I.Dünya Savaşı sonrası , Mondoros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918’de imzalanması ile birlikte İtilaf devletleri tarafından Anadolu’da işgallerin başlanması “Milli Mücadele” zorunlu hale gelmişti. Mondoros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra Adana’ya gelerek Yıldırım Ordularını devralan Mustafa Kemal Paşa , “Savaş müttefikler için bitmiş olabilir; ama bizi ilgilendiren savaş , istikbalimizin savaşı ancak şimdi başlıyor” sözleri ile “Milli Mücadelenin” başlangıcına işaret ediyordu.
“Milli hudutlarımız dahilinde hür ve müstakil yaşamak istiyoruz” diye dünyaya haykıran Mustafa Kemal Paşa , İstanbul’a dönerek çalışmalarına başlıyordu.
Sayın Yahya Aksoy “Milli Mücadele” başlıklı makalesinde : Milli Mücadele’nin başlangıcını Çanakkale savaşlarına ve düşmana ilk kurşunun atıldığı tarihlere götürenler de bulunmaktadır. Elbette ki bunlar heyecan ve umut veren ilk kıvılcımlardır. Milli Mücadele’nin parolası, “Ya İstiklal Ya Ölüm” hedefi “Tam Bağımsızlık”, güvencesi “Halkın bağımsızlık aşkı ile dolu kararlılığıdır” diyor. Kaynak: Yahya Aksoy, Milli Mücadele, Bütün Dünya , Başkent Üniversitesi Kültür yayını, s.16, sayı : 2015/10 , 1 Ekim 2015
Türk yurdunun bütün yönlerden düşman saldırısı ile karşı karşıya kaldığı günlerde 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda 21-22 Haziran 1919’da yayınlanan Amasya Tamimi’nde “Milli Bağımsızlığı Yine Milletin Azim Ve Kararı Kurtaracaktır” ve 23 Temmuz-07 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi’nde, “Vatan Bir Bütündür, Parçalanamaz, Manda Ve Himaye Kabul Edilemez” deniliyordu. 4-11 Eylül Sivas Kongresi’nde de alınan kararlar yeni bir Türk Devletinin kuruluşuna temel olmuştur. Mustafa Kemal Paşa, “Tek egemenlik vardır, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendisi kurtaracaktır” diyordu.
27 Aralık 1919’da Ankara’ya ulaşan Mustafa Kemal Paşa bütün yörelerden gelen halkın temsilcileri 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Milet Meclisi’ni açarak bütün dünyaya karşı yayınlamış olduğu beyanname ile “Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilan etmiştir. Ayni gün Meclis ,Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti ve onun önderliğinde İstiklal Savaşı başladı.
Milli Mücadele 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla kısa sürede merkezi bir nitelik kazanır. Bu süreçte arka arkaya 10 Ocak 1921’de I. İnönü Zaferi, 1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferi, 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihleri arasında kazanılan Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri ile Türk yurdunun kurtarılması yolunda önemli adımlar atıldı.
26-30 Ağustos 1922’de yapılan Büyük Taarruz , Türk İstiklal Harbinin son safhasıdır. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük taarruz sonucunda Yunan ordusu kısa sürede dağılır, 30 Ağustos’ta büyük zafer gerçekleşir.
1 Eylül 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara , “İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri” ! diyerek düşmanın akıbetini belirlemiş oluyordu. Türk askerleri kaçan düşmanı takip ettiler. Türk askeri her gün bir şehri düşmandan temizleyerek 9 Eylül 1922’de Yunan’ı İzmir’de denize döktüler.
11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya’yı teslim almıştır.24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması ile Milli Mücadele’nin tüm kazanımları güvence altına alınıyordu.
“Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır, O Satıh bütün Vatandır” diyen Mustafa Kemal Paşa , uzun yıllardan beri düşlediği ve de Kurtuluş Savaşı boyunca bir sır olarak gönlünde ve kafasında sakladığı Cumhuriyet’i en uygun zaman diye gördüğü 29 Ekim 1923’te TBMM kararı ile ilan etmiştir…
19 Mayıs 1919 Türk milleti için önemli bir dönüm noktasıdır. Kurtuluş Savaşı , M. Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basmasıyla başlamış olup özgürlüğe ve bağımsızlığa ilk adımın atıldığı gündür.
Bu vesileyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve vatan toprakları için canlarını seve seve veren tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorum….