21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının   bütün şiddetiyle devam ettiği 25 Aralık 1963de Lefkoşadan Ankaraya yapılan yardım çağrısında son mermilerimizi atıyoruz, ‘vatan sağ olsun  deniliyordu. Bu çağrının arkasından Kıbrıs  Türk Alayı, garnizonundan çıkarak  mevzilere yerleşirken  diğer yandan Türk uçakları  yaptıkları uyarı uçuşu ile Rum saldırılarını susturuyordu. Bu ihtar uçuşunun hemen  ardından ateş-kes ilan ediliyordu.

 

25 Aralıkta yapılan ateş-kes  uzun sürmedi .Akritas Planını yürürlüğe koyan  ve tüm ada sathında aktif faaliyete geçen Rumlar, Adadaki  Türk nüfusunu  ortadan kaldırmak için  seferber olurlar.

 

Bu çerçevede ; Yunan askeri desteğindeki  Rum  saldırıları tüm adaya yayıldı. 6 Şubat 1964de  Arpalıkta, 11-13 Şubatta Limasolda, 9 Martta Bafta, 19 Martta Çamlıköy ve Gaziverende, 8 Ağustos 1964de Erenköyde, 15 Kasım 1967de Geçitkale ve Boğaziçinde ,Türklere karşı büyük güç kullanarak saldırdılar. Bu saldırılar yetmezmiş gibi bazı soydaşlarımız evlerinden , bahçelerinden , otobüslerden toplanarak kurşuna dizildiler.

 

Tarihe  ‘kanlı harflerle Kanlı-Noel  olarak geçen saldırıları takip eden  günlerde 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkı silahlı saldırılara ve  katliamlara  maruz kaldı.   18.667 Kıbrıs Türkü yaşadığı 103 köyden  göç etmek zorunda kalmıştır.  Köylerimiz yakılıp yıkılmıştır. 500 civarında  Türkün şehit  olduğu , binlercesinin yaralandığı , okulların, camilerin tahrip edildiği  kanlı saldırılar  sonucu 1960  Kıbrıs Türk halkı %3lük  toprak parçası üzerinde  küçük gettolarda  yaşamaya zorlanmıştır. Kıbrıs Türk halkı eşit kurucu  ortağı  olduğu 1960  Kıbrıs  Cumhuriyetinden silah zoruyla  dışlanarak  Adanın %3ünden oluşan   gettolarında 11 yıl sürecek insanlık dışı bir  kuşatma  altında  kalmış, anavatanımız Türkiyeden gelen  Kızılay yardımlarıyla , maddi ve manevi yardımlarıyla  hayat bulmuştur.  Kıbrıs Türk halkı Enosisi  önlemek ve  Yunan boyunduruğuna  girmemek için  direnişin  yıllarca  sürdürmüştür.

21 Aralık 1963de başlayan  ve Kıbrısın yakın tarihine  Kanlı Noel olarak geçen süreçte  . 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla  Adaya gönderilen  BM Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde  gerçekleşen  soykırıma   uluslararası toplum  seyirci kalmıştı….

Kıbrıs Türk halkı 11 yıl boyunca  TMT etrafında bütünleşerek  mücadele vermeseydi ve  anavatanımız Türkiye  20 Temmuz Barış Harekatını düzenlememiş olsaydı; Kıbrıs Türk halkı Türkeli, Atlılar, Sandallar  , Muratağa  ve Taşkentte olduğu gibi  bugün  Kıbrısta da  bir Türk varlığından  söz edilemeyecekti…

 

Kanlı Noel saldırılarıyla 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti fiilen ortadan kalkar ve  Kıbrısta artık  hiçbir şey eskisi olmaz; istikrar  ve güven  ortamından  yoksun  Adamız  Rum saldırıları sonrasında hiç huzur bulamaz taa ki  1974 Barış Harekatına kadar.

 

Kıbrıs Türk halkı  self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983de KKTCni ilan etti. 1974 Barış harekatıyla  Kıbrısa barış ve huzur gelmiştir.1974 Barış Harekatı ile Kıbrısta çözüm gerçekleşmiştir. Yapılması gereken Kıbrıstaki gerçekler ışığında adil ve kalıcı bir anlaşmadır.

 

Megaliİdeanın  bütün hedefleri Türk toprakları üzerindedir.  Kıbrısta Türk-Rum kavgasının temelinde Rum-Yunan ikilisinin  Megali İdea hayallerinden kaynaklanan Enosis  vardır. Günümüzde Rumlar tarafından  Kıbrısta yapılmak istenen  şey , önce tüm Adada Rum egemenliğinde , AB normlarının uygulandığı siyasal bir çözümle Kıbrıs Türk halkını ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetine  yamalamak ve   daha sonra   uygun koşullar  geldiği zaman  , Rum çoğunluğun  kararı ile  Kıbrısı Yunanistana bağlamak ve Megali   İdea hayali çerçevesinde Enosisi gerçekleştirmektir.

 ABD, İngiltere, Fransa ve  Rusya desteğinde BM Güvenlik Konseyinde alınan 541(1983) ve 550(1984) sayı ve tarihli BM Güvenlik Konseyi kararları ile “Kıbrısta tek  meşru devlet ve tek meşru hükümet”  olarak tanınırken  ve  1 Mayıs 2004  tarihi itibarıyla kararıyla Rumların ABne tam üye olmaları bu yönde atılan adımlardır…

ABDnin, ABnin ve diğer büyük güçlerin  vermiş oldukları güvencelere  inanarak   onların baskılarına boyun eğerek   Federal Devlet ve /veya Birleşik Kıbrıs gibi siyasi çözümlere evet diyecek olursak   ‘azınlık durumuna düşürülecek olan Kıbrıs Türk halkının sonu   Girit Türklerinden farklı olmayacaktır…

Kıbrıs Türk halkı 1955-1958  ve1963-1974 yılları arasında Rum-Yunan ikilisinin kanlı saldırılarına maruz kaldı. Kıbrıs Türk halkı kendine 1963-1974 yılları arasında yapılanları unutmayacaktır. Unutmak demek teslimiyet demektir, tükenmek  demektir. Dünya kamuoyu bilsin ki  Kıbrıs Türk halkı asla tükenmeyecek ve geleceğine sahip çıkacaktır…..

 

Büyük güçlerin desteğiyle Kıbrısta oynanan  oyunu bozacak olan  tek olgu  KKTCnin yaşatılması ve de tanıtılmasıdır….