Asırlardır adada yaşayan Türklerin din konusunda herhangi bir baskıya maruz kaldığını duymadım.
Bir asra yakın zaman kadar önce adanın bazı bölgelerinde Müslüman Türklerin Hristiyanlaştırılması yönünde girişimlerde bulunulmuş ama bunda başarı sağlanamamıştı.
Dine bağlılığı rahat bir görünüm veren Kıbrıs Türkleri gereken tepkiyi vererek girişimin önünü kesmişlerdi.
Son günlerde “din elden gidiyor” gibi tepkiler verildiğine şahit oluyoruz.
Hele Kıbrıs sorununun çok hassaslaştığı bir dönemde, iki devletliliği gün ışığına çıkardığımız, gündem yapmaya çalıştığımız şu günlerde ortada döndürülen oyunlara öfke seli içinde saldırılara kalkışmak, zarardan başka bir şey sağlamaz.
Din elden gitmiyor değerli dostlar!
Asırlardır Kıbrıs ta biz dini hiç tartışmadık! Hep dinin varlığı içinde olduk ama din üzerinden provakasyon yapanlara da inanmadık, kanmadık, itibar etmedik. Oluşan heyecanı, daha doğrusu hezeyanı anlamak mümkün değil.
Adı pek duyulmamış bir sendika, Din adamlarının kadro atamalarında Din İşlerine verilen yetkiye itiraz ediyor, atama yetkisinin Eğitim Bakanlığında olmasını iddia ediyor ve Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine baş vuruyor.
Anayasa Mahkemesi baş vuruyu değerlendiriyor ve haklı buluyor.
Esasen Anayasada atama yetkisi Eğitim Bakanlığında olmasına rağmen 2018 yılında Eğitim Bakanlığı atama işlerini Din İşlerine devrederek Anayasayı çiğnemiş oldu.
Nereden çıktığı bilinmez bazı çevreler Anayasa Mahkemesinin aldığı bu kararı konu dışına taşıyarak Kuran kurslarının yasaklanmasına kadar taşıdı!
Din elden gidiyor yaygaraları çıkararak ortalığı ayağa kaldırdı!
Tamamen provakasyon tüten ve zamanlama açısından ustaca ve çok önemli bir dönemde ortaya atılan bu söylemlere ne acıdır ki sorumluluk içinde olması gereken bazı çevreler, doğruluğunu araştırma gereği bile duymadan aşırı tepki göstererek yıllardır canlar pahasına oluşturulan yapıyı yıkmaya yöneldi!
Anayasa Mahkemesinin almış olduğu kararın KKTC deki tüm Din İşlerini kapsadığı yaklaşımı içinde bir davranış sergilendi.
Türkiye deki yetkililere KKTC Anayasa Mahkemesinin aldığı kararın neleri kapsadığı, mahiyetinin ne olduğunu çarpıtarak aktaran kesimlerin ivedi olarak ortaya çıkarılması Türkiye- KKTC ilişkilerinin geleceği açısından hayati önemdedir inancındayım.
Türkiye- KKTC ilişkilerini, Midayı yakalamanın heyecanı içinde, birilerine yaranabilmenin basamağı düşüncesiyle dinamitlemeye çalışmak, her iki ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Adada Türkiye nin varlığının ne denli önemli ve hayati olduğuna inananların dahi tepkisini çeken böylesi çıkışların kimselere getirisi olmayacağını hatırlatmakta yarar görüyorum!