Hükümet pandeminin vatandaş üzerinde yarattığı ekonomik olumsuzlukları görmezden gelerek geleneği devam ettirdi ve yine “zam” simidine sarıldı!
Evet usuldendir, her yeni yıla girilirken hükümet iğneden ipliğe, kimlik kartından, pasaportuna, bilhassa araç ruhsatlarına, seyrüseferlere, okkalı zamlar getirir. Ne var ki bu kez geleneği devam ettirmek vatandaşın kaldıramayacağı yükleri getirecektir.
On üçüncü maaş esenliğinden uzak olan esnaf, işçi, iş erbabı malum pandeminin yarattığı ekonomik olumsuzluklarla boğuşmaktadır.
Evine ekmek götürebilmekte zorlanan toplumun büyük çoğunluğu açlık sınırında yaşam sürdürürken alınan zam kararları insafsızlıktan da öte, günahtır.
Kırk bin civarında Sosyal sigortalardan emekli maaşı alan vatandaş vardır.
Sigorta emeklilerinin aldığı maaşlar devletten emekli olanlarla kıyaslanamayacak boyuttadır. Bu insanlar en temel ihtiyaçlarını bile karşılayabilmekten uzak sıkıntılar içinde yaşamaktadır.
İlaçlarının büyük bölümünü aldıkları çerez maaşlarla karşılamak zorundadır.
Emekliye ek olarak 100 binin üzerinde aktif olarak çalışan sigortalı vardır.
Yapılan zamlardan en çok etkilenen, toplamda 150 bin civarındaki sigortalı ve sigorta emeklisi vatandaştır.
Devlet gelirlerini tahsil ederken uyguladığı yöntemlerin adaletli olmasına azami önemi göstermesi şarttır. Toplumun genelini etkileyen böylesi zamlar gelir düzeyi aşağılarda olan, asgari ücretin oranlarına göre yaşayan insanları derinden yaralar.
İşte hükümetin sadece harçlarda değil, süt ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerine yönelik aldığı zam kararları bu kesimleri pandeminin yarattığı olumsuzluklarla birlikte felaketin eşiğine getirecektir.
Devlet, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak yerine işin kolayına giderek hiçbir ayırım gözetmeden genel vergilerle düzlüğe çıkabilmenin yollarını aramaktadır.
Ne yazıktır ki geçmiş dönemlerde bu uygulamalar içine giren hiçbir hükümet bir sonraki dönemde yeniden hükümete gele bilme başarını gösterememiş, mecliste çoğunluğu elde edebilmeyi becerememiştir!
KKTC malum siyasi nedenlerden dolayı ekonomi çarkları ağır dönen, sadece Turizme ve de Üniversiteler sektörüne bağlı olanaklarla ayakta durabilen bir ülke olmuştur.
Ne yazık ki Corona virüsüne dayalı olarak ekonominin almış olduğu derin yaralar, bu iki temel sektörün dişlilerinin dönemez hale gelmesine sebep olmuştur. Bunlar yetmezmiş gibi, gelirlerindeki azalma nedeniyle devletin dara düşmüş özel sektörü hesaba katmadan aldığı zam kararları açlık sınırının altına düşen insan sayısının çoğalmasına neden olacaktır.
Halisane dileğim zam kararlarını devletin bir kez daha gözden geçirmesidir zira ekonomiyi düzlüğe çıkarmanın yolu sadece geneli içine alan vergilendirmeler değildir!