Değerli okurlar,
 
Geçen hafta dünya sağlık günü kutlandı. Sağlığa, sağlık çalışanlarına ve sağlıklı olmaya dair pek çok konu konuşuldu ve gündeme getirildi. Aslında hepimiz sağlık konusunu ihmal ettiğimizden midir nedir her yıl Sağlık Günü ve Haftası gibi bir olguyu gündeme getirmek durumunda kalıyoruz? Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki sağlıklı olmazsak aslında hayatımızdaki hiçbir şeyi gerçekleştirebilmek gibi bir şansımız yok. İşte tam da bu nedenle sağlığı tek bir gün ya da haftaya sıkıştırmaktansa aslında tüm hayatımızın odağına koymamız gerekmektedir.
 
Sağlık konusunda bütün dünyanın yüzünü döndüğü Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı, "Sadece hastalıkların ve rahatsızlıkların olmayışı değil, bir bütün olarak fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma hali" olarak açıklar. Burada dikkat çekmek istediğm konu şudur. Sağlıklı olmak sadece sağlıkla evde oturmak anlamına gelmiyor. Sosyal açıdan ve ruhsal açıdan da tam bir iyilik halinde olmayı gerektiriyor. Bir başka deyişle fiziksel sağlığınızın yanı sıra sosyal yaşamınız ve ruh halinizin de sağlıklı olması gerekiyor.
 
İşte tam da buradan yola çıkarsak sağlıklı olmak için aslında neler gerekir diye sorduğumuzda benim aklıma gelen iki temel cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum. Elbette sağlıkla ilgili pek çok şey söylenebilir pek çok alt başlık açılabilir ve tartışılabilir ancak bunları uzun uzun tartışmak bir karmaşaya neden olur o nedenle iki ana başlığı özellikle vurgulayacağım.
 
Bunlardan birincisi doğal beslenmek, ikincisi ise belli düzeyde hareketli olmak. Şimdi bunları biraz açmak istiyorum.
 
Doğal beslenmekten kasıt nedir? Şu anekdot çok önemlidir. Çocuk Endokrinolojisi uzmanı Prof. Dr. Robert Lustig kendisine yöneltilen "Çocuklarımıza sağlıklı gıda olarak ne yedirelim?" sorusuna şu cevabı veriyor: "Reklamı yapılan hiç bir ürünü çocuklarınıza yedirmeyin! Hem çocuklarınız hem de kendiniz için işlenmiş gıdalardan uzak durun. Reklamı yapılan hiç bir ürünü yemeyin. Siz hiç karnıbahar, kereviz, pırasa reklamının yapıldığını gördünüz mü? Doğal gıdaları yiyin ve çocuklarınıza yedirin...". Dr. Rober Lustig özellikle şeker, fruktoz ve benzer şekerleri içeren gıdaların gerek çocuklar gerekse hamilelikte şekerlerden ana rahminde etkilenen çocuklar üzerine makaleler ve kitaplar yazmış bir hekim. O yüzden şekere çok ciddi yüksek vergi konulması gerektiğini söyleyecek kadar şeker ve şekerli gıda endüstrisini karşısına alacak kadar cesur bir hekim. Söyledikleri bu anlamda manidar.
 
Günümüzde tüm çalışmalar gösteriyor ki şeker aslında vücudumuzun gerçek düşmanı. Eğer belli düzeyin üzerinde profesyonel spor yapmıyorsanız şeker vücudunuz için çok da gerekli değil. O nedenle başta şekerli gıdalardan uzak durmak, içerisinde doğal şeker olan gıdaları tercih etmek gerekmektedir. Onların tüketimini de sınırlı tutmak yine alınan şeker miktarını kontrol etmek bakımından önemlidir. Lütfen unutmayınız, kanserli hücrelerin neredeyse tek besini şeker ve şeker türevleridir. Bu nedenle şekerin neye hizmet ettiğini hep aklınızın bir köşesinde tutun.
 
Şeker dışında diğer beslenmemizin de doğal gıdalarla olmasına özen göstermemiz çok elzem. Et ürünleri içerisinde işlenmemiş ve ısıl işlem görmemiş ürünler, doğal beslenmiş hayvanların tüketilmesi, genetiği değiştirilmiş yemlerin kullanılmadığı ortamlarda yetişen hayvanların et, süt ve ürünlerinin kullanılması sağlıklı yaşama giden yolda önemli ayrıntılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Diğer taraftan yine sebze ve meyvelerin doğal ortamlarda yetişmeleri, yapay gübre yerine organik gübre kullanılarak üretilen gıdaların tüketilmesi hepimizin hedefi olmalıdır. Gıdalar konusunda son olarak vurgulamak istediğim konu trans yağların oluşumuna yol açabilecek pişirme yöntemlerinden, başta kızartmalar olmak üzere, kaçınmak sağlıklı baslenme yönünde atılmış güzel bir adım olacaktır.
 
İkinci konuya, hareketli olmak konusuna gelirsek asla göz ardı edilmemesi gereken husus insan vücudunun hareketli olmaya programlandığıdır. Hareket etmeyen vücutta başta kas iskelet sistemi olmak üzere damarlar ve organlarda zamanla tehlikeli boyutlara ulaşabilecek değişiklikler başgöstermektedir. Bilhassa kas iskelet sistemi zayıflamakta ve duruş ve oturuş alışkanlıklarında ciddi bozukluklar oluşmaktadır. Bu daha sonraları nefes almayı dahi zorlaştırabilmektedir. Diğer taraftan hareketsiz yaşam dünyada en öldürücü hastalıklar grubu olan kalp ve damar hastalıklarının en başta gelen sebeplerindendir. Malumunuzdur ki kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler tüm ölümlerin neredeyse %60’ından sorumludur. Öte yandan hareketsiz yaşam algının dahi azalmasına  ve sosyal yaşamdan kopuşa neden olabilecektir. Böylelikle yukarıda vermiş olduğum Dünya Sağlık Örgütünün belirtmiş olduğu sağlık tanımı aslında çok önemsemesek de bozulmuş olacaktır.
 
İşin hekimlik ve tedavi kısımlarını bir tarafa bırakırsak insanın hiç kimseden bir destek almadan yapabilceği ve hayatının odak noktasında tutabileceği iki parametre; sağlıklı doğal beslenme ve hareketli yaşamdır. Bunlar sağlıklı bir yaşam sürmenin ve Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tarifinin içini doldurabilmenin en temel ve en basit öğeleridir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli şey sağlıklı yaşam takıntısına girmemek ve kendinize bundan dolayı yeni bir stres kaynağı yaratmamaktır. Unutmayınız ki sağlıklı yaşam takıntısı neticesinde ortaya çıkacak stres de en az diğer kötü alışkanlıklar kadar yaşamınızı zora sokacak bir öğe olacaktır.
 
Sağlıklı günler dilerim.
 
 Panikle daha kötü oluruz, bilgiyle ve uygulamayla güçleniriz.