Geçtiğimiz günün erken saatlerinde Lefkoşa da 22 yaşında genç bir motosiklet sürücüsü kaza yaptı ve maalesef olay mahallinde öldü!

Ölen gencecik insanın tuttuğu iş ne idi bilir misiniz, bu genç  “paketçi” idi.

Hani trafikte her zaman rastladığımız, yaptıkları manevralarla yüreğimizi ağzımıza getiren, olmadık anlarda trafikte sağdan, soldan, fark etmez,

ansızın beliren, karşılıklı işleyen trafiğin orta yerini mesken belleyen motosiklet sürücülerinden bahsediyorum.

Müşterinin verdiği siparişi sıcak, sıcak yerine teslim edebilmek ve belki de patronunun gözüne girebilmek adına, canını tehlikeye atan, haliyle karşısındakinin de canını hiçe sayarak davranan adam!

Lefkoşa, Girne, Gazimağusa başta olmak üzere yoğun nüfusun bulunduğu mahallerde büyük tehlike saçan, hiç beklenilmeyen anlarda insanın dertsiz başını derde sokan bu gençlerin hele eğitim düzeylerine hiç girmek istemiyorum.

Bunlar için bir önlem alınması, sürüş ruhsatı verilirken daha titiz davranılması, en azından kurallara sadık kalmaları adına girişim yapılması hepimizin iğliğine olacak diye düşünüyorum.

Ecele acele edenlerden bir diğeri ise, aşınası olduğumuz, bir süre önce ziyaretimize gelen, eski çalışma arkadaşımız Yücel İpek ti!

Sevgili Yücel, henüz gençliğine doyamadan, ölüm sırası şaşanlar arasına katıldı.

Güneş gazetesinin yayın hayatına başladığı dönemlerde bir süre birlikte olmuştuk sevgili Yücel le.

Uyumlu, sessiz, sakin bir gençti. Hepsinden önemlisi yaptığı işi severek yapanlardandı. Beklenmedik ölüm haberi karşısında sarsıldık.

Ona, şahsım ve Güneş ailesi olarak Tanrıdan rahmet , yaslı ailesine sabırlar dilerim.

                                      ***********************

Önümüzdeki günlerde New York ta sürpriz buluşmalardan söz ediliyor.

Ortaya konan senaryolar oldukça ilginç.

Buna göre Akıncı ve Anastasiadisin BM Genel Sekreteri ile ayrı, ayrı kısa birer görüşme yapmalarının planlandığı New York’ta, BM nin dışındaki unsurların girişimleriyle iki lideri bir araya gelebilecekleri kazanı kaynatılıyor.

Anastasiadis’in Guterres’e gönderdiği mektupta Crans Montana’da sunduğu önerileri geri çekmediği ortada dururken, “görüşülecek ne var, sırf

görüşmek için, görüşmek daha nereye kadar” sorusu aklımıza takılan başlıklardan biri!

Ne istediğini bilmeyen, ya da nabza göre şerbet vererek politikayı bir oyun halinde gören Anastasiadis,

bir gün Eokacıları temsil etmekten şeref duyduğunu bas, bas bağırarak söylüyor,

bir gün, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon mücadelesini terk etmediğini ve  önümüzdeki dönemde gerçeklemesi muhtemel beşli konferansa katılmakta kararlı olduğunu  ifade edebilecek yapıda kaypak bir adam!

Sorarım,  uzlaşı böyle bir yapı ile mi gerçekleşecek?