T. Ocağı futbolcuları, “Öyle komşu takımmış, ağırdan alalım, bizim yüzümüzden düştü demesinler” gibi stres altında maça çıkmış falan değildi. Özellikle ilk yarıda, Düzkaya’nın inanılmaz kötü oyununun getirdiği rahatlıkla iki gol attılar, bir kaç tane de kaçırdılar.

Düzkaya’da ikinci yarıda savunmada istenilenleri yapamayan Hasan çıktı, yerine Ali Emir girdi. Salih, Hasan’ın yerine sağ beke geçti, Ali Emir onun yerine orta sahada görev yapmaya başladı. Bu değişiklik mi desem, yoksa skoru yeterli görüp savunmaya yaslanan ve kontrataktan bulacağı pozisyonlarla skoru arttırmayı düşünen Ocak’ın taktiği mi, erken yapılan iki değişiklik mi desem? Bambaşka bir ikinci yarı ve bambaşka bir Düzkayaizledik.

İlk yarıda savunmadan çıkamayan, ileride çoğalamayan, attıkları uzun topları veya pasları rakibe veren, ikili mücadelelerin hemen hepsini kaybeden Düzkaya futbolcuları, ikinci yarı kaybedecek bir şeyleri olmadığını görünce, canla başla çalışmaya başladılar. Önce Ahmet Can’la, sonra da Yunus’la iki gol bularak skoru eşitlemeyi başardılar. Keita biraz daha dikkatli olsa, Bekir, yorulmasa, belki de üç altın puanı alma şansları olurdu.

Küme düşme hattından çıkarak Play Out oynama şanslarını elde ederler mi? bilmiyorum ama bildiğim, Düzkaya futbolcularının birçoğu Süper Lig futbolcusu değil. Pas yapamıyorlar, adam geçemiyorlar, duran topları arkadaşları yerine rakip futbolculara atıyorlar. Pas yüzdeleri çok düşük. Keita ileride, Yannick orta sahada, Binya’da savunmada bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama arkadaşları bu üçlüye uymakta zorlanıyorlar.

Ligi nerede bitirirler bilmiyorum ama Play Out’a kalsalar da işleri çok zor.

T. Ocağı’nın yabancılarından bir tek Oha iş yapıyor. Dün gece Levan ilk kez biraz iş yapar göründü ama bence yeni sezonda düşünülecek isimler arasında olmayacak. Aynen orta sahada iş yapmayan Ocran gibi. Onlar gibi T. Ocağı altyapısında çok oyuncu var.