14 Mart 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, siyasi parti ziyaretlerine ilk olarak Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile başladı..
UBP Genel Merkezi’ne saat 09.30’da gelen Holguin ve heyeti; Başbakan ve UBP Genel Başkanı Ünal Üstel ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile bir araya geldi. Holguin’in UBP’deki görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü.
Görüşmenin ardından yaptığı yazılı açıklamada “Özden gelen hakların teyit edilmesiyle, adada mevcut iki devletin nasıl işbirliği yapacağını müzakere etmek üzere masaya oturmaya hazır oldukları vurgusunda bulunan UBP Genel Sekreteri sayın Oğuzhan Hasipoğlu, Holguin’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından 5 Ocak tarihinde 6 ay süreyle görevlendirildiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, bu atamayı, Holguin’in görevinin iki taraf arasında yeni ve resmi bir sürece geçebilmesi için ortak zemin olup olmadığının araştırması şartıyla kabul ettiğine işaret etti..
..UBP Genel Sekreteri sayın Oğuzhan Hasipoğlu, bu görev yönergesi çerçevesinde Holguin’in sürdüreceği çalışmalarda kendisine destek olacaklarını bildirdiğini kaydetti. Görüşmede Hasipoğlu, Türkiye’nin 1974 yılında uluslararası anlaşmalardan gelen müdahale hakkını kullanarak yaptığı 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının sadece Kıbrıs Türklerine değil, Kıbrıs Rumlarına da barışı getirdiğini ve 50 yıldır adada herhangi bir sıcak çatışmanın yaşanmamasını da adada bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığına borçlu olunduğunun ifade edildiğini söyledi..
..Görüşmede, 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit ağırlıklı iki imzayla Rum tarafıyla birlikte kurulduğu ancak şimdi Kıbrıslı Türklerin özden gelen haklarının gasp edilerek diğer tarafın adanın tümünün temsilcisi gibi hareket etmesinin kabul edilemez olduğunun altının çizildiğini dile getiren sayın Oğuzhan Hasipoğlu “Kıbrıs Türk halkı en az Rumlar halkı kadar egemen bir halktır” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın UBP’nin adayı olarak Cumhurbaşkanı seçilmesiyle federasyon defterinin bir daha açılmamak üzere kapandığını kaydeden sayın Oğuzhan Hasipoğlu: “Artık yeni bir dönem vardır. Herhangi bir müzakere süreci ancak ve ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesiyle başlayabilir. Müzakereler için ortak zemin budur..
..Federasyon zemininde ayni konuları görüşerek bir sonuca ulaşmamız mümkün değildir. Genel Sekreter’in daha önce Cenevre’de tarafımıza ifade ettiği gibi artık farklı konuları konuşup, yeni şeyleri konuşma zamanıdır. Biz Kıbrıs Türk halkı olarak uluslararası camiaya hiçbir zaman yanlış yapmadık. BM gözetimindeki tüm çözüm planlarına ve önerilerine olumlu yaklaştık. Rum tarafı ise menfi yaklaşan taraftı, onlar ödüllendirilip, bizim hala daha cezalandırılmamız kabul edilemez. Bu adaletsiz durum bir an önce sona ermelidir”..
..UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, özden gelen hakların teyit edilmesiyle , adada mevcut iki devletin nasıl iş birliği yapacağını müzakere etmek üzere masaya oturmaya hazır olduklarını belirtti..
.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu vizyonun anavatan Türkiye tarafından da tam destek gördüğüne işaret eden sayın Oğuzhan Hasipoğlu “Biz De UBP Olarak Cumhurbaşkanımızın Ortaya Koymuş Olduğu Vizyonu ve Yapmakta Olduğu Çalışmaları Güçlü Bir Şekilde Destekliyoruz” diye konuştu..
Ama ne yazık ki; yine 14 Mart 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında “BM Temsilcisi Cuellar ile bir araya gelen CTP lideri Erhürman, Tatar’ın “Egemen Eşitlik” yönündeki taleplerinin altının anlaşılabilir biçimde doldurulmadığının altını çizdi ve Kıbrıs’ta yegane gerçekçi çözüm modelinin “İki bölgeli iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu” söyledi.
Ama Rum liderliği ne diyor? “Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri adadan gitmeli. Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalı diyor” diyor başka bir şey demiyor.. Rum-Yunan ikilisinin bu söylemlerini dile getirerek 07 Temmuz 2017’de Crans Montana Konferansını terk ettiğini aramızdan bazıları ne çabuk unuttu?..
Günümüzde de her vesile ile GKRY lideri Nikos Hristodulidis, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Kıbrıs sorununa müdahil olması çağrısında bulunuyor ve dahası görüşmeyi hedefliyor!.. Nikos Hristodulidis Hayal mi görüyor ne?
07 Temmuz 1917 sabahı basına yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” dediği ne çabuk unutuldu. Keza o günde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Federasyon çözüm süreci bir kez daha başlamamak üzere sona ermiştir” dediği ne çabuk unutuldu. Bunu hiç ama hiç unutmayalım. Kıbrıs Türk Halkı olarak Tek Hedefimiz Bağımsız ve Egemen Devletimiz KKTC’ni Yaşatmak ve Tanınmasını Sağlamak Olmalıdır.
Yakın geçmişte, BM Genel Sekreterinin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, siyasi partilere başlattığı ziyaret çerçevesinde Cumhuriyeti Türk Partisi’ni (CTP) ziyaret etti. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve CTP heyeti Parti Merkezi’nde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ve heyeti ile bir görüşme gerçekleştirdi. CTP Genel Başkanı ve heyeti BM Genel Sekreterinin Kişisel Temsilcisi olarak atanmış olmasından dolayı sayın Holguin Cuellar’ı kutlayarak, CTP olarak resmi müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli ortak zemin oluşturma çabalarını desteklediklerini ve her türlü işbirliğine hazır olduklarını belirtti..
..Görüşmede, çözüm sürecinde devam eden çıkmazın aşılması ve kapsamlı çözüm hedefine bağlı bir sürecin kurgulanması için gerekli olan müzakere yöntemlerine ilişkin verimli bir istişare yapıldı. Holguin’in her iki toplumun farklı kesimleri ile görüşme yapmasının oldukça değerli olduğunun belirtildiği görüşmede, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi eşitlik temelinde, sürdürülebilir, güvenli, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme hazır olduğu belirtildi..
..Toplantıda konuşan CTP lideri Erhüman, Ersin Tatar’ın “Egemen Eşitlik” ve “Eşit Uluslararası Statü” yönündeki taleplerinin hala anlaşılabilir biçimde doldurulamadığının altını çizdi. Erhürman, Kıbrıs’ta yegane gerçekçi çözüm modelinin ilgili tüm BM Güvenlik Konseyi kararlarında yer aldığı şekilde, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı Federasyon olduğunu bir kez daha vurguladı..
..Erhürman, böyle bir federasyonda egemenliğin eşit bir biçimde paylaşılmasının yolunun, iki eşit kurucu devletin kendilerine ait yetkileri egemence kullanabilmesi ve federal devlette de yetkilerin siyasi eşitlik temelinde kullanılabilmesi olduğunu belirtti. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, hedefe ulaşılabilmesi için Crans-Montana itibarıyla varılan tüm yakınlaşmalara bağlı kalınması gerekliliğine dikkat çekti..
..Takvimli ve sonuç odaklı bir müzakere yönteminin uygulanmasının önemine işaret eden Erhürman, dönüşümlü başkanlık ve Federal devlet düzeyinde en az bir Kıbrıslı Türk üyenin olumlu oyu olmadıkça karar verilmemesi ilkelerini içerecek şekilde siyasi eşitliğin pazarlık konusu olmaktan çıkarılması ve sürecin bir kez daha Kıbrıs Rum liderliğinden kaynaklanan sebeplerle sonuçsuz kalması halinde statükoya geri dönüşün olmayacağının başlangıçta güvence altına alınması gerektiğini belirtti..
..Annan Planı döneminde, ardından Talat-Hristofyas görüşme sürecinde ve son olarak Crans Montana’da Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin siyasi çözüm yönünde ortaya koydukları iradelere karşın, bugün hala siyasi çözüme ulaşılamamış olmasının yarattığı hayal kırıklığının altını çizen Erhürman, bu tarihsel süreç akılda tutularak yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini vurguladı..
..Erhürman, 2004 Referandumundan sonra dönemin BM Genel Sekreteri Annan’ın hazırladığı raporda Kıbrıs Türklerinin ‘Evet’ iradesinden sonra izolasyonların hiçbir meşru gerekçesi kalmadığının altı çizilmesine karşın bu konuda alınan mesafenin son derece yetersiz olduğunu vurguladı. “CTP olarak bizim hedefimiz, müzakereleri başlatmak değil, bizleri çözüme ulaştıracak bir müzakere sürecinin baştan doğru kurgulanarak sonuca ulaştırılmasını sağlamaktır” diyen Erhürman, bir kez daha hayal kırıklığıyla sonuçlanacak ve yıllarca devam edecek bir müzakere sürecinin, çözüm isteyen Kıbrıslı Türklerin kabul edebileceği bir şey olmadığının altını çizdi..
.. Görüşme sırasında Kıbrıslı Rum lider, Hristodulidis’in uzun bir süreden beri beklenen “Tek yanlı açılımlarına da değinen Erhürman, özellikle “Karma evliliklerden doğan çocukların yurttaşlığı” ile ilgili yaklaşımın, beklentinin tam tersine insan hakları açısından yarattığı olumsuzluğa da dikkat çekerek yeni bir müzakere sürecinden söz edilirken iki toplum arasındaki güveni zedeleyecek yaklaşımlardan uzak durulması gerektiğinin altını çizdi..
..Hristodulidis’in müzakerelere Crans Montana’da kalınan noktadan başlanması gerektiği yönündeki açıklamalarına da değinen Erhürman, Crans Montana’da Anastasiadis ile birlikte masayı deviren Hristodulidis’in tam da o noktadan müzakerelere yeniden başlama isteğindeki samimiyetin de sorgulanması gerektiğine vurgu yaparak, “Madem ki o noktadan başlamak istiyorsunuz, demek ki o nokta masayı terk etmenizi gerektirecek bir nokta değildi. O zaman niye terk etmiştiniz ? sorusunun hala yanıt beklediğinin altını çizdi.
14.03.2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre yapmış olduğu açıklamada UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu: “Federasyon Defteri Bir Daha Açılmamak Üzere Kapanmıştır. Müzakere Süreci Ancak Egemen Eşitliğimiz ve Eşit Uluslararası Statümüzün Teyit Edilmesiyle Başlayabilir” dedi.
Sonuç olarak; Federasyon görüşme süreci, 07 Temmuz 2017’de Rum-Yunan ikilisinin Crans Montana Konferansını terk ettikleri gün itibarıyla bir kez daha başlamamak üzere tarihin derinliklerine gömülmüştür.
Kıbrıs Türk halkına düşen görev, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..