Bir baba olarak içim daralıyor!

Trafikte gencecik insanlarımızın telef olması, en küçük bir dikkatsizliğin, tedbirsizliğin, ya da aşırı süratin sebep olduğu kazalarda canından olması,

ya da acılar içinde kıvranması dayanılır gibi değil!

Eskilerin deyimi ile hep “Deve kapının önüne çöktüğü zaman” aklımız başımıza gelir!

Benim ailemde de trafik acısını en derinlerde çeken, anne babaları yanında tüm aileyi ömür boyu yasa bürüyen gençler oldu.

Benim ailemde de arabanın at gücünü kendi gücü sanan, kullandığı arabanın kalitesine güvenerek “emniyetli” olarak algılayan davranışlar içinde kimseler var!

Varacağı menzile beş dakika dakika sonra varsa, fabrika yapımı bir aracın dört, dörtlük güvenilemez olduğunu aklına soksa, ne olur?

Aceleciliği bir tarafa bırakarak programlarına uymak için erken davransa , ne olur?

Aşırı süratin ya da aşırı kendine güvenin nelere mal olduğu yaşanan yüzlerce acı olayla ortada!

Kazanın nasıl meydana geldiği bilinmiyor ama genç, dinamik, ailesinin ve toplumun ondan çok şey beklediği değerli bir gencimizi daha trafik canavarına kurban verdik!

Hem de geride iki yetim bırakarak!

Ya geride kalan ailelerin yaşadığı travmalar, ömür boyu hiç dinmeyen acılar!

Trafik kazalarıyla ilgili olarak onlarca makale yazdım, alt yapı noksanlıkları yanında tarafik kazalarının aşağılara çekilmesinin kendi elimizde olduğuna vurgu yaptım.

Gel gör ki heyhat! En yakınlarıma bile söz geçiremedikten sonra!

Gençler, kendinizi düşünmüyorsanız geride bırakacaklarınızı  aklınıza getirin.

Her gaz pedalına basışta, Allah esirgesin size bir şey olduğu takdirde geride kalan o çocukların sizsiz nasıl yetişebileceklerini, sizin yokluğunuzdan dolayı ne zorluklarla karşılaşacaklarını aklınız getirin!

Bir anlık bir dalgınlığın, yada dikkatsizliğin ağır bedelini siz den çok  geride bıraktıklarınızın çekeceğini bilerek gaz pedalına asılın!

Siz gözünüzü kapatıp gideceksiniz ama büyük acıları geride bırakarak.

Lütfen sizi sevenlere, size ihtiyacı olanlara acı çektirmeyin!