En büyük siyasi teşkilatlanmaya sahip UBP’nin muhalefet konumunda olduğu dönemlerde siyasi performans bakımından başarılı olmadığı görüşü nedense yaygın bir görüştür.

Acaba neden muhalefet yapamıyor, hiç bunu mercek altına almak ihtiyacını duydunuz mu?

Bu söylem bana göre tembel siyaset yapmanın kolay yolu.

UBP’nin sivil toplum desteğinden her dönemde uzak oluşu da tembel ve hantal yaklaşımların bir sonucudur. Diye düşünüyorum.

UBP deki eski örgütçü hareketleri de yakından bildiğimden bu konu her açıldığında kendimi nostalji tüten ifadelerin ortasında bulurum .

Enver Eminlerin, Mehmet Bayramların, Olgun Paşaların, rahmetli Erbilenlerin, Salih Coşarların, Eşber hocaların, Caymazların, Erdalların bunlar yanında parti teşkilatındaki değerli insanların  vatandaşla nasıl bütünleştiği gelir aklıma, her kesimden insanlarla sevgi ve güvenle birbirine sarılmasını hatırlarım!

UBP nin sendikal hareketlere ne denli destek verdiği, sivil toplum örgütleri ile iç içe hareket ettiği günler artık geride kalmıştır.

İş yaparmış gibi gözükmek adeta günah savmak için bir şeyler göstermek artık bütün çaba bu!

Dört gencin feci şekilde ölümünün neredeyse bir buçuk ay sonrasında on beş-yirmi seçilmişle Ciklosa giderek boy göstermek nedense muhalefet yapmaktan sayılır oldu.

Yıllardır Dome Otelin yok pahasına kiralanmasına ses çıkarmayanların Dome Otel önünde arkadaş buluşması “muhalefetin tepkisi” olarak algılanır oldu !

Gazetelerde, televizyon ekranlarında ya da meclis kürsüsünde yapılan konuşmalar

“muhalefet yapmayı öğrendik” olarak yutturulmaya çalışılır oldu.

Ülkede pahalılık aldı başını gidiyor. Sanki de sebzecilerle hükümet ortaklığı varmış gibi bir ortam kol geziyor.İ

İktidar yanlısı yayın organları hiç bunları dillendirmiyor. Sarı gömleklerle gezinen sendikalar suskun .

İngiliz Sterlini 9 TL İken fırlayan fiyatlar, etiketler günümüzde Sterlin 6’lı hanelere düştüğü halde yerinde duruyor.

Tepki koyması gereken kesimler susunca, tepki koymayınca ülkede her şey süt liman olarak görülüyor.

Bunlara ayak uydurmuş muhalefet tembel siyaset yapmayı tercih ediyor.

Hele geçtiğimiz günlerde yapılan talihsiz açıklamaya bir bakın.

UBP Genel Başkanı adına yapılmış açıklamada, sözüm ona Niyazi Kızılyürek in AKEL den Kıbrıs Türkü adına AP’na aday gösterilmesine tepki verilmiş.

Açıklamada Kıbrıs Türklerinin AP’daki iki sandalyesinin gasp edilemeyeceğine vurgu yapılıyor ve gerçeklerin değiştirilemeyeceği ifade ediliyor.

Acaba hangi gerçeklerden söz ediliyor?

Kıbrıs Cumhuriyetinin bu günkü konumuna tabi şekli ile AP daki 6 sandalyenin 2  sandalyesinden söz ediliyorsa,  yandık!

Böyle bir yaklaşım zavallılığımızı gözler önüne sermekten başka bir şey değil!

Böyle bir yaklaşım Güneydeki devlet yapısının altındaki 2 AP üyeliğine talip olduğumuz anlamına gelmez mi?

Böyle bir yaklaşım KKTC’nin varlığını inkar anlamını taşımaz mı?

Böyle bir yaklaşım bu güne kadar boşa kürek çektiğimizi gözler önüne sermekten başka bir görüntü vermez mi?.                                                                                                              

Bilinçsizlikler içindeki yaklaşımlar kendi ayaklarımıza kurşun yağdırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Dostça bir uyarı, dış işlerinde tecrübeli elemanlar, isimler var, en azından bunlara danışarak açıklamalarda bulunmak en doğru davranış olacaktır diye düşünüyorum.