Yunanlıların kuyruk acısı hala dinmedi. Adeta şu sözleri onlara benzetiyorum.

“Çabuk hırsız ev sahibini bastırır.”

Yunan askerlerinin İzmir’i işgalini unutmadık. Unutmayacağız da. Şayet bir ülke, başka bir ülkenin topraklarına sahip olmaya kalkarsa, herhalde sonu böyle denize dökülmek olur o ülkenin askerlerinin.

Geçtiğim 25 Mart günü, yani 25 Mart 1821 tarihi Yunan halkının Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasının yıl dönümüdür. Her yıl Yunan halkı bu günde resmi geçit yaparak, halkına ve askerlerine yürek vermeye çalışırlar.

Nitekim Yunan Deniz Kuvvetleri öğrencileri resmi geçit yaparak hem Türkiye aleyhine, hem de Kıbrıs Türk’ü aleyhine sloganlar atmışlardır.

Küfür dolu eylemlerinde hala hayal görür gibi Kıbrıs’ın Yunan olduğunu haykırmışlar.

Malum 1 Nisan EOKA’nın faaliyete geçtiği gündü. Yine Rum liderliği hamasi nutuklar atmış ve dünyaya yanlış mesaj vermişler.

20 Temmuz 1974 sabahı Türk askerinin tokadını unutmuş gibi hala ENOSİS hayalleri kuruyorlar. Halbuki ne gelmişse başlarına hep ENOSİS hayallerinden geldi. Ama akıllanmadılar.

Rumlar yıllarca ENOSİS hayalli ile yattılar, ENOSİS hayalleri ile kalktılar.

İngilizlerin ilk kez adaya gelişlerinde Larnaka limanında bir papazın İngiliz valisine söylediği şuydu:

“Hoş geldiniz sayın valim. Umarım Kıbrıs’ı bize verirsiniz.”

O papaz nerden bulmuştu bu hakkı. Bütün Rumlar ve fanatikler de nerden bulmuşlardı bu hakkı.

Asırlarca Osmanlı İdaresinde kalan Kıbrıs üzerinde nasıl hak iddia edebilirlerdi?

Esasında onların gözü Büyük Konstantinopoli’dedir. Yani İstanbul’da. Lakin hayal gördüklerinin farkında değiller.

Oniki Adalar’a bile sahip olmaları onlar için bir şanstı. İsmet İnönü Lozan Konferansında Oniki Adaları Yunanlılara vererek, bir belayı başından defetmiştir. Ayrıca diğer işgalci ülkeler de kendi ülkelerine dönmüşler ve bir nokta olarak Türkiye hayali kafalarında kalmıştır.

Kıbrıs’ın da Lozan’da kurban olarak verildiğini düşünüyorum. Sırf anayı kurtarma adına Oniki Adaları Yunanlılara vermişler, Kıbrıs’ı da İngilizlere kiralamışlar ama İngilizler adaya çöreklenerek, koloni zincirine bir halka daha eklemişlerdi.

Rahmetlik Mendere’le Fatin Rüztü Zorlu Londra ve Zürih anlaşmalarına boşuna koymadılar garantörlük haklarını. İşte o anlaşmadaki ilgili maddedir bizi kurtaran. Aksi takdirde Kıbrıs tümden elden gidecekti.

EOKA’nın en fanatiklerinden olan Nikos Sampson, bütün hayatı boyunca ENOSİS hayaliyle yattı kalktı. Esas o hayaldi ona bu hatayı yaptıran. 15 Temmujz 1974 Makarios darbesi ile gerçekten Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağladığına inanmıştı Nikos Sampson. Nikos Sampson bütün umutlarını Yunanistan’a bağlamıştı. Türkiye garantörlük hakkını ortaya koyunca Yunanistan Türkiye ile bir savaşa girmeyi göze alamamıştı. O nedenle Nikos Sampson sap gibi ortada kalmıştı.

Nikos Sampson hatıralarında Yunanistan’ı hainlikle suçluyordu. Yani Yunanistan’la vardıkları mutabakata göre Kıbrıs Yunanistan’a bağlanacak ve Türkiye uzaktan bakacaktı. Nitekim Başpiskopos Makarios kendisine yapılan darbe girişiminin ve Rumun Rumu öldümesinin sonrasında Türkiye’ye bir çağrı yapmıştı.

“Türkiye adaya müdahale etmelidir.”

O papaz ki yıllarca ENOSİS nutukları atmış meydanlarda.

O Makarios ki ENOSİS bayrağını hep göğsünde taşıdı, kuyruğuna basılınca Türkiye’ye adeta “Gel Kıbrıs’lıları kurtar” dercesine bir çağrı yapmıştı.