Bugün  Türkiye Cumhuriyeti nde  gerçekleştirilen güçlerin  birleştirmesi referandum oylaması  sonuçları ,hem  ülkede  hem de  gelişmiş  dünya  sistemlerinde  emsali   olmayan  şekilde  ADI YÜKSEK  OLAN  ANCAK adına  hiçte   uygun  olmayan  uygulaması ile  TC  YÜKSEK SEÇİM  KURULU, BUGÜN  SON  DAKİKA   ALMIŞ  OLDUĞU KARARLA  yurttaşların demokrasi  sınav sonuçlarına  şaibe  ve  bilinmezlik katmıştır.
Bu  uygulama  ve  yaklaşımın  arka  planında  milyonlarca  insanın  tesbiti  olduğuna da  inandığım,  KORKU mevhumunun  olduğu  kanaatindeyim.
Bu  korku  mevhumunu tetikleyen ana  ÖĞENİN  CESARET  OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. Dolayısı  ile  kıymetli   okuyucularım  bugün  yaşananlar  nezdinde KORKU ve      CESARETİ  birlikte  yorumlayalım.
Şu  an İçinde yer aldığımız ve hayatın içinde konumlandığımız hemen her şey bu iki kelimeyi barındırıyor. 
Korku, içinizin boşaltılıp boş  şeylerle doldurulması eylemidir. Cesaret, yüreğinizi ve beyninizi orta yere koyup, ödenecek bedelleri bilerek “ben de varım” diyebilmektir.
 Korku, sürekli bahaneler üretir. Öyle ki inanmadığınız her şeyi baş göz edersiniz içinizde. Korkuyu kendine  vazgeçilmez yapanlar haksızlıklarla, adaletsizliklerle, zulümle iç barışı kurup “ne güzel şey yaşamak” tadında kurgulanmış  bir dil ile kendilerini  ifade etme  yöntemini  benimserler. 
Tıpkı  bugün kü  YÜKSEK  SEÇİM  KURULU nun  davranış  biçimi  gibi.
 
Cesaret ise huzursuz edicidir. Sorgulayıcıdır, mücadelecidir.
 
Cesaret ,çok soru sormak ve sorduğun  soruların cevabının  peşine düşmektir.  Gerçeği aramak, bizler  gibi korkunun hâkim olduğu toplumlarda insan yüzünü kızartan bir “suç” olarak sunulmuştur çoğu zaman. 
 Bastırılmadığı sürece hızla yayılacak ve ucu korku konforu ile idame edilmiş hayatlara dokunacaktır. Sokaktaki, meydandaki her yüksek ses, ya ucu dışarıda bir canavar, ya da ucu içerde bir maşa olarak damgalanmaktan kurtulamayacaktır.
 Bu bastırıcı  ve  yokedici yaklaşım  ile FİNCANCI  KATIRLARININ  gölge  oyunu  figüranları karşısındakileri ezenlerin gönüllü şakşakçılığını yaparak oturacaktır sofrasına.
   Kıymetli   okuyucularım direnenler cesaretin, susanlar ve susturanlar korkunun sahibidirler.
 
Cesaretin hızla yayılıyor olması, farkındalığın ve memnuniyetsizliğin domino etkisine dönüşme ihtimaline karşı,  bugünkü  yaşananlarda  görüleceği  üzere resmi güç korkuyu bulaşıcı hale getirmek için var gücüyle yüklenmeye  devam etmektedir.
 
Bu  anlayışın  temsilcileri Cesaretin sesi duyuldukça, yarattıkları korkunun gemiyi ilk terk eden fareler olduğu gerçeğiyle yüzleşecek ama ders  çıkarmayacakları   görülmektedir. Çünkü kendilerini   muktedir  olarak   görenler hep ders veririler, ders çıkarmazlar.
Bazı  arkadaş  ve  okuyucularım  bir  çok  olumsuz  koşullar  mevcut  olmasına  rağmen,  bana  sesimin yüksek  çıktığını   söylemelerine  cevabım:
ÇOĞUNLUĞUN , SESİNİN YETERİNCE   ÇIKMADIĞI  İÇİN  BENİM  SESİMİ  DUYMAKTASINIZ...

             
           

           MESAJ  KUTUSU

Sayın Erol  Vardan, Kıymetli  annenizin  beklenmedik  vefatı  nedeniyle  size  ve  tüm  ailenize  başsağlığı dileriz.  Allah  sabır  versin.

Sayın  Mehmet Demirci , KKTC de  referandum  sonuçlarını  nasıl  değerlendiriyorsunuz ?. Sanırım Hayır oylarının  önde  çıkması  sizi  hayal  kırıklığına  uğratmış  olmalıdır.

Sayın Ümit  Bahşi , Dünkü  referandum sonuçlarının  Avrupa  İnsan Hakları  Mahkemesi ( AİHM ) kadar  götürülebileceğini  söylüyorsunuz. Anlaşılan  bu  sonuçlar  çok  tartışma  götürür.

Sayın  İbrahim Bayraktar , Sizde  bu  referandum  sonuçlarını  nasıl  değerlendiriyorsunuz ?. Sanırım  bir  çok  yurttaşın  kafasında  soru  işaretleri  oluşturan  bir  durum  ortaya  çıkmış  gibi  gözükmektedir.

Sayın Mehdi  Uysal ,Sizde  dün  gerçekleştirilen  referandum  sonuçlarına  yönelik  nasıl  bir  değerlendirmede  bulunursunuz.  Yüksek  seçim  kurulunun  maç  bitmeye  yakın  almış  olduğu  değişiklik   kararı  hakkındaki  yorumunuzu  bizimle  paylaşırmısınız.

Sayın Ayşe  Öztabay , Sizde  bir  hukukçu  olarak  dün  TC de  gerçekleştirilen  referandum  sonuçlarını  nasıl  değerlendirirsiniz ?.  Sosyal  medya  paylaşımlarınızdan  anladığımız,  bu sonuçtan bir  memnuniyetsizliğiniz  söz  konusudur.

Sayın  Mehmet Ercan  ,Sizde  sosyal  medyayı  iyi   kullanan  birisiniz. Dün  Türkiye  Cumhuriyeti nde gerçekleştirilen  referandum  sonuçları  hakkında   sanırım  sizin  söyleyecek  çok  şeyiniz   olsa  gerek.

Sayın  Yeşim Beyaz İlkan , Çok yönlü  bir  eğitimci   olarak  ülkemizde  sanat  ve  kültür aktivitelerine   verilen değeri  yeterli  buluyormusunuz?. Biliyoruz ki  kültür , sanatlarına  yeterli  değeri  vermeyen  toplumlar  geri  kalmaya  mahkumdurlar.

Sayın  Hasan  Demirtaş , Sosyal  medyadaki  paylaşımlarınızda   toplumsal  konulara  değinmeniz   takdir  edilmektedir.  Tecrübeli  bir  sivil  toplum  yöneticisinede  sanırım  bu   yakışır.

Sayın  Beyazit  Güraslan , Bir  koltukta   bir  çok  karpuz  misali  bir  çok  şeyi  bir  arada  götürüyorsunuz.  Sanırım  bu   başarılarınız asıl  mimarı  kıymetli  eşiniz Seher  hanım  olsa  gerek...