Onu tanıyan herkesin onunla ilgili söyleyecek hep iyi ve güzel sözleri oldu yaşamı boyunca!

Gözlerini kısarak bakışı, kah gülen kah asılan siması ama hep insana...

Onu tanıyan herkesin onunla ilgili söyleyecek hep iyi ve güzel sözleri oldu yaşamı boyunca!

Gözlerini kısarak bakışı, kah gülen kah asılan siması ama hep insana sevgiyle olan yaklaşımı, hep öğüt veren babacan tavrı, şakaları!

Girne Con kahve reklamında, elinde kahve tepsisi her ekrana çıkışında  hep bir laf atmışımdır ona!

Ah Ahmet usta ah, biliyorduk o melun hastalık epeyce ilerlemişti,

bir hafta önce Mehmete sordum seni ”iyi değil” demişti.

Rüzgar gibi geçen yılların o sersem haline bakıyorum da,

Yıl 1972, 43 yıl önce tanımıştım seni!

Kunduracı atölyen vardı  Bandabuliyanın yan sokağında.

Ayakkabı tamiri de yapardın ama geldim mi dükkanına, sohbetlerine doymazdım!

Sonra sen, oğlun Mehmet ve yakınların beraber ava gitmeye başladık.

Bir alemdi av hikayelerin. Sonra yenik düştün ithal mal ayakkabılara, büyük, büyük fabrikalara.

Büyük Handa kahve ocağı açtın.

Ne yalan söyleyeyim ilk başlarda epeyce yadırgamıştım ama sonra yaptığın işten mutlu olduğunu gördüğümde, rahatlamıştım!

Sabahın çok erken saatlerinde esnafın buluşma noktasıydı yerin.

Sandalyeci Tahsin usta, Hasan Akaçalı, Turgut Şahin, Karagözlü, ve daha onlarcası müdavimindi.

Her dalda uçuşurdu sohbetler, sen siparişlere yetişmeye çalışırdın

 bir taraftan da sana atılan laflara cevap yapıştırırdın.

Sonra Büyük Hanın entel, dantel havasının ortasında kaldın.

Her gelişimde dikkatlice baktım,insanların çoğu değişmişti, yeni,yeni huylar edinmişti ama değişmeyen bir sen kalmıştın!

Ah Ahmet usta ah, son çınarlarındandın Arastanın.

Seninle birlikte ışığı epeyce karardı eski anıların!

Arkasından güzel konuşulacak güzel  izler bırakarak gittin aramızdan.

 

Ne gelir elden, rahmet dilemekten başka Tanrıdan!