Bilim kurgu filmlerinin senaryolarında ancak rastlayabileceğimiz türden gelişmelerle karşı karşıya bırakıldığımızın bilmem farkında mısınız?
Bir yıla yakın zamanlardan beri 65 yaş üstü insanlarımıza verilen moral, motivasyon, yaşama şevki kelimelerle ifade edilemeyecek boyuttadır!!
Sabah, akşam bu insanlara pandeminin sonuçlarını hatırlatmak milli bir görev konumuna geldi. “Şunu, şunu yapmazsanız, hele kronik hasta konumundaysanız hiç kurtuluşunuz yok, öleceksiniz” demekten iflahımız kesildi!
Hak da vermek lazım!
Bilinmeyenle, dinine, ırkına, mezhebine bakmadan ölüm saçan bir salgınla mücadele hiç kolay değil.
Boşluğa atılan yumruk gibi!
İşin bir de ekonomik boyutu varsa, mücadele daha da karmaşık hal alır.
“Ne İsa ya, ne Musa ya “ derler ya, orta yolu bulmak çok zorlaşır!
Bizdeki gibi, “açılsak mı, kapansak mı” kavgaları alır başını gider.
Hele politik çıkar peşinde koşanların, “dün öyle, bu gün böyle” fırıldaklığında yaraya tuz basmakta uzmanlaşanların yoğun olduğu ülkemizde, devletini yıkma çabalarına böylesi bir salgını malzeme yapmak!
Alçaklıktır!
Giderek artan salgınla baş etmenin tek bir yolu kalmıştır.
Biliyorum, ekonomik bakımdan zor olacak ama Sağlık üst kurulunun önerileri doğrultusunda bir süreliğine kapanmak.
Devletin bütün kademelerini, sağlıkla ilgili emeklileri göreve çağırmak artık kaçınılmaz olmuştur.
Belli bölgeleri kapatmakla, belli iş yerlerini açık tutmakla kötü gidişten kurtulmamızın imkansız olduğu apaçık ortada.
Çam kozalaklarının yangın esnasındaki marifetine benzer bir durum var karşımızda. Nerede patlak vereceği belli olmayan ateş topu gibi pandemi toplumu sarmalına almış durumda.
Göstermelik bin, iki bin aşı gönderme düşmanlığına bel bağlamadan,
kapanmak ve Türkiye den gelen aşıları bir program çerçevesinde uygulamak ve kurallar ne ise, onlara uymak!
Tek kurtuluşumuz bu!
Zamanı suçlu arama ya da insanları aşağılama kıvraklığında harcamayalım.
Sırası gelmişken,
sorumluluktan kaçarak, elini taşın altına koyma duyarlılığını gösteremeyenler “yıpranmadan bu badireleri atlatalım, hükümet olanları ise ne kadar yıpratırsak yıpratalım” mantığı içinde hareket edenler, sürece seferberlik yaklaşımı içinde değil de “siyasi rant” hevesiyle hareket edenler günü geldiğinde elbet halktan hak ettiklerini alacaklardır inancındayım!