KKTC de başıboşluğun, kutsal olan değerlere saygısızlığın, nemelazımcılığın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışının kol gezdiğini söylemeye gerek yok sanırım!

Dünya ülkeleri tarafından KKTC  tanınmayan bir ülke olabilir!

Sebepleri ise, o medeni muasır olarak tanımlanan dünyanın ahlak dışı uygulamalarının bir sonucudur!

1963 Aralığından itibaren Rumlar tarafından anayasası gasp edilmiş, ortaklardan birinin hakları ele geçirilmiş bir Kıbrıs Cumhuriyetinin kollanması, her koşulda arka çıkılması söz konusudur!

21 Aralık 1963 ile 19 Temmuz 1974 tarih aralığında Kıbrıs ta yaşananları dünyanın “olamamış, yaşanmamış” olarak tanımlama hatası vardır.

Böylesi sorunlar yumağı taşıyan bir Cumhuriyeti tek taraflı olarak AB ne dahil etme ahlaksızlığı vardır.

Üstelik ülkenin sosyal yaşamının genetiğini önce ConflitResolution gibi yapılarla, sonrasında iki toplumlu ve tamamıyla suni yaklaşımlarla, Stelyos vakfı gibi Enosise hizmet ettiği aşikar kuruluşların dağıttığı paralarla bozma çabaları vardır.

Bütün bunlar sadece dış güçlerin, marifetiyle olmamaktadır.

Aramızda yaşayan ve KKTC nin kısıtlı nimetlerinden yararlanan iş birlikçilerin desteği bu çalışmaların ana teşvikçisi konumundadır.

Sorarım, bunlara set çekebilecek, bu denli korkusuzca KKTC nin temellerini dinamitlemeye çalışanları engelleme çabalarına dur diyebilecek yasalarımız var mıdır ?

Bırakın özel yayın kuruluşlarını, devletin yayın kuruluşları bile böylesi çabalara omuz vermekte, örneğin Kıbrıs Türklerini temsil etmediğini ifade eden bir AP adayına yayınlarıyla propaganda olanağı verebilmektedir.

Bazı yayın kuruluşlarında KKTC nin varlığı ile alay edilmekte, hakarete varan söylemler havalarda uçuşmaktadır!

Bütün bunları engelleyebilecek yasalarımız yoksa, yasa koyucuların öncelikli görevi devleti koruyucu hususları derhal meclis gündemine taşımaları olmalıdır.

Devlete saygı asıldır!

Reyting beklentileri peşinde, ticari kazançların ihtirası içinde KKTC yi bunlara meze yapamazsınız!

Bu konuyla ilgili eleştirilerimin dozunu ileriki günlerde artırarak devam ettireceğimi vurgularken, eskilerin deyişi ile “ hem Padişah ekmeğini yiyecek hem de sıkılmadan Muskof a dua edeceksiniz”

İşte bu olamaz beyler!