Geçtiğimiz günlerde KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar, Brüksel’de BM Genel Sekreteri Guterres ile yapmış olduğu görüşmede iki devletli çözüm önerisini bir kez daha anlatmış ve vurgulamış. Sn. Tatar KKTC’ye dönüşünde Ercan Havaalanında yaptığı açıklamada şöyle demiş; “KKTC’nin egemen eşitliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlattık. Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edildiği takdirde resmi görüşmelere başlayabileceğimizi vurguladık.” KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar’ın bu görüşlerini dinledikten sonra, BM Genel Sekreteri Sn. Guterres, “İki tarafın da görüşlerini dinliyoruz, ancak resmi görüşmelerin başlaması için ortak vizyon yok.” demiş. Bunu zaten herkes biliyor. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Tatar, “İngiltere adadan  çekildiği zaman egemenliği iki ayrı halka devretmişti. Dünya halâ bunu anlayamıyor. Ancak, biz bütün dünya ile bu görüşümüzü paylaşmaya devam edeceğiz. Mücadelemizin esas temeli budur.”  demiş.
Rum medyasına göre, BM Genel Sekreteri Guterres, Rum lider Anastasiadis’e iki devletli çözümün iyi bir başlangıç olamayacağını söylemiş. BM inadı devam ediyor. Bakalım nereye kadar? Sn Tatar, “Rum lider Anastasiadis’in ısrarla önerdiği ‘Güven Artırıcı Önlemler’ bizim eşit egemenlik istemimize uymaz ve eşit egemenliği içine almaz.” demiş. Gerçekten de “Güven Artırıcı Önlemler”, iki “toplumu” birleştirme amaçlı ve Kıbrıs Türk halkını Rum Kıbrıs Cumhuriyeti içine alma planıdır. Bunu da bilmeyen yok. Geçmiş tecrübeler konuşuyor... ‘Güven Artırıcı Önlemler sadece ve daima olduğu gibi Rumların çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilmek istenen bir plandır. Bu arada yine Rum haberlerine göre, BM Genel Sekreteri Guterres, “İki, kendi kendini yöneten bölgeden” söz etmiş. Bunun ne anlam geldiğini bilmeyen yok. Bu, Rum Kıbrıs Cumhuriyeti şemsiyesi altında iki “kurucu devlet” anlamına gelir. “Kurucu Devlet”, hiçbir şekilde bağımsız, egemen  statüsü olmayan yerel yönetim anlamına gelir. Bütün bu oyunlar, KKTC Devleti’nin iki devletli çözüm önerisini ortadan kaldırmaya yönelik... Boşuna uğraşmasınlar. Girdiğimiz yolun geri dönüşü yok. Hedef tanınma...
AB Başkanı Ursula von der Leyen, “İki devletli çözümü asla kabul etmeyiz.” demiş. Varsın desin... AB üyesi olmayan KKTC devletine ne müdahele edebilir ne de KKTC Devleti’nin tanınmasını engelleyebilir. Bu gerçeği herkes bilmeli. Bizim “federasyoncular” sokaklara dökülüp iki devletli çözümü istemediklerini ve “federasyon”  istediklerini haykırmışlar... “Federasyon çözümü”nün Kıbrıs Türk halkına ne kadar zarar vereceğini halâ anlamaktan aciz bu insanlar boşuna uğraşmasın... Bu adada iki devletli çözümden başka çözüm olmaz. Bu yoldan geri dönüş yok...