4 Haziran 1878’de Atalarımızın, Kıbrıs’ın idaresini geçici olarak İngiltere’ye devretmelerinin ardından Türk İstiklal Savaşı sonrası imzalanan 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile de Kıbrıs’ın İngiltere’ye bırakılmasıyla birlikte Kıbrıs Türk Halkı yıllarca anavatan hasreti ile yanıp tutuşacaktı.
Rum-Yunan ikilisinin Enosis’i gerçekleştirme adına 1955-1958 yılları arasında giriştikleri silahlı saldırılara karşı Kıbrıs Türk Halkının büyük mücadeleler vermesini ardından 19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde, 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine ve egemenliğine dayalı olarak ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti; Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olamayacak ve 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılacaktı.
Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşerek 11 yıl boyunca verdiği mücadelenin sonunda gerçekleşen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu. Yıllarca devam eden görüme sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.
Bu gelişmelere karşın yine de devam eden‘Federasyon’ görüşme süreci Rum-Yunan ikilisinin Enosis’e giden yolu açma hedefleri nedeniyle 07 Temmuz 2017’de bir kez daha başlamamak üzere sona erdi.
Günümüzde, dün olduğu gibi bugün de hala daha Rum-Yunan ikilisinin hedefi, olası bir siyasi çözümle birlikte tarihin derinliklerinden gelen Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümle birlikte Enosis’e giden yolu açmaktır. Kıbrıs’ı Yunan adası yaparak Anavatanımızın Akdeniz’e açılmasını önlemektir. Bu nedenlerle de Rum-Yunan ikilisi Ege’de ve Doğu Akdeniz’de her vesile ile sorun yaratmaya devam etmektedir.
Yakın geçmişe dönüp bakacak olursak 3 Eylül 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre “Yunanistan’ın şımarıklığına her zaman, her yerde cevap verdik, vermeyi sürdüreceğiz” diyen T.C Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Ege’deki , Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimli ve kararlıyız, çok şükür buna da muktediriz.” şeklinde konuştu.
T.C Milli Savunma Bakanı sayın Hulusi Akar, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile I. Ana Jet Üs Komutanlığında düzenlenen “Uçuş Eğitim Yılı Açılış Töreni”ne katıldı.
Bölgedeki risk, tehdit ve tehlikelere dikkati çekerek bunları yakından takip ettiklerini bildiren Bakan Akar “Ege’de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta hak alaka menfaatlerimizin korunmasına yönelik yapılması gereken neyse yaptık, yapmaya devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Yunanistan’ın yaptıklarını da yakından takip ettiklerini belirten sayın Akar “Bunlarla alakalı hem masada hem sahada yapılması gereken ne varsa mütekabiliyet çerçevesinde gerekli cevabı verdik, veriyoruz” Dedi.
Yunanistan’ın 1919-1922 yıllarında bazı ülkelerin teşviki ve desteğiyle işgal girişiminde bulunduğunu hatırlatan sayın Akar, bunun sonucunda hüsrana uğrayan Yunanistan’ın başbakanlarını, bakanlarını, hatta Genel Kurmay Başkanını astığını kaydetti. Sayın Akar konuşmasını şöyle sürdürdü:
..“Yunanistan’ın benzer bir maceraya girmesini, yeniden başını belaya sokmamasını, yeniden büyük bir darbe yememesini, hüsranla sonuçlanacak bu girişimlerden vazgeçmesini, tarihten ders almasını, tekrar tekrar muhataplarımıza hatırlattık, hatırlatmaya devam ediyoruz.Biz diyoruz ki bu sözde ittifak gibi çalışmalarla bir yere varamazsınız. Uzattığımız barış elini tutunuz, çalışmalarımızı iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde uluslararası hukuka uygun devam ettirelim..
..Hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğimizi, ne kendimizin ne Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını çiğnetmeyeceğimizi, Ege ve Doğu Akdeniz’deki hak alaka ve menfaatlerimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sonuna kadar koruyacağımızı her zaman söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Ege’deki Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki hak, alaka ve menfaatlerimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sonuna kadar koruyacağımızı her zaman söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Ege’deki, Doğu Akdeniz’deki , Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlıyız. Çok şükür buna muktediriz” dedi.
Yine 8 Eylül 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın, görev süresinin yakında sona erecek olması nedeniyle New York’ta kendisiyle görüşmeyi kabul etmemesi ışığında, çabalarına son verip vermediğinin kendisine sorulması üzerine GKRY Lideri Anastasiadis: Buna benim programım ve çabalarım sayın Tatar’ın hoşuna gitmese bile , vatanın yeniden birleşmesi ayni zamanda işgalden ve askeri birliklerden kurtulma” şeklinde izah etti.
31 Ağustos 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre GKRY Lideri Anastasiadis’in Kıbrıs sorunuyla ilgili BM yetkilisi atanması konusunu, BM Genel Kurul toplantısına katılmak için gideceği New York’ta bir araya geleceği BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gündemine getireceği ifade edildi.
Fileleftheros gazetesi konu ile ilgili haberinde, Rum kesiminin durumlar bugün böyleyken, Kıbrıs sorununda hareketlilik olmasının tek yolunun BM Sekreterliğinin daha aktif bir rol üstlenmesi olduğunu düşündüğünü iletti.Rum kesiminin Kıbrıs sorunuyla ilgili üst düzey bir BM yetkilisi atanmasını desteklediğini yazan gazete, Rum yönetimi başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Kurulu toplantısı çerçevesinde, Eylül ayının ikinci yarısında New York’ta yapacağı görüşmelerde bu konuda ısrarcı olacağına işaret etti.
Yine 8 Eylül 2022 tarihli yazılı yerel basınımıza yansıyan haberlere göre; GKRY Savunma Bakanı Petridis “Vatanın yeniden birleşeceği kutsal gün gelene kadar, yeni oldu bittilere izin vermemeleri için RMMO’nun düzeyini yükseltmeye devam etmekle yükümlü olduklarını söyledi.
Alithia gazetesinde yer alan habere göre , önceki gün katıldığı bir etkinlikte konuşan Rum Yönetimi Savunma Bakanı Petridis, RMMO personelinin en büyük “Güç çarpanını” teşkil ettiğini savunarak, esas kaygılarının , personelin modern operasyonel ortama başarılı bir şekilde karşılık verebilmesi için , sürekli eğitilmesi olduğunu belirtti.
13 Eylül 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; KKTC İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı sayın Hasan Yılmaz Işık, Avrupa Parlamentosu Başkanı’na mektup göndererek, “Kıbrıs Rum kesiminin uzlaşmaz tutumu nedeniyle iki devletli çözümden başka seçenek kalmadığını” ifade etti.Dernek, Avrupa Parlamentosu Başkanı RobertaMetsola’nın Kıbrıs ziyareti esnasında yaptığı bir konuşmada kullandığı “ Kıbrıs’ın bölünmüş olduğu sürece AB’nin asla bir bütün olmayacağı” ifadelerine tepki gösterdi.
Açıklamasında sayın Yılmaz Işık: Metsola’ya gönderdikleri mektupta, Kıbrıs’ın yönetimi ve kaynaklarının Kıbrıslı Türklerle “Federal Birleşme” altında paylaşılmasının, Kıbrıslı Rumların uzlaşmaz tutumlarının Avrupa Birliği tarafından desteklendiği sürece mümkün olmadığı; Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere ambargo ve izolasyon empoze etme hakkının bulunmadığını, Kıbrıslı Rumların uzlaşmazlığının Kıbrıs Türk halkına iki devletli çözümden başka seçenek bırakmadığını ifade ettiklerini belirtti.
Kıbrıs Türk Halkı, Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açmak adına gerçekleştirdiği silahlı saldırılara ve katliamlara karşı anavatanımız Türkiye’den aldığı destekle yıllarca büyük mücadeleler vermiştir. Kıbrıs Türk halkı bu mücadelesini bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile taçlandırmıştır.
Gelinen noktada GKRY Lideri Anastasiadis hala daha Enosis’i gerçekleştirme adına görüşme sürecine 7 Temmuz 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmek isterken o günde olduğu gibi bugün de hala daha “Garanti Anlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri Adadan gitmeli tüm Rum göçmenler evlerine ve mülklerine dönmeli” demeye devam etmektedir.
GKRY lideri Anastasiadis her vesile ile iki bölgeli, iki toplumlu, BM kararları çerçevesinde siyasi çözümü dile getirmeye devam etmektedir. Nitekim 25 Kasım 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre Almanya’yı ziyaret eden GKRY Lideri Anastasiadis’in Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Başbakan Scholz ile yapmış olduğu görüşmelerinin ardından yapmış olduğu açıklamada GKRY Lideri Anastasiadis “Türkiye’nin tutumunu değiştirmesi için sadece BM’yi değil AB’yi de harekete geçirdik”. BM kararları, Avrupa müktesebatı temelinde barışçıl diyalog içerisinde barışçıl çözüm konusuna anlayış bulduklarını dile getirdi.
Sonuç olarak; Rum liderliği Federasyon görüşme sürecinin bir daha başlamamak üzere sona erdiğini öncelikle kabullenmelidir.
Anavatanımız Türkiye Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerimizi korumaya muktedirdir.
Rum-Yunan ikilisi, Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devletli siyasi çözümü kabullenmelidir.Kıbrıs Türk Halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..