Değerli okurlar,
Akciğer kanserlerine dikkat çekmek istiyorum. Bu konu oldukça önemli çünkü sadece hastayı ilgilendiren tarafı değil özellikle pasif sigara içiciliği bakımından hasta yakınlarını da çok ilgilendiren bir tarafı var .
Türk Toraks Derneğinden1 elde ettiğim bilgilere göre dünya üzerinde yeni akciğer kanseri teşhisi alan hasta sayısı yılda 2 milyon kişi ve ayrıca her yıl bu hastalıktan ölen sayısı 1.8 milyon kişi. Akciğer kanserleri, kanserler arasında en çok ölümcül olanların başında geliyor. 2018 yılı Türkiye Kanser İstatistikleri verilerine göre kanser türleri arasında %21 ile en çok öldüren kanser akciğer kanserleri. Ne yazık ki ülkemiz bu hastalığın özellikle erkeklerde sık görüldüğü ülkeler arasında ilk sırayı alıyor. Erkekler arasında ülkemizde yıllık her yüz bin kişiden 41 kişide görülmektedir.
Değerli okurlar akciğer kanserleri erken yaşlarda da görülebilir ancak bilhassa 50 yaş üzerinde görülme sıklığı artmaktadır. Sigara içmeyenlerde de görülebilen bu kanser sigara içenlerde 15-30 kat daha fazla görülmektedir. Tüm akciğer kanserlerinin %20 kadarını sigara içmeyenler oluşturmaktadır. Lung Cancer Research Foundation 2023 verilerine göre2 akciğer kanserleri yıl bazında erkeklerde prostat kanserlerinden üç kat daha fazla, kadınlarda ise meme kanserlerinden 3 kat daha fazla insanın hayatına mal olmaktadır.
Bu kanserlerin en kötü taraflarından bir tanesi de hızlı yayılan kanserler oldukları için tanı alan hastaların yarıdan fazlasında tanı sırasında uzak metastazların (başka dokulara sıçramış olması) varlığıdır. Metastaz varlığında ne yazık ki 5 yıllık sağkalım metastaz yapmamış hastalara göre çok daha düşüktür bu nedenle erken tanı son derece önemlidir.
Akciğer kanserlerinin gelişmesinde sigara içmek, uzun yıllar içip bırakmış olmak en başta gelen sebepler arasında gösterilmektedir. Diğer taraftan hava kirliliği, mesleki gerekçelerle radon gazı, asbest, arsenik, krom ve kadmiyum gibi maddelere maruz kalmak ve günlük hayatta en önemlisi sigara içilen ortamlarda pasif olarak sigara dumanına maruz kalmak akciğer kanserinin önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. Aynı zamanda genetik altyapı da nedenler arasındaki yerini almaktadır.
Akciğer kanserlerinde ortaya çıkan ilk bulgular 3 haftadan daha fazla süren öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, balgamda kan gelmesi, sebebi belli olmayan kilo kaybı ve sık sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarıdır. Bu bulguların varlığında özellikle sigara içen kişilerin zaman yitirmeden doktor kontrolüne başvurmaları tanının bir an önce konulabilmesi için gereklidir.
Tanı için yapılabilecekler arasında tomografik tetkikler, manyetik rezonans görüntüleme, bronkoskopi, biyopsi ve tedaviyi planlamak için genetik testler ön plandadır.
Akciğer kanserleri arasında tip ayırımı (küçük hücreli veya küçük hücreli olmayan tümörler) biyopsi ile yapılmakta ve yine tedavinin yönlendirilmesinde tümör tipleri önem arz etmektedir. Günümüzde en çok kullanılan tedaviler arasında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler (akıllı ilaç) ve immün terapiler kullanılmaktadır. Cerrahi tedavi ve cerrahi sonrası kemo ve radyoterapiler özellikle akciğerde sınırlı kalmış tümör varlığında daha başarılı sonuçlar vermekte iken, yayılmış ve başka dokulara da kanserin ulaştığı ileri evre hastalarda tedaviler daha çok yaşamı olabildiğince uzatmaya, hastanın rahat etmesine ve yaşam kalitesini olabildiğince yüksek tutmaya yönelik olmaktadır.
Akciğer kanserlerinin önlenmesi
Akciğer kanserinin önlenmesi birincil ve ikincil önleme tedbirlerini içerir.
Birincil önleme, riskin azaltılması ve sağlıklı davranışın teşvik edilmesi yoluyla bu hastalığın ilk ortaya çıkmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Halk sağlığı alanında birincil önleyici tedbirler arasında sigaranın bırakılması, dumansız ortamların teşvik edilmesi, tütün kontrolü politikalarının uygulanması, mesleki tehlikelerin ele alınması ve hava kirliliği düzeylerinin azaltılması yer almaktadır. Görüldüğü gibi birincil önleme sadece kişilerin değil devlet politikalarının da yer alacağı önemli bir uygulamaya işaret etmektedir. Akciğer kanserlerinin yarattığı işgücü ve ekonomik kayıplar da göz önüne alındığında bu politikaların bir an önce hayata geçirilmelerinin ehemmiyeti de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Akciğer kanseri için ikincil korunma, hastalığın erken evrelerinde, semptomlar ortaya çıkmadan önce tespit edilmesini amaçlayan tarama yöntemlerini içerir ve yüksek riskli bireyler için gerekli olabilir. Bu popülasyonda erken teşhis, başarılı tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir ve sonuçları iyileştirebilir. Akciğer kanseri için en çok ön plana çıkan tarama yöntemi düşük doz bilgisayarlı tomografi taramalarıdır. 50 yaş üstü sigara içenlerde, daha önce sigara içmiş ve bırakmış fakat hastalıkta ortaya çıkan bulguları taşıyanlarda, genetik altyapısı olanlarda bu görüntülü tarama yöntemi hastalığı belirlemede çok yararlı olacaktır.
Değerli okurlar, akciğer kanserleri konusunda daha yazılabilecek çok şey var ancak buraya sığdırmak mümkün değil. Özetle tüm kanserlerin en öldürücüsü olması, erkeklerde prostat ve kadınlarda meme kanserlerinden üçer kat daha fazla hastayı her yıl öldürmesi vahimdir. Kanserin oluşumuna en çok katkı yapan tütün ve ürünlerinin kullanılması sırasında pasif içicilerin de etkilenerek içenler kadar riske maruz kalmaları ve kanserin meydana gelmesinden itibaren önemli işgücü ve tedavileri için ciddi ekonomik kayıplara neden olan bu kanserlerin daha ciddiye alınması ve özellikle yaşam koşullarının iyileştirilmesi, dumansız yaşamın sağlanması ve işyerleri için etkin denetimlerin gündeme getirilerek devlet politikaları olarak uygulanması çok önemlidir.
Sağlıklı günler dilerim.
 
1. https://toraks.org.tr/files/mf/site/2023/11/2023-kasim-ayi-farkindalik-basin-aciklamasi-30913dbb.pdf
2. https://www.lungcancerresearchfoundation.org/lung-cancer-facts/