Bayrak, Bayrak, Bayrak sesi ile yayın yaşamına , 25 Aralık 1963 de başlayan, “Kıbrıs Türk Mücahidinin Sesi” ni işittiğimiz gün, göz yaşlarımızı tutamamıştık, mevzideki bütün Mücahit kardeşler, birbirimize sarılarak , bizim de artık bir radyomuz var demiştik....... Bir avuç teknisyenimizin yoktan var ettiği, basit bir telsiz cihazından, önceleri birkaç kilometre uzaklığa, sonraları dünyaya sesimizi işittiren insanlarımıza binlerce kez teşekkürler... Rum radyosunun zehir kustuğu o günlerde, yalanlarını, püskürten, Türkün haklı davasını duyuran , halkın moralini yükselten fedakar, cefakar, inanan insanlarımıza sonsuz şükranlar, teşekkürler... Ben de, mevziden , Kıvanç ve Güven kardeşlerimin yanından, Çetinkaya bölgesinden alınarak, Lefkoşa Serdarı Kemal Şemi emriyle , o kutsal yayın hareketine verilmiştim. Bayraktara-baş komutana- bağlı olarak yıllarca hizmet ettik. Fedakarca, saat falan demeden, gece gündüz, uyku, istiharat demeden... Vakta ki yetki askerin, TMT nin emrinden alınınca işler sarpa saptı, huzursuzluklar, şikayetler, sıkıntılar, bu müesseseyi ele geçirme yarışı başladı. Başlatıldı... Nice müdürler, yardımcılar, yayıncılar, programcılar , haberciler, spikerler , teknisyenler tanıdım.. Bayraktarlığa bağlı nice Dal beşler geldi gitti. Onlara ses yükselten yokken, siviller işi ele alınca, mevkiler ve makamlar dağıtılınca olan oldu. Ve hala daha devam ediyor, yarış, huzursuzluk, sivil hükümet yetkililerinin, siyasi partilerin müdahaleleri.... Müdür tayin etmeleri..kavgalar .. gırla. Huzur yok oldu ve Mücahidin sesi, politikacıların sesine dönüştürüldü. Her iktidar değiştiğinde Bayrakın müdürü de değiştirildi.. Özer Berkemler, Muammer Yağcılar, Erdal Onurhanlar, Hüseyin Çobanoğluları, Tuncer bahadırlar, Hüseyin Gürcanlar, İsmet Kotaklar, Özer Kanlılar (Sırayı ve bazı isimleri şaşırmış olabilirim, kimse alınmasın) Ve Mete Tümerkanlar, genel Müdür oldular... Yayın müdürleri, Suphi Rızalar, Mehmet Fehmiler, Teknik sorumlular, Tuğrul Hilmiler, İdare amirleri Harid Fedailer, Nejade hanımlar, Spikerler Hüseyin Cengiz Hocalar, Kemal Tunçlar, Üner Ulutuğlar, Hilmi Özenler, Dinçer Aktuğlar, Teki Münirler, Ahmet şevkiler, Sevilay Direkoğluları, Cafer Elginler, Seyfullah Köprülüler, Mustafa Adiloğlular, ve Ben, ..... ve diğerleri.. Haberciler...Haber Müdürleri Hakkı Sühalar, Aşıklar, Tarımanlar, .... hepimiz severek, isteyerek, büyük bir gayretle, şefkle çalıştık... İsimlerini buraya sıralayamadığım daha niceleri inanarak, azimle, kavgasız belasız hizmet ettiler.. Siyasiler Bayrağı (radyoyu) ve televizyonu (BRTK olmuştu sonra) ele geçirince olanlar oldu. O senin adamın, bu benim adamım. O senin müdürün bu benim.. Ve Devletin radyosu –televizyonu haline gelen Bayrak-Kıbrıs Türk Mücahidinin Sesi, siyasi liderlerin çiftliği oldu. Yıllarca Denktaşın, Eroğlunun, Talatın, İrsenin ve başa gelenlerin borusu öttürüldü.. Sonraları her iktidara gelen, evvela bu radyo/TV de temizlik başlattı, kendi adamlarını kilit mevkilere soktu. Nihayet , Mete Tümerkan da nasibini aldı. Görevden alınınca basın toplantısı da düzenledi... Ve , görevden neden alındığını sordu.. Daha çoook sorar. Daha öncekiler, ne maksatla alındıysa, ne amaçla alındıysa bu kez de öyle oldu. Birileri, memnun kalmadı ve kendi sesinin her zaman başta olmasını sağlayabilmek için “kendi adamları” dediklerini tayin etti. Başbakanların ısrar ettiği söylendi... Vasfına, bilgisine, yeteneğine, becerisine bakmadan... nelere tanık olduk.... Kimler kimler getirildi, görevden alındı, bir kenara itildi. İzah eden, nedeni açıklayan mı oldu ? İktidarda benim, biziz, bizim borazanımız olmalıdır BRTK düşüncesi hakim oldu.. Bu müessedeki huzursuzlıkları, şikayetleri, kavga ve sürtüşmeleri yıllardır işitiyoruz. Biz işitiyoruz da yetkililer duymuyor. Rahat, düzenli ve disiplinli, çalışma yuvası olması gereken BRTK , üzülerek yazıyorum, bir kargaşa yuvası, hak arayış, sürtüşmeler yeri oldu. Milli davaymış, halkın sesiymiş, fedakarca çalışma gerektiren yermiş, kimin umurunda!!. İşte , o müesseseyi, bu hallere düşürenler görsün ve biraz yüzleri kızarsın. Tuğrul Hilmiler, Yusuf Gaziler, Erdoğan Naimler, Özer Berkemler, Muammer Raşitler...bir avuç teknisyen, gece gündüz demeden, yorulmadan , bıkmadan Bayrağın Sesini taa uzak diyarlara duyurmak için çırpındı, çalıştı... Ve yoktan, basit, ingilizin bir hurda telsizinden bir radyo yarattı...Orhan Şevketin ambarından alınan hurdayı yayın/vericisi haline getirdi...Kıbrıs Türkünün sesini, üç dilde dünyaya duyurdu, Mücahidin ve halkın moralini yükseklere taşıdı... *BURASI BAYRAK RADYOSU, KIBRIS TÜRK MÜCAHİDİNİN SESİ *THIS IS RADIO BAYRAK, THE VOICE OF THE TURKISH CYPRIOT FIGHTERS *EDHON BAIRAK, İ FONİ TON TURKOKİPRİON AĞONİSTON Bari, bu günlerde olsun, Bayrağın ve o acılı, umutsuz günlerdeki çalışanları, rolü ve değeri hatırlansa...! Mahkeme binalarında, postahanede, Karakaşta, Hısarda, tünellerde, çocuk yurdunda, Mevlevi Tekkede binbir yokluk ve zor şartlar altında hizmet edenlerin ve Bayrak Radyosunun önemi , lütfen, hatırlatılsın, unutulmasın.