Kuzeyle güney arasındaki geçişlerin belli kapılardan yapılmasına olanak veren uzlaşma 2003 sonrasında her iki kesimdeki iş erbabı yapılan geçişlerden nemalanmaya başladı.

2004 leri hatırlayın, güneye geçen Kıbrıslı Türklerin çılgınlar gibi önüne geleni satın aldığı ve şuursuzca güneye milyonlar akıttığı zamanları anımsayın.

Buna mukabil ilk yıllarda güneyden gelenlerin niyeti ticaret yapmak değildi!

1974 te terk ettiği, doğup büyüdüğü yerleri görmek, kendinden sonrakilere göstermekti.

Kuzeyden gidenlerin bonkörce harcamalarına karşılık inanır mısınız güneyden gelenlerin yiyeceklerini beraberlerinde getirdiklerine bizzat şahit olanlardanım.

Aradan yıllar geçti, Kilisenin, “Türklerden alış veriş yapmayın” telkinlerinin aile bütçesine bir katkısının olmadığı zaman sonra anlaşıldı ve Kuzeydeki ucuz mallara, akaryakıta hücum başladı.

Bir süredir Corona virüs nedeni ile kapılar kapatıldı. Bundan en çok mağdur olanlar güneyde çalışan ve sayıları 1500 civarında olan insanlar.

KKTC de sosyal güvence kapsamında olmadıklarından bu kimseler KKTC nin olanaklarından pek yararlanamıyorlar. Hele güneyde kazandıkları ile mukayese yapıldığında sefilleri oynuyorlar.

Geçtiğimiz günlerde eylem gerçekleştirdiler, geçişlerin yeniden başlatılması taleplerini sokaklara döktüler.

Hatırlayınız Corona virüsün adada görülmeye başladığı günlerde belli kapıların kapatılmasına Güney yönetimi karar vermişti. Hatta kapıların kapatılmaması için bazı kesimler tarafından Anastasiadise müracaatta bulunulması bile gündeme taşınmıştı.

Zaman kapıların kapatılmasının ne denli doğru bir karar olduğunu ortaya koydu!

Corona virüsün Kuzeydeki seyri ile güneydeki seyri farklı gelişti. Güneyde yüzlerce bulaş vakası yaşanırken, yirminin üzerinde ölüm vakası gerçekleşti.

Hala daha az sayıda bile olsa Güneyde Corona virüsü kol geziyor. Hatta ölümlü vakalar bile olabiliyor.

Kuzeyde “sıfır” vaka sayısını tehlikeye sokmamak KKTC yi yönetenlerin asli görevi.

Ya tecrit konumundaki yaşam alanlarında ikamet edip güney-kuzey arasında gidip gelmeye razı olacaklar, ya da var olan konumlarında kalacaklar.

Bulaş durdu, vaka sayısı “sıfır” diyerek rehavete girmek gibi bir lüksümüz olamaz.

Buna mukabil ekonomik zorluklarımızı  programlı ciddi denetimlerle atlatma şansına sahip olabiliriz.

Sıfır vaka özelliğimizi dünyada sağlıklı turizm başlığı altında değerlendirme olanağımız var.

Dünyada “temiz ülkeye akım ” ı başlatabiliriz!

Bilinçli ve akıllı girişimlerle KKTC ye öğrenci ve turist çekebilme olanağını yaratabiliriz.

Tek koşul kuralları kabul edilebilir şekillere sokarak uygulamaya koymaktan geçer.

Önlemleri zafiyete uğratarak “eski gelirlerin sağlanamayışını toplum sağlığını tehlikelere atarak gidermek” olsa, olsa insanlığını kaybetmiş bir yapının ürünü olabilir. Bunun adını koymakta bile zorluk çekiyorum!