Gençlerle deneyimlileri harmanlayıp, mütevazi bütçe ile takıma getirilen yabancılarla Süper Ligde beşte beş yapan T. Ocağı’nın teknik direktörü Ahmet Dedekorkut gerçekten övünmekte haklı.
Uzun yıllar T. Ocağı’nın altyapısında görev yapan Ahmet Dedekorkut, önce miniklerde, sonra gençlerde oynattığı futbolcularını en yakından tanıyan bir isim. Bu gençlere korkmadan ve güvenerek görev vermesi bile başlı başına bir başarı öyküsü. Bir-iki deneyimli ağabeylerini de takıma monte edip, üç de yabancıyı katınca; ortaya lezzetinden tadına doyum olmayan bir menü çıkmış.
Yeşilova, başkanlarının dediği gibi takımı değiştiremeyeceğine göre, hocalarını göndermek mecburiyetinde kaldı ama bence sorun, kötü oynadıklarından değil, gol kısırlığı çekmelerinden kaynaklanıyor.
Emmanuel Mbah, çok çalışkan, hızla rakip eksiltebilen bir futbolcu, ancak son vuruşları yeterince etkili değil. Esosa Irogue de iyi bir futbolcu ama o da topla çok oynamayı tercih edince, savunmanın arasında kayboluyor.
Dün özellikle ilk yarım saat Yeşilova pozitif futbol oynadı. Gol de attılar, rakibi sahasına da hapsettiler ama ikinci kez çerçeveyi bulamayınca, İrfan’ın yersiz çıkışından devre arasında soyunma odasına beraberlikle gitmek zorunda kaldılar. Memduh ve Mbah, sağ kanadı müthiş kullandılar. Bu nedenle T. Ocağı ilk yarıda sol kanadını neredeyse hiç çıkaramadı.
İkinci yarıda Yeşilova orta sahada oyundan düşünce, önce Hamis’i, sonra da Frides Iria’yı oyuna aldı ama T. Ocağı, kazandıkları topları ilk yarıda etkisiz kalan Remzi ve Cevdet’le buluşturmaya başlayınca, kalelerinde tehlikeler yaşamaya başladılar.
Kaleci Cenk, kötü bir gol yedi ama deneyimi ile Bilal’i buluşturduğu topla kendisini affettirdi. Bilal, savunmadaki başarılı futbolunu attığı golle taçlandırdı.
İlk yarıda neredeyse sahada göremediğimiz Cevdet, ikinci yarıda şık bir gol atarak bu işi bildiğini gösterdi. İnsa da, Oha Kewwe de hareketli futbolcular. Çapraz koşular ve ayağa paslarla Yeşilova savunmasını zorladılar.
İki takım arasında pek kalite farkı yok ama Yeşilova gol yollarında zorlandığı için yenildi, T. Ocağı ise gol ayaklarının zenginliği ile kazandı. Tabi bir de hocalarının oyunu okumadaki becerisi ile… Galiba, maçın özeti de bu olmalı.