KKTC’yi ortadan kaldırmak ve tüm adayı Rum Kıbrıs Cumhuriyeti boyunduruğu altına alıp Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne indirmek için Rumların çabaları tüm hızıyla devam etmektedir. Bu hedefe ulaşmak için Rumlar için tek yol vardır “federasyon çözümü müzakerelerinin” tekrar başlaması.  Rum seçimlerinde sonuç ne isterse olsun Rum politikası değişmeyecektir. Crans-Montana’dan sonra BM’nin “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinden çözüm çıkmayacağını açıklamasına rağmen, Rumların girişimleri sonucu BM’nin “yeni” bir müzakere sürecini başlatmak için çaba harcadığı ortada. Rumların politikalarını incelerken, KKTC Devleti ve Hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte nasıl bir politika izleyeceklerini göreceğiz. Yani kısacası önemli olan Rumların politikaları değil, önemli olan bizim politikalarımız.

Dünyada KKTC denildiği zaman ilk akla gelen tabii ki KKTC’nin, Ankara Büyükelçiliği de dahil olmak üzere, 25 dış ülkedeki KKTC temsilcilikleridir. Hiç kuşkusuz bu dış temsilcilikler KKTC Devleti ve Hükümetinin politikalarını uygulamaktadır. Ancak kültür-sanat alanında, turizm alanında KKTC dış temsilciliklerinin başarılı etkinliklerinin gerçekleştiğini vurgulamak gerekir. Bu tür etkinliklerin artarak devam etmesi önemlidir. Bu arada dış ülkelerin bazı diplomat ve politikacılarının (ki bunlar arasında eski BM Genel- Sekreterleri, eski Dışişleri Bakanları da yer almaktadır) “Kıbrıs adasında federal çözüm olmaz. Çözüm iki ayrı devlet çözümüdür.” açıklamaları çok önemlidir. Daha da önemlisi KKTC’nin tanınmasına ve iki ayrı devlet çözümüne destek veren bu yabancı ülke görüşlerini canlı tutmak ve bu görüşlerin devamını sağlayacak diplomatik her yolu açma çabalarını hızlandırmak gerekir. Taiwan, İsviçre, Belçika modelleri hiçbir zaman KKTC’nin gerçek tanınma yolunu açacak modeller değildir. Bu tip görüşler, Lefkoşa’dan Girne’ye gitmek için doğru yolu seçmek yerine, Lerfkoşa’dan Baf’a gidip oradan Girne’ye gitmeye benzeyen görüşlerdir.

KKTC’nin direkt olarak Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde tanınma ve egemenlik haklarını kullanarak tanınma yoluna girmesi en doğru yoldur. Bu yoldan sapmak olmaz. KKTC’nin  tanınma yolunu sadece ve sadece yeniden başlayabilecek bir “federasyon çözümü müzakere süreci” tıkayabilir. Bu “federasyon çözümü müzakereleri” zincirini  KKTC halkına bağlanmadan kırmak gerekir. KKTC’nin adını dünyaya duyuran her türlü etkinlik ve bu etkinlikler içinde yer alan insanlarımıza büyük destek vermek gerekir. Dünyada KKTC’nin adını duyurmak çok önemlidir. Tekrar vurgulamakta yarar var. Birlik olabilirsek KKTC’nin tanınma yolu açılacaktır.