I.Dünya Savaşında yenik düşen, orduları dağılan ve de savaş yorgunu olan büyük Türk Milleti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde olağanüstü zor koşullarda tam bağımsızlık hedefiyle kurtuluş savaşı vermiştir..
Şu bir gerçek ki; Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı sadece İstanbul’u ve Anadolu’yu işgale kalkışan emperyalist güçleri kovalamakla sınırlı kalmamış; başta Osmanlı Padişahı ve ona bağlı hükümetler yanında emperyalizmin işbirlikçileri ile de mücadele edilmiştir..
..Her savaşın bir siyasi hedefi vardır! 19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal dava arkadaşları ile birlikte Samsun’a ayak basarken hedefi; “Ulusal sınırlar içinde, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir devlet kurmaktır. Ulusal sınırları Misak-ı Milli (Ulusal Ant) ile tanımlanmıştır..
.. Ulusal Egemenlik demek; Osmanlı Hanedanı’nın egemenliğine son vermek demektir. Tam bağımsızlığın anlamı da başta kapitülasyonlar olmak üzere ulusumuzu sömüren araçlardan kurtulmaktır. Bunun da adı Meşrutiyetten Cumhuriyete geçiştir. Kaynak: Dr. Cihangir Dumanlı, Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te Kurulmadı, İlan Edildi. Bütün Dünya s.7, Başkent Üniversitesi, Kültür Yayını, 1 Ekim 2017 , sayı 2017/10, Ankara..
Gençlik yıllarından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun çökmekte olduğunu gören Mustafa Kemal Atatürk, İmparatorluk yerine ulusal egemenliğe dayalı “Yeni Bir Devlet” kurmayı hedeflemişti O günde Mustafa Kemal Atatürk bunu telaffuz etmese de aklındaki “Yeni Devlet”, Cumhuriyetti.
Gerilere dönüp bakacak olursak 21-22 Haziran 1919 tarihli Amasya Tamimi’nde; milli mücadelenin komutanlarının imzası ve onayı ile ilan edilen Genelgede sık sık ifade edilen “Milletin İstikbalini Yine Milletin Azim ve Kararı kurtaracaktır” denilirken alınan bu kararlar; Kongre Başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı 23 Temmuz-07 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi’nde ve 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongrelerinde de benimseniyor ve de “Vatan Bir Bütündür, Parçalanamaz, Manda ve Himaye Kabul Edilemez” deniliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, 23 Temmuz-07 Ağustos Erzurum Kongresi günlerinde Mazhar Müfit Kansu’ya özel bir defter alarak söylediklerini yazmasını ister. Mustafa Kemal’in yazdırdığı ilk madde şudur: “Zaferden Sonra Devletin Şekli Cumhuriyet Olacaktır”..
Yine Erzurum Kongresi’nde Kendisine “Yoksa Cumhuriyet’e Doğru Mu Gidiyoruz? diye soran muhatabına “Hala Daha Şüphen Mi Var?” demişti. Kaynak: Lord Kingross, Atatürk ve Bir Milletin Yeniden Doğuşu”. Çeviri: Necdet Sandar, Altın Kitaplar. S. 220, İstanbul.
Türk İstiklal Savaşı günlerinde 10 Ocak 1921’de I. İnönü Zaferi ve 31 Mart 1921’de 2. İnönü Zaferinin kazanılmasının ardından 23 Ağustos 1921’de başlayan ve gece gündüz devam eden Sakarya Meydan Muharebesi; Türk Kurtuluş Savaşının dönüm noktası olacaktı. 23 Ağustos 1921’de Yunanlılar taarruza başlarken; Gazi Mustafa Kemal Paşa “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır; O Satıh Bütün Vatandır. Her Karış Toprağı Vatandaşın Kanı İle Sulanmadıkça Terk Olunamaz” emrini veriyordu.
23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün 22 gece süren savaş sonunda 13 Eylül 1921’de Türk ordusu büyük bir zaferle Yunan ordusunu geri kaçmak zorunda bırakmıştır. Bu zaferle TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallık” rütbesi ile “Gazilik” ünvanı vermiştir.
Türk Kurtuluş Savaşının son evresi olan Büyük Taarruz ; Yunan Askeri Kuvvetlerini Anadolu’dan kesin olarak atmak için 26 Ağustos 1922’de gerçekleşen Büyük Taarruz, Türk İstiklal Savaşının son safhasıdır. 30 Ağustos 1922’de gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesinde 1 gün içinde Yunan Ordusunun önemli bir bölümü etkisiz hale getirilmiştir.
30 Ağustos’ta Atatürk’ün bizzat yönettiği “Dumlupınar Meydan Muharebesi” ile Türk Askeri kesin bir zafer kazanırken düşmanın ana kuvvetleri imha edilerek pek çok esir alınmış ve de Yunan Ordusu bozguna uğratılmıştır.
O günde İzmir’e doğru kaçmaya başlayan Yunan Ordusunun toparlanmasına fırsat vermek istemeyen BMustafa Kemal Paşa 1 Eylül 1922’de tarihe geçen emrini veriyordu. “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri !..” O günde İzmir’e doğru çekilen Yunan Ordusu, Türk Ordusu tarafından takip edilerek işgal altındaki şehirler tek tek düşmandan temizleniyordu. Yine o günde Türk Ordusu akın akın İzmir’e doğru koşarken Yunan Askerleri ve de Rumlar İngiliz, Fransız gemilerine yetişip kaçabilmek için panik içinde koşuyorlardı..
..O günde Yunan ordusunu ısrarla takip eden Türk ordusu, 1 Eylül 1922’de Uşak’a girdi. Arkasından sırasıyla Eskişehir (2 Eylül), Nazilli, Simav, Salihli, Alaşehir, Gördes (3 Eylül), Kula (4 Eylül), Balıkesir, Bilecik (6 Eylül), Aydın (7 Eylül), Manisa (8 Eylül), Bursa (10 Eylül)’de Yunan işgalinden kurtarıldı.
9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey Komutasındaki 2. Süvari Fırkası, ardından da II. Süvari Komutanı Mürsel Paşa Komutasındaki 1. Süvari birliklerinin İzmir’e girdiğinin bildirilmesinin ardından, 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa Komutasındaki askeri birlikler saat 10.00’da İzmir’e girdi..
..Diğer yandan 2. Tümen’in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen Yzb. Şerafettin Bey, Konağa girerek konağın balkonundaki direğe Türk Bayrağını astı ve de Türk Askeri Birlikleri öğlene kadar bütün önemli noktaları ele geçirdi.
9 Eylül 1922 günü 1. Kolordu, Kemal Paşa’ya, 2. Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzey’de Kozancı bayırında Yunan mevzilerine taarruz eden 3. Kolordu düşmanı etkisiz hale getirerek Bursa’ya ilerlerken, Türk Süvarileri 3 yılı aşkın bir süreden beri göz yaşı döken, ızdırap çeken İzmir Türk halkının sevinç gözyaşları arasında İzmir’e girdi.
Türk Kurtuluş Savaşının sonunda İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya’nın savaşsız kurtarılmasını sağlayan TBMM Hükümeti’nin ilk siyasi ve diplomatik zaferi, 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması olup bu antlaşmayı imzalayan İsmet İnönü, adını tarihe altın harflerle yazdırıyordu..
..29 Ekim günü Atatürk, İnönü ile birlikte hazırladıkları yasa teklifini meclise sundu. Teklif, oy birliği ile “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında kabul edildi. Ayni gün yapılan Cumhurbaşkanı seçimine 159 üye katıldı. Mustafa Kemal Atatürk, 158 oyla 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Kullanılan çekimser bir oy Atatürk’ün oyu idi. Kaynak: Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, 3.cilt, s. 157, Remzi Kitabevi İstanbul. 1965; Dr. Cihangir Dumanlı, Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te kurulmadı, ilan edildi. Kaynak: Bütün Dünya, s.11, sayı 2017/10, 1 Ekim 2017
30 Ekim günü Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü’yü ilk Başbakan olarak görevlendirdi ve de Türkiye Cumhuriyetinin ilk hükümeti kuruldu.
Bu büyük zaferi Türk Milletine yaşatan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, kahraman Mehmetçiklerimize bir kez daha minnet ve şükranlarımızı arz ederim.
Türkiye Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..