Dün Anneler Günüydü. Tepki dolu ifadelerle yazdığım başlıklardan biridir bu.

Tamamen ticari olduğu belli olduğunu biliriz bilmesine de, yine de çoğunluğa uyarız.!

Hayatımda önemli yerleri olan rahmetlileri, anacığımın, nenemin, ya da kayınvalidemin, teyzemin kabrini ziyarete gideceksem, bayramı, seyranı ya da annelerle anılan günü mü beklemek lazım?

Sevgililer, ya da babalar günü içinde de aynı şeyleri söylemek mümkün.

İnsanların bu denli şartlanmışlıklarla davranmalarını hep yadırgamışımdır.

Dünkü günde , Corona virüsünün endişesinde  böyle bir günü daha yaşadık.

Hayatta olmayan anneleri rahmetle andık, hayatta olanları uzaktan sevgiyle selamladık!

                                                           -------------------------------

Corona virüsü ile ilgili vakalar bulunduğumuz coğrafyada giderek azalıyor.

Bizde, KKTC de tespit edilen virüs vakası sıfır yazıyor, Güneyde bir kaçı geçmiyor.

Bu da gösteriyor ki her iki kesim de ada olmanın avantajlarını iyi kullanmış. Aynı şekilde Türkiye de de ölenlerin sayısında önemli gerilemeler var.

Ne var ki İngiltere, İspanya, İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ve ABD için iyi şeyler, olumlu rakamlar vermek mümkün değil.

İngiltere deki yakın akrabalarımdan edindiğim bilgilere göre insana verilen değer yerlerde sürünüyor. Yaş sınırı belirlemişler . 60 ın üzerindekileri sorgusuz sualsiz eve gönderiyorlarmış.

Ne bir müdahale ne ilaç. “Evine git ve öl” demeye getiriyorlar.

Bu durumda en büyük gelir kaynağımız olan turizm den, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, yakın bir gelecekte, beklenti içinde olmak, turist gelişini ümit etmek boşuna bekleyiş demektir.

Turizm Bakanımız “bu yıl için Turizmden bir beklentimiz yok” dedi. İçine düşmüş olduğumuz durum resmen teslim edildiğine göre acaba ilerisi için ne düşünülüyor?

Oturup 2020 yılının sonlanmasını, Corona virüsün Avrupa ülkelerindeki yükselişin sonlanmasını bekleyecek halimiz yok ya.

El yordamı ile devlet yönetmek, ya da başka bir değişle eskiden kalan mirasla hükümetçilik etmek dönemleri artık gerilerde kaldı.

Her işi, işin uzmanına yaptırmak artık zorunlu hale gelmiş durumda.

Spor hocasını Tarım Bakanlığına, Turizm mezununu Bayındırlık bakanlığına, muallimi Kaymakamlığa atama ile bu işlerin yürütülemeyeceği artık ortada.

Üniversite öğrencisini dükkan kapılarına sadece “öğrenci sever” ilanları asarak  çekmek mümkün değil. Yakın coğrafyamızda müthiş bir propaganda ve tanıtım işlerine girmemiz şart.

Bu turizm içinde geçerli. Öncelikli konu Corona virüsle alakalı değil mi?

Öyleyse, Corona virüs tehlikelerinden uzak bir ortamda tatil yapmanın, ya da salgına yakalanmadan üniversite tahsili sürdürmenin kanıtlanır yollarını ilgili ülkelere duyurmak için yarından tezi yok hemen kolları sıvamalıyız.

İsteyebileceğimiz tek şart karantina uygulamasına uyulması!

Karantinayı da turist için cazip hale döndürmek elimizde. Karantina süresindeki fiyat uygulamasını yarıya, hatta 3 te 1 e indirebiliriz.

Bunun için de zamanı bol, emekli konumdaki turisti ülkeye çekmenin daha cazip olduğu üzerinde durula bilinir. Benzer yaklaşım şekillerini çoğaltmak mümkün.

Önemli olan “el yordamı” ile yol kat etmek yerine artık işi ehline bırakmak.