Türkiye den yıllardır ülkemize akıtılan milyonlarca metre küplük memba suyunu hala daha evlerde içme suyu olarak kullanmak mümkün olamadı gitti.

Nedeni KKTC içindeki su boru hatlarındaki olumsuzluklar, uygunsuzluklar!

Kimi İngiliz sömürge döneminden kalmış asbest borulardan, kimi mikrop yuvası olduğundan, kimi kir ve pas içinde oluşundan kimseler çıkıp ta  “Türkiye’den gelen suyu içme suyu olarak kullanabilirsiniz” diyemiyor!

Diyememenin yanında, kimseler böylesi mikrop yuvası, hastalık kaynağı su borularını değiştirmeye, yenilemeye de çalışmıyor!

Böyle bir gayret içinde çalışmalar yapıldığını duydunuz mu?

Ben işitmedim!

Hatta sulama suyu olarak Güzelyurt ve Mesarya köylerine aktarılması bile hala daha havada asılı hoş bir seda olarak duruyor. Üstelik akıtılan sunun bir bölümü hala daha denize gidiyor.

Geçtiğimiz gün ülkemizde içme suyu olarak piyasada var olan bazı firmaların suları Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklandığı, kullanılmaması için uyarılarda bulunduğu hepimizin malumu!

Firma adı vererek polemik yaratma niyetim yok. Hatta bir firmanın Mart ayı üretim sularının yasaklandığı duyurusu yapılıyor.

Kardeşim bu nasıl bir uygulamadır, anlamakta zorlanıyorum. Bu nasıl halkın sağlığını düşünen Sağlık Bakanlığıdır, isim koymakta zorlanıyorum.

Mart ayında üretilen içme ve tüketim suyu piyasaya sürülmesinden tam bir ay sonra Bromat miktarının limit üstü olduğu, 10 mg /L seviyesinin üzerinde olduğu yeni yeni açıklanıyor.

Burada bir çelişki var!

Söz konusu firma Sağlık Bakanlığının raporları doğru değil “diyor.

Neredeyse Nisan ayının sonuna geldik. Bu nasıl bir rapordur ki bir ayda çıkabiliyor.

Dostlar iş başında görsün!Burada Sağlık Bakanlığının durumu vahim!

Ardan geçen bir aylık sürede Bromat miktarı limitlerin üstünde bulunan sulardan vatandaş bol, bol tüketmiş durumda.

Bunun hesabının verilip verilmeyeceğini doğrusu merak ediyorum!

Yoksa bundan öncekiler gibi bu fiyasko da bıyık altından gülücükler saçılarak geçiştirilecek mi?

Su gibi en temel ihtiyaç maddesinin kontrolünde ve denetlenmesinde bu denli laçkalıkların yaşanması ülkenin yaşanamaz bir ülke haline sokulduğunun tescilidir.

Buradan Sağlık Bakanlığının ilgili birimlerine seslenmek istiyorum.

Ya halkın sağlığını dikkate alarak böylesi hayati bir denetimi adam gibi yapın, ya da pılıyı pırtıyı toplayıp o Bakanlığın kapısına kilit asın!