Din dersleri ve İlahiyat Koleji konusunda eninde sonunda bir sorun çıkacağı belliydi.

Cemal hocanın İlahiyat Kolejine olan bakış açısı Bakan olduktan sonra da devam etti.

Bir süre önce de İlahiyat Koleji mezunu bazı öğrencilerin diplomalarını imzalamama

karmaşası da yaşanmıştı!

O dönemin TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ dan bu tutuma sert açıklamalar yapılmıştı.

Milli Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit tepkiyi anlamamazlıktan geldi ve tutumunu devam ettirdi.

Olacağı buydu!

Olmadık dersleri müfredata zorunlu ders olarak koyacaksın, Din derslerini seçmeli ders konumuna sokacak, Din Derslerini “öğrenci seçmedi” ortamına soktuktan sonra “zaten öğretmeni de yok” gerekçeleri ile dersi tamamen ortadan kaldıracaksın.

Olmadı Cemal hoca, işte bu olmadı!

Türkiye Cumhuriyetinin hassas olduğu böylesi bir konuda arı kovanına değnek sokmakla eş değil mi bu davranış?

Ya Güneyde yaşasaydınız ne yapacaktınız?

Bilindiği üzere Güney Kıbrıs ta Eğitim tamamen Kilisenin kontrolünde !

Bakanını bile klişe atıyor. Atanan bakan klişenin verdiği talimatlarla iş yapıyor.

Nitekim geçtiğimiz gün Başpiskopos Hrisostomos “şimdi çalışma zamanı” diyerek Rum Eğitim ve Kültür Bakanına bir mektupla talimat gönderdi.

“Beş dini tatil kaldırılsın” dedi.

Bizde böyle bir uygulamaya gidilse yer yerinden oynar. Ne demek öğretmen beş gün tatilinden feragat edecek ve okula ders yapmaya gidecek.

Sendikalar ayaklanır, tozu dumana katarlardı.

Bizde ise din derslerinin ortadan kaldırılması için adımlar atılıyor ama buna karşın hiçbir karşı tepkiye de tahammül gösterilemiyor.

Ateist bir nesil ne demektir bilir misiniz? Birbiri ile hiçbir bağı olmayan başıboş bir toplum demektir.

Hele Kıbrıs gibi iki etnik toplumun sorunlar yaşadığı bir adada.

Bir taraf Kilisenin gölgesinde nesiller yetiştirecek diğer taraf lay, lay, lom!

İşte bu kabul edilemez hocam!