gün yaşıyordu Lefkoşa. Tarih boyunca böyle bir gün yaşamadığını söylersek doğruydu Lefkoşa için. Kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, bir başkaydı Lefkoşa o gün. Bu Enosis’e karşı, Lefkoşa’da düzenlenen ilk şuurlu mitingdi ve gerçekten  çok güzel bir gündü.” Kaynak: H.A. Mopalar, Kıbrıs Güncesi-40 Yılın Anıları- , s.344, Galeri Kültür Yayınları, 1. Baskı, Lefkoşa,  2002
Miting KATAK (Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu) ve Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi’nin birleşmesiyle kurulan ‘Milli Türk Birliği’ tarafından düzenlenmekteydi.  Ancak mitingin  halka duyurulması ve köylerden katılımın sağlanmasında öğretmenlere de büyük görev düşmekteydi. Öğretmenler yalnız kendi bölgelerinde oturup kalmamışlar, semt semt bölge bölge dolaşmışlar ve halkı teşvik ederek , yapılacak mitingin  anlamını onlara anlatmış, halkın katılımında önemli bir rol  oynamışlardır. Kaynak: H.A. Mopalar, Aslar-Bir Devre Adını Yazanlar (1987), Ahmet Necati Özkan, Necati Özkan Vakfı Yayınları.
Beklenen miting 28 Kasım 1948 Pazar günü saat 11.00’de başladı. İlk önce KATAK Başkanı Avukat Fadıl Korkut Korkut migrofon başına geldi. Daha sonra Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük, Türk Cemaat işleri Komisyonu azalarından Faiz Kaymak, Mehmet Dana, Rauf R. Denktaş, Suphi Kenan, Dr. Nazif Denizer, Hoca Salih Efendi ve Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Kemal Deniz söz alarak heyecanlı birer konuşma yaptılar. Kaynak: Yeşilada, 24 Aralık 1948, s.11 . Bütün konuşmacılar; ilhakın da muhtariyetin de Kıbrıs Türkünün mahvına sebep olacağına dikkat çekmişlerdir. Kaynak: Yaşın, Nevzat ve Ben, cilt 1 s. 318, 1997
İngiliz İdaresi döneminde Türkler tarafından düzenlenen bu ilk siyasi mitingde yapılan konuşmalarda, Kıbrıs’taki statükonun korunması istenmiş, İngiltere’nin Ada’dan ayrılması durumunda ise Kıbrıs’ın Anavatanımız  Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Kaynak: 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, Kastaş Yayınları, İstanbul..
Türkiye’de yaşamakta olan ve öğrenimlerini Türkiye’de sürdüren Kıbrıslı Türkleri kurduğu “Kıbrıs Okullarında Yetişenler Cemiyeti” ve “Kıbrıs  Türk Kültür Derneği” temsilcileri de bu mitinge katılarak milliyetçi duyguları kabartan konuşmalar yapmışlardır. Kaynak: A. An, Kıbrıs’ta Fırtınalı Yıllar  (1942-1962), Galeri Kültür Yayınları, s. Baskı Lefkoşa, 2005
Sonuç olarak; adeta tüm dünyaya ilan edilen bildiri niteliğinde olan telgraf aynen şöyle idi: “28 Kasım 1948 tarihinde Lefkoşa’da on beş bin Türk’ün yapmış olduğu Ayasofya mitinginde bir kere daha Kıbrıs Rumlarının  Yunanistan’a İlhak ve Muhtariyet taleplerinin şiddetle reddedilmesi oy birliği ile kararlaştırılmıştır. Kıbrıslı Türkleri İlhak ve  Muhtariyetin tamamıyla Türklüğün mahvına sebep olacağına ve adanın asayişini bozacağına  inanıyoruz”  Kaynak : Halkın sesi gazetesi, 30 Kasım 1948, s1; Hür Söz Gazetesi, 30 Kasım 1948, s.1
..İlhak aleyhine düzenlenen bu büyük miting başarılı olmuş, böylece Kıbrıs Türk halkı sesini ve ilhak karşısındaki endişelerini coşkulu bir şekilde duyurmuştur. Anavatan Türkiye, 1878’den beri Kıbrıs Türkü’nü unutmamıştı. Ancak Kıbrıs’ta düzenlenen bu mitingle beraber Türkiye Basını ve Kamuoyu Kıbrıs’a, Kıbrıs Türklerine ve Kıbrıs  sorununa  daha çok ilgi göstermeye  başlamıştır. DEVAM EDECEK..