Döviz kuru açıklar gibi açıklanan ve insanları hayattan koparma riski taşıyan  virüsün salgıladığı endişe bir tarafa , ekonominin durmasından kaynaklanan, hele KKTC de özel sektörü çaresiz bırakan, kimi insanları açlıkla yüz, yüze koyan Korona (Covid 19) belası hızını artırarak devam ediyor.

Bütün bunlar yeterli değilmiş gibi ülkedeki başıboşluk, belirsizlik, her kafadan çıkan sesler, politika tüten nefesler!

Başbakanlığa bağlı bir “Covid 19 Koordinasyon Konseyi” oluşturuldu.

İyi de yapıldı !

Bu konseyin görevi, gelişmeleri, oluşturulan alakalı oluşumların görüşlerini koordine ederek Başbakanın önüne koymak, bakanlar kuruluna sunmak.

Ülkemizde Korona virüsü ile yapılan mücadelede olanaklar belli !

Bu güne kadar yapılan test sayısı 3700 e yakın. Daha fazla test olanağı yakalamak en ideali ama olanaklar ortada.

Sağlık Bakanı çaresizlikler içinde adeta yakarıyor” düşman çok ama kurşunumuz az” diyor.

Bakanın bu sözleri bana nedense 1963 Aralığından sonraki günleri hatırlatıyor!

Hatalı çanaklamadan dolayı patlamayan kurşunları aklıma getiriyor!

Sağlık Bakanının sözünü ettiği kurşunları çoğaltmanın yolları yok mu?

Olması lazım, bütün gücümüzle buna odaklanmak şart.

İlk ağızda aklıma bu güne kadar abonelerine bir kuruşluk indirimi bile düşünmeyen, adeta para basmayadevam eden, krizden hiçbir şekilde etkilenmeyen ülkedeki GSM operatörleri geliyor, bankalar geliyor.

Ve bunlar gibi ülkedeki kuruluşlar hiç zaman kaybetmeden testlerde kullanılan KİT ler dentemine yardımcı olmaları şart!

Bu işin ne şakası, ne kaçarı olamaz! Elli santimden düşmek başka, beş metreden yuvarlanmak daha başka.

Güneyde bu güne kadar yapılan test sayısı 20 binin üzerinde. AB başta olmak üzere güneye oluk, oluk yardım akıtılıyor. Bizim böyle bir olanağımız yok!

Türkiye ne gönderirse onu değerlendirmek zorundayız!Hiç beklenmedik bir şekilde sınanıyor konumuna geldik.

Çok kötü günlerden geçiyoruz, turizm sektörü durdu, otellerde in cin top oynuyor, Üniversiteler kapılarına kilit vurdu. Bu üniversitelerde çalışan binlerce insanın yükü, maaşı nasıl ödenebiliyor hatıralara getiriliyor mu?

Hükümet, belli ki çaresizlikler içinde el yordamıyla hem Korona belasından hem de ekonomik çıkmazdan kurtulmaya çalışıyor ama ne yazıktırki öncelikli olarak yapması gereken görevleri yerine getirmiyor.

İnsanların gelir düzeyinin düşmesine karşın çarşıda uygulanan keyfi fiyatlandırmaları kontrol edemiyor. Aksine yapılan açıklamalarla vatandaşınkaramsarlığın içine itilmesine katkı sağlıyor. Toplumsal motivasyonun yerlerde sürünmesine fırsat veriliyor.

Ekonominin düzlüğe çıkabilmesine gelince, devletin çalışanın gelirine daha fazla el atmadan temin edebileceği öylesine büyük kaynaklar var ki, saymakla bitmez. Yeter ki el yordamı ile değil, bilimsel ve detaylı düşünceler ışığında adımlar atıla bilinsin.

Bunları daha sonraki makalemde ele alacağım.