Kırk bir yıldan beridir beşparmak dağlarının 28 noktasında var olduğu söylenen mayın tarlalarının haritaları “güven artırıcı” başlığı altında Türk tarafına kırk bir yıl sonra veriliyor!

...

Kırk bir yıldan beridir beşparmak dağlarının 28 noktasında var olduğu söylenen mayın tarlalarının haritaları “güven artırıcı” başlığı altında Türk tarafına kırk bir yıl sonra veriliyor!

Bu ne düşmanlıktır!

Geçen kırk bir yıllık zaman dilimi içerisinde sürülerini otlatan çobanların, çocukların, yada avlanmaya çıkan avcının ve nihayet görevli askerin bahse konu 28 mayın tarlalarından birinin içine düşmesi hainde neler olabileceğini bir düşünün!

Kırk bir yıl boyunca herhangi bir kötü olayın yaşanmaması bir rastlantı mı, yoksa mayın tarlası bir masal mı?

Türk tarafının vereceği her hangi bir tavize karşılık düzenlenmiş bir hayali olay mı?

Mayın tarlalarını gösteren haritaya karşılık vize kaldırılmış, Güneyle-Kuzey arasındaki geçişlere sürat kazandırılmış!

Bundan böyle malum kağıtlara isim, kimlik numarası yazılmayacak, mühür işlemi yapılmayacak. Sadece güneydeki uygulamaya benzer bir uygulama ile kimlik kartına bakılarak bilgisayarda kayıt yapılacak.

Ve düğmeye basılmışçasına var olan açılmış kapılara ek kapıların açılması için hareket başlatıldı.

Geçtiğimiz gün Derinya kapısının açılmasıyla ilgili olarak siftah yapıldı. İktidardaki partilerin bakan ve vekilleri başta olmak üzere her siyasi yapıdan temsilcilerin hazır bulunduğu etkinlik Derinya sınırında yapıldı. Başta Hükümeti temsil eden İç İşleri Bakanı olmak üzere kapıların açılması mesajı kime yapıldı?

TC yemi, askeri makamlara mı ?

Derinyadan açılacak olan kapı neye ve kimlere yarayacak bilir misiniz?

Esnaf esenlenecek, çarşı şenlenecek diye düşünülmesin, büyük umutlar beslenmesin, kapının açılışı ancak Aya Napaya eğlenceye gidecek gençlere yarayacak!

Bazı kesimler “çocuklarımız için birleşme zamanı” mealinde slogan attı!

1957-58 lerden beri ne yaptıksa çocuklarımız için yapmadık mı?

Dr Fazıl Küçük ve arkadaşlarının yaktığı meşalenin amacı ne idi?

Rum boyunduruğu ve tahakkümü altında olmadan bir yaşam değimliydi amaç?

O günden bu güne ne değişti?

1974 harekatları gerçekleşmemiş ve var olan sınırlar çekilmemiş olsaydı Kıbrıs Türkünün akıbetinin ne olacağını sanıyordunuz?

Rum liderliği bizleri çiçek demetleriyle mi kucaklayacaklardı?

Çocuklarımız için birleşelim ama çocuklarımızı felaketin, yok olmanın pençesine atmadan!

Kırk bir yıldan beridir var olduğu söylenen 28 yerdeki mayın tarlasının haritalarını

kırk bir yıl sonra verme lutfunda bulunan kanıtlanmış düşmanla çocuklarımız için nasıl birleşelim?

 

Yoksa bu kadar yıldan sonra dinimizle birlikte huylarımızı da mı değiştirelim?