“Kıbrıs Sorunu” bitmiştir. KKTC’nin uluslararası statüsü kabul edilmedikçe, KKTC Devleti tanınmadıkça, herhangi bir müzakere süreci başlayamaz. Bunu BM de, Rumlar da, uluslararası toplum da çok iyi bilmektedir. BM, bu gerçeğe rağmen halâ “Kıbrıs Sorunu”na bir çözüm bulmak için gayret sarfetmeye devam etmektedir. BM’nin bu ısrarının nedeni, BMGK Beşlisinin BM Genel Sekreterine verdiği direktiflerden kaynaklanmaktadır. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar, Türkiye’nin desteği ile KKTC’nin politikasını, yani iki devletli çözüm politikasını tüm dünyaya duyurmuş ve bu yoldan geri dönüş olmayacağını da defalarca çok net olarak belirtmiştir. Yıllar boyu KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılması için Sn. Tatar’ın girişimlerine hiçbir olumlu yanıt verilmemiştir. En azından Londra-Ercan direkt uçuşlarının başlamasına ilişkin, İngiltere başta olmak üzere, hiçbir uluslararası kuruluştan da yanıt dahi gelmemiştir. Yıllardır izolasyonlar altında yaşamaya mahkum edilen KKTC Devleti ve Halkı, uluslararası toplumun bu insanlık dışı izolasyonların kaldırılmasına ilişkin kılını dahi kıbırdatmadığını görmüştür.
Peki, bu durumda BM’nin uluslararası toplumun ısrarla “federasyon çözümü”ne yönelik müzakerelerin tekrar başlamasını istemelerinin nedeni ne olabilir? Çok basit, hiç kuşkusuz BM başta olmak üzere, AB ve özellikle BMGK Beşlisi, KKTC’nin bağımsız, egemen statüsünden vazgeçmesini beklemektedir. Rumların istediği de bu. Yani BM, diğerleri ve özellikle Rumlar öyle istiyor diye 38 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti resmi tanınma istemekten vaz mı geçecek? Asla... Ehh, o halde geriye ne kaldı ki? BM Genel Sekreteri, “Kıbrıs Sorunu” ile ilgili “iyi niyet misyonu raporuna”, “kendi kendini yöneten bölgeler” ifadesinin dahil edilmesi olasılığından bahsetmiş... Böyle bir teklife, eğer gerçekleşirse, çocuklar bile güler...
“Kıbrıs Sorunu” bitmiştir. Gündemde olan KKTC’nin tanınmasıdır. KKTC Devleti’nin tanınması eninde sonunda gerçekleşecektir.KKTC Devleti ve Halkının tek istediği de budur. Bu gerçeği görmek için kahin olmak gerekmez. KKTC Devleti’nin resmen tanınması, bitmiş, defteri dürülen “Kıbrıs Sorunu”nun dışında bir olaydır. Bu gerçeği de herkes görmeli ve kabul etmelidir. İleriye dönük olarak KKTC Devleti’nin izleyeceği politika, yol da budur...