29 Kasım 2017 tarihli Rum basınından basınımıza yansıyan   haberlere göre Başpiskopos II. Hrisostomos’un   “Reaction” isimli sivil toplum örgütü ve “Kıbrıs Bankası”nın   işbirliğinde  düzenlenen  “8’nci Gençler Aytışması” çerçevesinde öğrencilerin sorularını yanıtlarken   Kıbrıs’ta  iki devletli çözümü  tercih ettiği açıklaması  “Sansasyon yarattı.”

Söz konusu habere göre yapmış olduğu açıklamada  Başpiskopos II. Hrisostomos:   “50 yaş altı  çoğu Rum’un federal bir çözümün sürdürülebilir olmayacağına  inandığını” söylerken   “İki ayrı devlete gidelim daha iyi , ancak oluşacak devlet  Avrupa çerçevesi içinde olsun” dedi.

İki ayrı devlete dayalı çözüm şekliyle  ilgili şartlarını da açıklayan II. Hrisostomos,  şartlarını şöyle sıraladı:  Avrupa çerçevesi içerisinde  iki devlet çözümü için “Kıbrıs Türkleri ve KKTC   Türkiye’nin sütünden kesilsin ve “yerleşikler gitsin.”  

Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında  hiçbir zaman dini nitelikli sorun  yaşanmadığını söyleyen Başpiskopos II. Hrisistomos: “Kıbrıs’ın 1571 yılında Osmanlı tarafından fethedilmesinden sonra Türkiye’den gelen Türkler çok  azdı, asker  aileleriydi. Çoğu Kıbrıslı Türk ekonomik baskılar nedeniyle  İslamlaştırılmış Ortodoks Hristiyan  Rum’dur” diyerek  Kıbrıs Türk halkına hakaretler yağdırdı.

Diğer bir değişle; Başpiskopos II. Hrisostomos  resmen “Kıbrıslı Türkler Hristiyan  Kökenlidir” demiştir.

İki devlet tercih ettiği açıklamasının Güney’de yarattığı sansasyon üzerine   ertesi gün yeniden bir   açıklama yapan II. Hrisostomos; öğrencilere konuştuğu için   daha kolay anlaşılması adına devlet ifadesi kullandığını söyledi.

Aslında  iki ayrı devletten değil, federasyon içinde  iki  devletçik  veya  iki oluşturucu devletten söz ettiğini” savunan  II. Hrisostomos: “Türklerin istediği değil, temiz bir federasyon” ifadesini kullandı.

RİK’e  yaptığı açıklamada “Şahsen  federasyondan yana değilim. 1963’e kadar sahip olduğumuz  Üniter Devlet çözümünden  yanayım” diyen  II. Hrisosotomos , Kilisenin   “Halkı bölmemek için”   Rum ulusal Konseyi’nin   2009 tarihli, federasyon lehine   oy birliğiyle  aldığı kararın  Sen Sinod Meclisi’nde  benimsendiğini , kendisinin de buna uyduğunu  söyledi...

II. Hrisostomos , “Türklerin istekleri  tahtında, halkın   kabul edeceği  federasyon  çözümü olmayacak, çünkü  Türkler kendilerine  düşenden çok daha fazla  toprak istiyor.  İstila ile bizim imzamız olmadan Taksimi elde ettiler, ardından   nüfus dengesini  yerleşiklerle değiştirdiler. Şimdi de federasyon aracılığıyla  devlet olmak istiyorlar” dedi.

Çözümsüzlükten  korkulmaması  gerektiği görüşünü de   ortaya koyan  II. Hrisostomos, “Çözümsüzlük   bizi korkutmamalı  çünkü  çözümsüzlük,  iyi olmayan   ve güzelleşmeyecek bir  çözümden  daha iyidir.  Çökecek bir anlaşma olacağına  çözümsüzlük olsun daha iyi” ifadesini kullandı.

Sigma TV’ye yapmış olduğu açıklamada da II. Hrisostomos:  “Kıbrıs sorununu İki Bölgeli, İki  Toplumlu Federasyon ile çözersek  Türklere istediklerini vermiş oluruz. Türkler Kıbrıs’ın tamamını istiyor.  Onlara devlet niteliği  vermemeliyiz. Konfederasyondan daha kötü olacak   bir federasyonda değil, temiz bir federasyonda birlikte yaşamalıyız” dedi. Netice itibarıyla:

Nisan 2017’de  Paskalya nedeniyle  verdiği beyanatında “Rum tarafının görüşme masasında  devamlı taviz verdiğini”  dile getiren Başpikopos II. Hrisostomos değil midir?

Kıbrıs sorununu yaratanların Rum liderliğinin olduğunu hiçbir zaman kabul etmeyen ve de Temmuz 2017’deki bir beyanatında  “Rumlar  Türklere saldırmadı, Türkler isyan etti” diyen Başpiskopos II. Hrisostomos değil midir?

“Verdiği destekle ELAM’ın Rum Meclisine girmesini sağlayan” Başpiskopos II. Hrisostomos değil midir?

Aralık 2016’da verdiği yeni yıl mesajında da “Kıbrıs  sorununun Türklerin Rumlara saldırmasıyla başladığını, Rumların sadece kendilerini  korumaya çalıştığını” söyleyen Başpiskopos II. Hrisostomos değil midir.

Sonuç olarak; Rum Ortodoks Kilisesi; Kıbrıs’ın tarihi sürecinde Kıbrıs Türk halkına  karşı   yer alan  her türlü  düşmanca eylemlerin mimarı ve  finansörüdür.  Günümüzde  de Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u II. Hrisostomos   da  alışıla gelen  bu saygısızlığın   mimarıdır. 

Kıbrıs’taki siyasi çözümü anavatanımız Türkiye’nin  garantörlüğünün  sonlandırılması,  KKTC’nin  Türkiye ile olan  bağlarının  kopması ve  Kuzey Kıbrıs’a  anavatanımız  Türkiye’den   gelen göçmenlerin geri dönmesi şartına bağlayan ve de   Kıbrıs Türk halkından “Ekonomik baskılarla İslamlaştırılmış Ortodoks Hristiyan  kökenliler” olarak söz etmesini şiddetle kınıyoruz..

Kıbrıs Türk halkı   yüce Türk ulusunun kopmaz bir  parçadır ve de bununla gurur duymaktadır. Ne Mutlu Türküm Diyene…