DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN (2)
Mustafa Kemal Atatürk; 102 yıl önce 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan   Bandırma Vapuru ile Samsun’a doğru yola çıkmazdan önce İtilaf Devletleri görevlilerinin Bandırma  Vapuru’nda  silah aramalarının ardından “Bunlar hürriyet uğruna  ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya  ne silah ne cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz” demişti..
Ordu Komutanı olarak görevlendirilen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir Vapurla Galata Rıhtımından Samsun’a doğru yola çıkarlar. 17 Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında  İnebolu’ya varır. 19 Mayıs 1919 sabahının erken saatlerinde  Samsun’a gelinir.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan  genç Tuğgeneral Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün  Kurtuluş Savaşını başlatmak amacıyla geldiğini kimse bilmiyordu.. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü 9. Ordu Müfettişi olarak kurmayları ile birlikte İstanbul’dan  Samsun’a getiren Bandırma Vapuru, Bağımsız Türkiye  Cumhuriyeti’ne  giden yolda çok önemli bir görev yaparak tarihteki yerini almıştır..
19 Mayıs 1919 sabahı Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsun’a geldiklerinde Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey sandalla gemiye yanaştı. Ekrem Bey, Güvertede bulunan  Mustafa Kemal Paşa’nın yanına giderek askerce bir selam verdi. “Hoş Geldiniz Paşam” dedi..  Mustafa Kemal Paşa ve karargahı; iskelenin her iki tarafına sıralanmış halk ve işgal kuvvetlerince silahlarına el konulmuş bir Müfreze tarafından karşılanmışlardı. Mustafa Kemal Paşa   oradan  Mantika Palas Oteli’ne yerleşti. Otelin Balkonuna 9. Ordu Müfettişliğinin bayrağı asıldı. Karargahı ise Karadeniz Oteli’ne  geçti. Kaynak: https:// www.samsun2019.com.tr/içerik/78/ataturkun-samsun-gunleri/
30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi’nin Anavatanımızın üzerine karabasan  gibi çöktüğü bir dönemde , 16 Mayıs 1919’da “Bandırma Vapuru” ile  “Milli Mücadele” için yola çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da ayak bastığı Samsun,  günümüzde bir milletin kaderini değiştiren tarihi olayda ilk adımın atıldığı yer olmanın haklı gururunu yaşamaktadır..
Güç koşullar altında süren yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919 sabahı  Samsun’a  ulaşan Mustafa Kemal ve beraberindekiler, askeri bando eşliğinde halk tarafından sevgiyle karşılarken Atatürk’ün Samsun’a çıkışında  gördüğü manzara pek parlak değildi. O günde, şehri İngiliz işgal kuvvetleri ele geçirmiş durumdaydı ve de Pontusçular sokaklarda kol geziyordu..  Bölgede Türk Halkı kendisini koruyamayacak durumdaydı..
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren  yolculuğu sırasında  özel görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu. Ancak, Atatürk birkaç gün sonra sivil kıyafetlerini giymeye başlayacaktı…
“Ben Samsun’u ve Samsun  Halkını gördüğüm zaman, memleket ve Millete ait bütün düşünce ve kararlarımı yerine getirebileceğime bir defa daha kuvvetle inandım. Samsun’luların hal ve  durumlarında gördüğüm, gözlerinde okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık, ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmiştir” sözleri ile halkın desteğini de alarak Anadolu’da başlayacak kanlı bir mücadelenin ilk adımı atılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa  Gemi Kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadeleyi başlatmak için  çıktığı yolculukta Atatürk’e  22 Subay/Astsubay, 25 Er ve Erbaş, 8 katip ve 21  mürettebat olmak üzere 75  kahraman  eşlik  etmişti.. Eşlik eden  18  subay ve görevlilerin    adları şöyle idi:
III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Albay Manastırlı Kazım Bey (General Dırık), Müfettişlik Sağlık Bakanı Dr. Albay İbrahim Tali Bey (Öngören), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurmay Yrb. Mehmet Arif Bey (Ayıcı),  Karargah Erkan-ı Harbiye’si İstihbarat ve  Siyasiyat Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey (Gerede), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Bnb. Refik Bey (Saydam), Müfettişlik Başyaveri Yzb. Cevad Abbas  (Gürer), Kurmay Mülhakı Yzb. Mümtaz (Tünay), Kurmay Mülhakı Yzb. İsmail Hakkı (Ede), Müfettişlik Emir Subayı Yzb. Ali Şevket (Öndersev), Karargah Komutanı Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy),  Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Amiri Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah (Kunt), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (Kılıç), Şifre Katibi, I. Sınıf Katip Faik (Aybars), Şifre Katip Yrd. 4.sınıf Katip Memduh (Atasev). Kaynak: http://www.uted.org/dergi/2006/mayis/19mayis.htm
Bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası olmuştur. Milli Mücadelenin Atatürk tarafından dile gelen hikayesinin ilk cümlesi, “1919 senesi Mayısının 19’uncu  günü Samsun’a çıktım” ile  başlar. Diğer bir değişle, 19 Mayıs 1919 Milli Mücadelenin fiilen başladığı tarihtir. 19 Mayıs bir başlangıçtır; fikir ve karar sahibi Atatürk’ün  hedefine varan yolda  ilk  adımdır.
Samsun’da kalmayı stratejik olarak tehlikeli bulan Mustafa Kemal Paşa, İngilizleri şüphelendirmemek için böbrek sancılarının arttığını ve Havza’nın kaplıcalarının  kendine iyi geleceğini belirterek  arkadaşlarıyla   25 Mayıs’ta Havza’ya giderek  Havza’da Mesudiye Oteli’nde , beraberindekiler ise  Ali Osman  Paşa’nın konağında ağırlanırlar.
Atatürk, Havza’da Milli Mücadeleyi örgütlemek için uygun bir ortam bulur.. İlk Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Havza’da kurulur. İlk miting Mustafa Kemal’in talimatı ile  Havza’da gerçekleştirilirken İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali protesto edilir.. İlk Genelge yine Havza’da yayınlanır. 28 Mayıs 1919’da yayınlanan Havza Genelgesi, tüm Valiliklere, Ordu komutanlıklarına ve bağımsız mutasarrıflara gönderilir. Kaynak: aa.com.tr/tr/turkiye/milli-mucadelenin-ilk-adimi-101-yilinda-/1843797
Havza Genelgesi, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan sonra ilk resmi tepkisi olması dolayısıyla Türk Milletinin  mücadele tarihinde büyük bir öneme sahiptir. Yayınladığı bu genelgeyle Mustafa Kemal Atatürk, halkın işgallere tepki göstererek milli  bilincin  oluşturulmasını  amaçlamıştır.
Netice itibarı ile  1 hafta Samsun’da, 17 gün Havza’da kalan Mustafa Kemal bu süreçte Anadolu’nun ve halkın genel durumu hakkında bilgi alarak  Ulusal Hareketin fikirsel temellerini atmıştır.  Havza’da dağınık haldeki askeri birliklerin komutanlarıyla bağlantı kurarak askeri ve sivil makamlara bir Genelge göndermiştir.  Mustafa Kemal Paşa, 28 Mayıs 1919 günü Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine gönderdiği bir Genelge ile  İzmir’in işgalinin protesto edilmesini istemesi sonucunda  kısa sürede Anadolu’da 96 miting  gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa  bu girişimleriyle Türk Milletini Milli Mücadele  etrafında birleştirmeye başlıyordu..
21-22 Haziran 1919 tarihli Amasya Tamimi’nde , milli mücadelenin komutanlarının imzası ve onayı ile ilan edilen Genelgede “Milletin İstikbalini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır” denilirken; 23 Temmuz-7 Ağustos Erzurum Kongresi’nde ve 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongrelerinde de benimseniyor ve  “Milli Sınırlar  İçerisinde ‘Vatan’  Bir Bütündür, Parçalanamaz… Manda ve Himaye Kabul Edilemez.. Kuvvay-ı Milliye’yi Tek Kuvvet Tanımak ve Milli İradeyi Hakim Kılmak Esastır”  deniliyor ve de Türk Kurtuluş Savaşı millete  mal ediliyordu..
Türk Kurtuluş Savaşı’nın  en iyi bir şekilde Ankara’dan yönetileceğini düşünen ve  27 Aralık 1919 tarihinde  saat  14.00’te  Dikmen sırtlarına gelen Mustafa Kemal Atatürk kendisini ve Temsil Heyetini bekleyen  coşku ile dolu halkına teşekkür etti.
21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı bildiri ile Meclisin 23 Nisan 1920 tarihinde  toplanacağı duyurulan  ve de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Meclis-i Mebusan üyelerinden oluşan  324 milletvekili ile kurulan Meclis , 115 Milletvekili ile  açıldı ve adının  “Türkiye Büyük Millet Meclisi” olmasına karar verildi.
6-11 Ocak  1921’de I. İnönü ve 23 Mart-1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferleri  kazanılarak Yunanlılara indirilen darbenin ardından, 23 Ağustos-12 Eylül 1921 Sakarya Meydan Muharebesi kazanılır ve bu zafer sonrası Mustafa Kemal’e “Gazi” ve “Mareşal” rütbesi verilir.  26-30 Ağustos 1922’de gerçekleşen Büyük Taarruz, Türk istiklal savaşının son   safhasıdır. 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da  kazanılan  Meydan Savaşının ardından  Yunan ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize döküldü..
24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşmasının imzalanmasının ardından  bağımsızlığını kazanan Anavatanımız Türkiye’de  TBMM  29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edilirken oylamada Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal Atatürk oy birliği ile  Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı seçiliyordu..
Sonuç olarak; Bağımsızlık ve egemenlik benim karakterimdir diyen ve bu inançla, Türk milletinin kararan  bahtını aydınlatmak üzere Bandırma Vapuru ile  16 Mayıs 1919’da Karadeniz’e açılan ve  19 Mayıs 1919 sabahının erken saatlerinde Samsun’a çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ve dava arkadaşları Türk Milletinin kaderini değiştiriyordu…
19 Mayıs 1919 Türk Milleti için  bağımsızlığa atılan ilk adımdır. Ne mutlu büyük Türk Milletine ki , böylesine büyük bir dâhinin önderliğinde bağımsızlığına ulaşmanın gururunu yaşadı. 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan doğan özgürlük güneşi, Türk Milletinin bağımsızlığına  atılan ilk adımı aydınlatmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e inanan ve güvenen  vatanını sevenler Türk Milletini Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna taşımışlardır.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan  Atatürk ve dava arkadaşları başta olmak  üzere  Türkiye  Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda canlarını seve seve feda eden, kanlarını akıtan Kahraman Mehmetçiklerimizi, Aziz Şehitlerimizi ve Gazilerimi saygı ile selamlıyorum..  Ne Mutlu  Türk Milletine ki böylesine büyük bir dâhinin  önderliğinde  bağımsızlığına kavuştu. Ne Mutlu 19 Mayıs 1919’u Yaşatanlara ve Yaratanlara…
Ne Mutlu Türküm Diyene…