Kıbrıs Türkünün 1963 Aralığından beri adada yaşamakta olduğu haksızlıkları, karşılaştığı mezalimleri görmezden gelen, üstelik Müslüman Türk insanına bu acıları yaşatanların yanında yer almaktan çekinmeyen bir Arap dünyası!
Bulunduğu coğrafyanın önemli aktörlerinden olan Türkiye’nin her dönemde dini bağlardan dolayı sıcak baktığı, ne var ki kritik karar aşamalarında hiç yanında bulmadığı Müslüman Arap dünyası!
Her koşulda Filistin in haklı davasına destek veren, buna karşın diğer Arap dünyasına ayak uydurmuşçasına Türkiye ye sıcaklık beslemeyen Filistin dünyası.
Filistin insanı yine büyük acılar yaşamaya devam ediyor!
Dünya suskun, çağdaş demokratik yapılarıyla böbürlenen ve dünya temsilcileri diye isimlendirilen ülkeler suskun.
Hele aralarında bir ABD var ki, yaraya tuz basmakta, yangına körükle giderek Yahudilere her koşulda arka çıkmaktadır.
Haçlı ordularının muzaffer komutanlığına soyunduğunu hiç çekinmeden ortaya koymaktadır!
Kudüs’ü İsrail’in baş şehri ilan ederek bu niyetini açık, açık adeta haykırmaktadır.
Silahsız Filistin halkına, çoluk, çocuk demeden canlı mermiler kullanarak ateş eden, altmış civarında masum insanın ölümü ile neticelenen Israil saldırıları açık, açık Avrupa dan, ABD den destek bulmaktadır!
Karşı çıkan, Israil in yapmakta olduğu katliamlara dur diyen var mı?
Yok, boşuna ümitlenmesinler, çıkmayacak ta!
Kıbrıs Türkleri olarak, böyle bir dünyaya mı güvenelim, teslimiyet boyutundaki uzlaşılara inanarak önümüze konan anlaşmalara evet mi diyelim?
Kıbrıs Türklerinin hiçbir dönemde yanında bulmadığı aksine her fırsatta Güney Kıbrıs ile kol, kola olduğu, savlarına destek koyduğu Filistin acı çekiyor.
Yakın coğrafyamıza ve din bağlarımıza rağmen Kıbrıs Türklerinin haklı davasına, 1963 ten itibaren çıkardığı acı feryatlara kulak veren, olumlu yaklaşan bir tek Arap ülkesi ne rastladınız mı?
Bu gün Arap dünyası birbirinin kuyusunu kazmakta, birbirini boğazlamaktadır.
Mazlumların yanında olmanın hasleti içindeki Kıbrıs Türk insanı bu alçakça katliamlar karşısında yine Filistin halkının yanındadır.
Onların acılarını kendi acısı olarak anmaktadır!
Birbirini öldürmeyi, mezhep ayrılıklarına dayandırarak birbirini yok etmeyi marifet sayan, üstelik bunları Allahın yolunda yaptığına inanana cehaletin içindeki Müslüman dünyası ümit ederiz ki bir gün uyanır ve içine düşmüş olduğu bu cehalet çukurundan kurtulur.