Uyuşturucu maddelerden afyon yutulur, yenir veya sigara ile içilir. Herhangi bir şekilde olursa olsun afyon alınca, varsa ağrılar azalır ve yalancı bir keyif hali başlar. Fakat bu keyif çok kısa sürer, ardından mide bulantısı, baş dönmesi, renk solması, kalp ve solunum yavaşlaması ile beraber zehirlenme hali başlar. Şayet afyon bir defada ve çok miktarda kullanılmışsa içen insan komaya girer, ölüm tehlikesi belirir.
Afyonu bir defa için tekrarlanmayanlar belki büyük bir zarar görmez. Fakat şeytana kanıp birkaç kere kullananlarda kötü alışkanlıklar başlar. O artık afyona alışmış zavallı bir hastadır. Afyonsuz yapamaz, afyon alma zamanı gelince kriz geçirir, elleri titrer, bol bol esner ve kalbi çarpar. Yürümeye hatta kolunu bacağını kıpırdatmaya gücü yetmez. Bu halden kurtulabilmek için mutlaka afyon arar. Günler aylar geçtikçe zayıflar, tanınmaz hale gelir, işine gidemez, ahlak denilen bir şeyi kalmaz. Tek isteği yeniden afyon bulmaktır. Aldığı afyon artık ona yetmemeye başlar ve afyon miktarını artırır hale gelir. Bunun için de daha fazla paraya muhtaç kalır. İşte bir anlık keyif veriyor diye zehre alışanların sonu budur…
Esrar, afyon için sayılan alışma sebepleri eroin için de sayılabilir. Hayatta başarı sağlayamayan bir işi veya gücü olmayan suçu kendisine değil de toplumda bulan aşağılık duyguları içerisinde ezilip kalan ve hele her türlü zehirli maddelere alışmaya ruhu yatkın bir kimse eroine de alışabilir. Belki eroinin ne olduğunu ömründe duymamış, görmemiş ve bilmemiş olan kişiler çoktur. Bunlara kurnaz, kötü niyetli ve haksız para kazanma hırsında olanlar dadanır, önce parasız ikram eder, birkaç defa kullandıktan sonra kendisini devamlı müşterisi haline getirir, istediği parayla eroini ona satar, bazıları da kendi eroin parası bulsun diye eroinin yarısına tebeşir tozu veya nişasta karıştırır, alıştırdığı bu zavallılara satar.
Uyuşturucu maddelere karşı, süregelen savaşta polise ayrılan bölüm oldukça büyüktür. Polis kuvvetleri ilgili uzman kişilerin yanı sıra bütün güçleriyle bu savaşa katılmalıdırlar. Üniformalı, üniformasız her polis, öncelikle uyuşturucu maddeleri tanımalı, bilmeli, bu konuda çok yönlü bilgiye sahip olmalıdır. Kına görünümünde olan toz esrarı maddeden ilk bakışta ayırt edemeyen polis görevlisi düşünülmez. Bundan böyle polis okullarında, her türlü gelişme kurslarında narkolojiye geniş bir şekilde yer verilmelidir.
Uyuşturucu zehir savaşında genel olarak polisin görevini 3’e ayırabiliriz.
  1. Önleme
  2. Yakalama
  3. Yardım
Polisin “önleme” görevi başta gelir. Önce düzenin bozulmasından suçun işlenmesinden sonra başlar. Polis şüpheli yerleri, şüpheli kişileri, karanlık görünümlü umuma açık eğlence yerlerini daima gözaltında bulundurmalı, bu gibi yerlere devam eden kişilerin her türlü davranışlarını yakın bir aralıkla izlenmelidir. Polis içilen parlak ateşli sigaralardan daima şüphelenmelidir.
Son zamanlarda KKTC’de uyuşturucu maddelerden yakalanan zanlıların her geçen gün arttığını görüyoruz! Unutulmamalıdır ki; 1980 yılından sonra Asya ve Avrupa ile Amerika arasında uyuşturucu madde transit yolu üzerinde bulunan Türkiye köprüsü kapanmıştır. Kaçakçılık yolu Güney Kıbrıs’a kaymıştır. İşte Güneydeki cinayetler ve dahası KKTC’de uyuşturucu maddelere karşı gerekli tedbirler alınmazsa daha sonra alınacak tedbirlerin yetersiz olacağı kesindir. KKTC’de üniformalı polis devriyeleri hemen başlatılarak olaylara müdahale edilmelidir. Sömürge döneminde ve Cumhuriyet döneminde var olan üniformalı polis devriyelerinin kaldırılması hangi amaca hizmet etmektedir? Halkın polisten beklediği üniformalı polis devriyeleridir. Aksi halde sonuç acı ve gözyaşıdır…