Adına “Toplumsal dayanışma için ekonomik tedbirler ve destek paketi” gibi romantik bir de başlık atılarak açıklanan paketten, ne maaşı tırpanlananlar memnun kaldı, ne de tefeci zihniyetlerin hakim olduğu Bankaların insafına terk edilen özel sektör.

Kumaşın arşını belli olan, Korona virüsü öncesinde bile tabir yerinde ise can çekişen bir ekonominin var olduğu KKTC yi yönetenlerden ne beklerdiniz?

ABD gibi virüs salgınını önlemeye dönük olarak milyar dolarlar tahsis etmesini mi?

Dedim ya arşına vurulan kumaş belli!

Üstelik bankalara söz geçiremeyen bir devlet!

Böylesine zor koşulların var olduğu olağanüstü bir ortamda ricayla iş yaptırmaya çalışan bir zihniyet!

Üç aylık borç ertelemesi sonunda küçük ve orta ölçekli esnafın, iş yeri sahibinin karşısına çıkarılacak faiz uygulamasındaki meçhul niyet!

Adeta iş yeri sahiplerinden “boşluğa yumruk” atılması isteniyor.

Bankaların, ülke ekonomisinin gerçek hakimi olduklarını, var olan acımasız bankacılık zihniyeti ile halkın kanını bir vampir gibi emdiklerini şimdi mi anladınız?

Her fırsatta bunları kamuoyu ile paylaşmaya, dikkat çekmeye çalıştım!

Yıllardır uygulanmakta olan faiz tahakkuk sisteminin kaldırılmasını neden sağlayamadınız ?

Türkiye de “bileşik faiz” uygulaması yıllar önce kaldırıldı! Siz niye kaldıramadınız? Borcun üç katına kadar katlanmalarını neden durduramadınız?

Borcun başlangıç tarihindeki faiz oranlarının her fırsatta artırılmasının önünü neden alamadınız?

Yoksa, yoksa bankalarla ortak, ya da kopmaz bağlarınız mı var?

Açıkgözlüğü önlem olarak yutturmaya çalışan bir yaklaşım içinde hareket edildiğinin farkında mısınız?

Emekliden, devlet çalışanından kesintiler Mart nihayetiyle uygulanacak, buna karşın özel sektör çalışanına verilecek 1500 TL lik katkı Nisan ve Mayıs ayı sonlarında olacak!

Hem de sadece KKTC ve Türkiye kökenli çalışanlara.

Ya ülkesine dönebilecek birikimi olmayan üçüncü ülke çalışanları ne olacak?

Hem çalışıp hem okula giden öğrenciler ne olacak?

Ülkede açılmaya çalışılan sosyal yaraların farkında değil misiniz?

Canlı bir Televizyon programında izlenen acı görüntüye benzer bir olaya birkaç kez bizzat ben de şahit oldum. Afrika kökenli genç bir insan çöp bidonlarından bir şeyler arıyordu.

Bir seferinde üç kişiydiler, çöpe atılan ayakkabıları inceliyorlardı.

Korona virüsle birlikte dünyada olduğu gibi KKTC de de yaşam bam başka bir şekil aldı.

Dünyalığı öyle veya böyle bir şekilde garantiye alanlar, bir de devletten maaşı olanların dışında kalan kesimin kimileri bir ay, iki ay, kimisi ise üç ay sonra açtır!

Kimileri ise evlere kapatılalı bir hafta dolmadan, okullar kapatılıp, iş yerlerine kilit vurulmasının ardından, çöp karıştırmaya başladılar bile.

Polis sokaktaki amaçsızları toplamaya başlamış! Bu ortamda Üniversiteye giden ve hem bir yerlerden çalışıp hem de okuluna devam eden üçüncü dünya ülkelerinden gelen genç de amaçsızlar sınıfına düşmüş durumdadır.

Hele bir süre sonra ev kirasını karşılayamayacak duruma düştüğünde bilinsin ki sokaktadır.

Banklarda, parklarda, harabelerde yatmaktadır.

Devletin bunlar için alabileceği önlemi var mıdır, yok mudur?

Korkarım bu gidişle suç oranları doruklara çıkacak, Polis yakaladıklarını koyacak yer bulamayacaktır!