Herkesin yararlandığı karayolları üzerinde çarpma, çarpışma, devrilme ya da başka bir biçimde meydana gelen ölüm, yaralanma ya da hasarla sonuçlanan olaylara “Trafik Kazası” bu kazaları yaratanlardan suçlu olanlara halk dilinde “Trafik Canavarı” denilmektedir. Bu canavarların azlığı ya da çokluğu, karayollarında trafik güvenliğinin olup olmadığını göstermektedir.
Yaşadığımız çağ hızla değişen ve gelişen bilim ve teknolojiye uyum sağlama çabasında bulunan insanları sık sık ve süratli yer değiştirmeye zorlanmaktadır. Bu nedenle bir yandan motorlu araç sayısında önemli artışlar meydana gelmekte, öte yandan motorlu araçlarda süratli artırma çalışmaları devam etmektedir. Nitekim 1920’li yıllarda dünyada birkaç milyon motorlu araç varken, bugün bu sayıyı hayli aşmış bulunmaktadır.
Motorlu araçların sayı ve süratinin artırılması insanın çabuk ve süratli iş görme isteğinin arttırarak ekonomik ve sosyal kolaylıklar sağladığı bir gerçektir.
Ancak trafik kazalarının neden olduğu ölümler, yaralanma ve sakat kalmalar ile diğer ekonomik ve sosyal kayıplar ve manevi etki dikkate alındığında, trafik kazalarının dünyayı yıldıran önlem alınmasını zorunlu kılan çok önemli sosyo-ekonomik bir sorun olduğu ortaya çıkar.
Verilerden dünyada trafik kazalarında yaklaşık 150.000 üzerimde kişinin öldüğü 350.000’in üzerinde kişinin bedensel , ya da ruhsal yönden sakat kaldığı göz önüne alınırsa, trafik kazalarının dünyada vahşet diye nitelendirilen savaşların çoğundan fazla insan kaybına neden olduğu söylenebilir.
Dünyada ölüm sebepleri ve yakınlarının duyduğu manevi acı ise, maddiyatla ölçülmeyecek bir değerdedir.
KKTC’de her yıl 30-35 kişinin trafik kazalarında olduğu, binin üzerinde insanın yaralandığı, iki binin trafik kazası olduğu ortaya çıkmaktadır.
Görülüyor ki trafik olayı ve buna bağlı kazalar, Türkiye’yi ve KKTC’yi bir savaş, bir deprem, hatta bir salgın hastalıktan daha çok tehlikeli ve önemli bir sorundur. Bu nedenle, bu konuda başta hükümetler, ilgili bakanlıklar, Polis Genel Müdürlüğü ve kuruluşlar olmak üzere basın ve yayın organları, gönüllü kuruluşlar alınmasına gerek ve ihtiyacını duyarak bişeyler yapmalıdırlar.
Trafik problemi gelişen dünyanın problemidir. Ekonomik açıdan çok gelişmiş ülkelerde de kazalar oluşmaktadır. Ancak bu ülkeler gerekli araştırmaları yaparak trafik kazalarını en alt seviyeye indirmeyi başarmıştır.
Trafik kaza istatistiklerinde de bütün dünyada ana unsur olarak kabul edilen yüz milyon taşıt kilometre kareye düşen kaza ve ölü sayısında bakıldığını ülkemizdeki trafik probleminin boyutu daha belirgin görülmektedir.
Görüldüğü gibi denetim, eğitim, altyapı(mühendislik) ve kaza sonrası ilk yardım ve acil müdahale sistemlerini geliştiren ve bunları uygulamaya koyan ülkeler karayolu trafik güvenliğinde bizden daha iyi duruma gelebilmişlerdir.
Buraya kadar arzedilen bilgiler ışığında sadece yasal düzenlemelerle trafik güvenliğinin sağlanamayacağı görülmekte olup, KKTC’ de Trafik Güvenliğinin sağlanmasına ilişkin yapılan çalışmalarda alınan sonuçlarda bir durum tespit edilmiştir.
Motorlu Araçların Denetimi
Motorlu araçların denetimi denildiğinde akla ilk gelen Polis Genel Müdürlüğüne bağlı, Araç Muayene Şubesince yapılan fenni muayeneden gözlemlerimize göre özellikle modeli eski motorlu araçların büyük bir bölümünün fren, ön düzen, lastik, ışık ayarı ve benzeri hayati donanımları trafiğe çekebilecek düzeyde değildir. Fenni muayene adı altında yapılan denetime de araç sürücülerini tatminden ufak bir görünümdedir. Gerçek anlamda bir bilgisayarla donatılmış modern bir muayene sisteminin getirilme zorunluluğu vardır.
Karayollarında yük taşıyan tırların büyük bir çoğunluğu haddinden fazla yükleme yapmaktadır. Ağırlık kontrolü yok denecek kadar azdır. Çoğu kez yükleme biçimi aracın dengesini bozacak şekildedir. Kanaatimizce trafik kazası sonrası tespit edilebilen fren patlaması, rot çıkması, lastik patlaması, aks, makas kırılmaları ve benzeri sebeplerin temelinde araçların etkin denetimindeki ihmal vardır. Muayene denetimlerinin seyir halindeki araçlara da uygulanması kaçınılmazdır. Yıllar var seyir halindeki araçların yükleri yollarda tartıldımı. Bu işlemler 40-50 yıl öncesinde bile yapılmaktaydı. Şimdi her taraf bilgisayarlı tartı aleti ile doldu. Neden yapılmıyor?
Yayaların Denetim
Ülkemizde özellikle şehirlerimizde yayalar için yürüme alanı ayrıldığı söylenemez. Bu sebeple de yayalar da otomobillerin kullandığı alanları kullanır. Hatta onu da kullanamazlar. Çünkü yol kenarlarına da bir başka sorun. “Park Yeri Sorunu” sebebiyle park etmiş araçlar arasında yürümeye çalışırlar. Ancak yayaların da büyük bir çoğunluğunda kavşaklardan, yaya geçitlerinden karşıya geçme alışkanlıkları yeterince gelişmemiştir. Anayollarda bile karşıdan karşıya geçen ve trafik kazasına muhatap olan insanlarımız vardır. Genelde insanlarımız acelecidir. Bir an önce sonuca ulaşmak isterler. Canı da malı da çok önemli değildir. Bu bir alışkanlık ve eğitim sonucudur. Yayaları eğitmek de polise düşen bir görevdir. Uymayanların hakkında yasal işleme gitmek yine polise verilmiş yetkidir. Uygulanıyor mu?
Şoför Okullarını Denetimi
Bilindiği üzere şoför adayları sürüş ehliyetini kazanma Şoför Okullarındaki eğitim ve şahsi gayretleri sonucunda mümkün olmaktadır. Bu sonu. Acaba şoför okullarında yeterince eğitim veriliyor mu sorusunu gündeme getirmiştir. Yoksa yeterince deneyim kazanmadıkları için mi bu sürücüler kaza yapmaktadırlar? Kanaatimizce sebep ne olursa olsun sürüş ehliyeti bir okuldan belli bir eğitim sonucu verilmelidir. İşte bu denetim yeterince yapılmadığı, kaydını yaptıran herkesin sürüş ehliyeti aldığı, hatta kurslara sürücü adayların devam etmedikleri şoför okul sahiplerinin alacakları paraya önem verdikleri şeklinde yaygın bir kanaat vardır. Bu kanaat değiştirilmeli, bu okullarda uygulanan eğitim çok iyi denetlenmelidir.
Karayollarının İşaret, Levha ve Benzeri Tesislerin Denetimi
Karayollarının, karayollarındaki işaret, levha, ışık ve benzerinin denetimi en iyi şekilde yolu kullananlarca yapılabilir. Kanaatimizce her şehrin girişinde, şikayet ve öneriler için bir kutu olmalı. medya aracılığı ile yolu kullananların istekleri yazılı olarak bu kutulara atmaları istenmelidir. Genel alışkanlığımız projeleri masa başında yapma şeklindedir. Yolu çok iyi bilenler de yanılırlar. Oysa yolu ilk kez kullananlar nereye neye yapılmasının gerektiğini daha iyi görebilirler. Kanaatimizce ilgili kanunlar yoldan yararlananlardan daha çok yaralanma imkanını bulmalıdırlar.
Amaca Uygun Yasal Düzenleme Yapılmalıdır
Amaca uygun yasal düzenleme denildiğinde, trafik kazalarını doğrudan etkileyen bir düzenleme söz konusu edilmektedir. Bu nasıl yapılmalıdır. Örneğin şehir dışında hız sınırı koymuşsunuz, ama ülkemizde saatte 200 km yapabilecek kapasitede otomobil ithalatına izin vermişsiniz. Kanaatimizce bu iki uygulama birbirleriyle bağdaşmamaktadır. Uygulaması mümkün olmayan veya uyulmayacak kurallar konmamalıdır. Mevcut yasaların kanaatimizce eksikleri vardır.
Trafik Para Cezalarının Tahsili
Yapılan son yasal düzenlemeyle para cezaları artırılmış ve günümüz şartlarına uygun hale getirilmiştir. Ancak sürücülere yazılan ihbarnameler belirlenen sürede yatırılmamakta ve durumun takibi de yapılmamaktadır.
Takibi yapılarak tahsil edilemeyen para cezaları da caydırıcı olmamakta ve hatta suç işlemeyi teşvik dahi etmektedir.
“Bölünmüş Yol” Yapımına Ağırlık Verilmesi
Kazaların %53’ü çarpışma şeklinde iki yönlü karayollarında meydana gelmektedir. Bu nedenle ekonomik imkanlar ölçüsünde trafik yoğunluğu açısından öncelik arz eden bölgelerden başlayarak bölünmüş yol yapımına ağırlık verilmelidir.
Oto Park Sorunu
Yeteri kadar otopark yapılması, akan trafiğin durmasına neden olmaktadır. İmar yasasında yasal zorunluluk olmasına rağmen konut yapımında park yeri ayrılmamaktadır. Ayrılsa dahi daha sonra bu yerler herhangi bir şekilde işgal edilmektedir. Yasanın uygulanına işlerlik kazandırılmalıdır.
Kara (Ölüm) Noktalarının İslahı
Aynı tür kazaların meydana geldiği belirli yol kesimleri kara nokta olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde de yapılacak çalışmalarda bu yerlerin belirlenmesi ve bu konuda acil olarak gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Sinyalizasyon Sisteminin Yaygınlaştırılması ve İyileştirilmesi
Ulaşım sistemimizin içerisinde trafik sinyalizasyon sisteminin şehir içi trafiğinin düzenli, hızlı ve güvenli bir şekilde yürütülmesi ve yönlendirilmesinin yanı sıra, trafik kazalarının önlenmesinde de önemli yeri ve payı bulunmalıdır.
- İlk Yardım ve Acil Müdahale Hizmetlerinin İyileştirilmesi ve Yaygınlaştırılması
Trafik kazaları sonucu meydana gelen ölümlerin %10’u ilk beş dakikada %50’si i 30 dakikada meydana gelmektedir. Uzmanlar, bilinçli, kaliteli, isabetli ve sürekli bir şekilde sağlanan ilk yardım ve acil müdahale hizmetleri ile ölenlerin en az %20’sinin kurtarılmalarının mümkün olabileceğini belirtmektedirler.
Trafiğin yoğun olduğu ve kazaların sıkca meydana geldiği karayollarının meskun mahal dışında kalan uygun kesimlerine ilk ve acil yardım servis istasyonları kurulması çalışmaları Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
İyi eğitilmiş insanın ve dolayısıyla toplumunkuralların işleyişini sağlayabileceği gibi kazaların azaltılmasında da önemli unsurdur.
Günümüzdeki trafik kurallarını bilenlerin sayısının çok olmasına rağmen, bunu uygulayan, denetleyen ve savunan insan sayısının daha az olduğu bir gerçektir. Trafiğe katılanlar yalnız kuralları bilen değil aynı zamanda uygulayan, denetleyen, savunan insanlar haline getirilmelidir.
- Etkili Denetim Sisteminin Kurulması
Trafik denetiminin amacı, eğitim ile öğrenilen kuralların uygulanmasını sağlamaktadır. Denetim çağdaş metod ve ekipmanlardan faydalanarak daha etkili, sürekli ve caydırıcı bir hale getirilmesi, trafik polis sayısı ve teknik cihazlarla donatılmış araç ve gereçlerin artırılması, kazaların en aza indirilebilmesi için gereklidir.
Araçların yaşına göre alınacak vergide azaltma yapılır, yaşlın araç kullanımı teşvik edilmemelidir. Araçların fenni muayenesinde titiz davranılmalı, motorlu araç vergilerinde istisna ve muafiyetlere yer verilmemelidir.
Her araca sigorta zorunluluğu getirilmeli, sigorta, trafik, kasko vb. türleri birleştirilecek şekilde tek sigorta halinde gerçekleştirilmeli, bu sigorta tüm kayıpları karşılayacak düzeyde olmalıdır. Sigorta, ölüm, yaralanma, tedavi, hasar zararlarının yanı sıra sakat kalma, çalışılmayan günlerin zararını vb. kazaları da kapsamalıdır. Sigortaların zararlarını anında karşılayacak düzenlemeler getirilmelidir.
Düzenlemeler, toplum yararına ve amaca uygun yapılmalı, meslek, kurum yararı ön plana çıkarılmamalıdır.
Trafik kazalarının önlenebilmesi için bu bölüme kadar yapılan öneriler “SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ İSTEME” ile yakından ilgilidir. Gerçekten sorunun çözümü isteniyorsa ÇÖZÜM BULUNUR. Sorunun çözümünde bir başka önemli husus; “İŞE GÖRE ADAM “ esasına dayalı görevliler yetkili yerlere getirmedir.
Doğru seçilmiş yönetici ve görevliler amaca uygun kurulmuş birimi, sorunun öncelikli temel sorunlar arasında yer alması, bilimsel yaklaşım kısa, orta, uzun vadeli planlarla çözüm vardır.