Yıl 2019, Haziran aynın ortaları, Pandemi belasının henüz yaşamları alt üst etmediği, kasıp kavurmadığı günlerde, rezil bir organizasyona kandık, hanımla birlikte Güney doğu turuna katıldık. Turda çok değerli insanların olması tek tesellimizdi.
 İlk ziyaretimiz Adana idi. Otobüsle ilk durak yaptığımız yerde tesadüfe bakın kiraz, kayısı satan bir seyyar satıcı adeta bizleri bekler gibiydi.
Yanılmıyorsam o günlerde KKTC de kirazın kilosu 80-90TL civarındaydı. Buna karşın seyyar satıcıdaki fiyat ise 10 TL gibi bir şeydi. Kayısı da hemen, hemen aynı fiyattaydı.
Doğal olarak tabir yerinde ise otobüstekiler altına hücum edercesine seyyar satıcıyı adeta şaşkına döndürdü. Arabadaki kiraz ve kayısılar yarım saat içinde tükenir seviyeye geldi.
Ardan kocaman dört seneye yakın bir zaman geçti. Sadece kirazı, kayısıyı konu yapmıyorum ama sorarım, KKTC de ne değişti?
Yine aynı başlıklar, aynı serzenişler. Türkiye de kiraz günümüzde 20-25 lira, KKTC de ise 120 lira!
Yıllardır bu soyguna cevaz veren kimlerdir acaba?
Vatandaşın göz göre, göre soyulduğunu görmeyen siyasiler, ya da ilgili birimlerdeki sorumlular değil mi ?
Fiyatların düşme umudunu Afyon kirazının piyasaya sürülmesine başlıyorlar.
Bu konuyla ilgili olarak bakan sayın Arıklı açıklama yaptı. Türkiye piyasasında halen marketlerdeki kirazın satış fiyatının 25-30 TL civarında olduğu ifade edildi. Buna karşın aynı kirazı Türkiye den  KKTC ye ihraç eden firma kirazı 55-60 TL den mal ettiğini açıklamış.
KKTC ye sokulan kirazlar acaba altın kaplamalı mı ki iç piyasadaki marketlerde 25-30 satılan kiraz KKTC ye ihracatta 55-60 a çıkabiliyor!
Demek ki soygun ortaklığı Türkiyedeki toptancıdan başlıyor KKTC de devam ediyor ve buna dünya alem seyirci kalıyor!
Benzer uygulamalar sadece sebze, meyve fiyatlarında değil, tabir yerinde ise “vurun abalıya” mantığı her başlıkta uygulanır vaziyettedir.
Gelelim Lefkoşa nın ne kadar temiz bir yerleşim yeri olduğuna!
Başta Dikmen çöplüğü Lefkoşa halkının başına bela. Günlerce soluksuz kaldık. Akciğer solunum rahatsızlığı çekenlere kabusu yaşatan, adeta evlerde oturmayı bile eziyete döndüren ortamlar yaşatıldı, yaşatılıyor. Bunun yanında bazı semtlerde çöplerin toplanmasındaki aksaklıklar, yol kenarlarında biriken pislikler görsel anlamda Lefkoşa da yaşayan insanların hak ettiği  bir şey değil.
Lefkoşa Sanayi bölgesinde de benzer olumsuzluklar misli ile yaşanır durumdadır. Haftalardır sanayi bölgesinin çeşitli yerlerinde biriken sanayi artıkları, çer, çöp dayanılacak gibi değil. Belki sanayi bölgesindeki pisliklerin sorumlusu Lefkoşa Belediyesi değil ama ilgili makamların bu konuyla ilgilenmeleri kaçınılmazdır.
“Nerem doğru” dedirtecek ortamların yaşandığı ülkemizde yaşana bilirliliği yerlerde süründürmekten kurtarmak en azından insanlık görevidir!