KKTC Meclisinde en çok milletvekiline sahip UBP on beş günlük sürede koalisyon oluşturma becerisini gösteremediğinden Mecliste ikinci konumdaki vekil sayısına sahip olan CTP , Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi ama görüldüğü kadarıyla bu beceriyi CTP de gösteremeyecek.
Nedeni basit!
Siyasal yapıların hepsinin de ülkenin içine düşmüş olduğu duruma aldırdıkları yok, sadece konumlarını güçlendirebilecek arayışlar içinde hareket ediyorlar!
Birinci turda UBP nin değişik senaryolarla ortaya koyduğu koalisyon ortaklığı teklifine omuz silken CTP nin hükümeti kurma görevini aldıktan sonra UBP nin kapısını nezaketen bile olsa çalması bana göre abesle iştigalden öte bir şey değil.
En çok milletvekiline sahip bir UBP, CTP nin Başbakanlığındaki ortaklığa geniş tabanlı bile olsa tamam diyebilmesi, rıza göstermesi mümkün mü?
UBP tabanı esasen Genel Başkanlık karmaşasından dolayı ateş püskürüyor. Böyle bir gelişme karşısında parçalanmayı kimseler durduramaz!
HP ye gelince, UBP nin yaptığı ortaklık teklifine hayır dedi. Neden?
Maliye ve İç İşleri gibi kilit bakanlıkları uhdesine almak istedi bu bir, ikincisi, İskele bölgesinde yaşanan imar planı karmaşası.
Ve son olarak üçüncüsü ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan Maraş açılımındaki uzlaşmazlık.
HP, CTP nin koalisyon teklifine sıcak bakar mı, sanmıyorum.
Dörtlü koalisyon döneminde yaşanan ve hala daha belleklerde duran bir çok olumsuzluklar var.
Hele Kıbrıs ta çözüm yolundaki farklı görüşler de işin cabası.
DP ye gelince DP tabir yerinde ise “paramparça”!
Genel Başkanla iki milletvekilinin arası “limoni”. Serdar beye ve bilhassa Koray beye TDP ile koalisyon nedendir bilinmez, YDP ile koalisyondan daha cazip geliyor.
Yaşanan “limoniliği” DP de “limonataya” dönüştürme kolay gözükmüyor.
TDP Genel Başkanı Cemal hocanın dörtlü koalisyonu adeta dinamitleyen beyanatı, Kutret beyi kucaklama niyetinde olmayışı CTP nin hükümet iştahının önünü kesen etkenlerin başında geliyor.
YDP ise “Mevlana” lığa soyunmuş “her mihnet kabulüm” diyor!
Görülen o ki CTP de bu işi götüremeyecek ve son olarak görev yeniden UBP ye verilecek.
Verildiğinde ne değişecek? “Gayıbtan” sesler gelse bile etkili olabilecek mi?
Öyle görülüyor ki “Politikacı” filmi bir süre daha bu doğrultuda sürüp gidecek ve kaçınılmaz son “erken seçim” gündeme gelecek.
Erken seçim yaşansa bile bu seçim yasasıyla neyi değiştirecek?
Yine üç milletvekiliyle kilit konuma gelen, üç- beş binlik oy potansiyeline yaslanarak vatandaşın geleceği ile adeta alay eden siyasal yapılar enselerde “boza” pişirmeye devam edecek!
Bir süredir dillerde dolaşan “baraj” konusuna el atıla bilinecek mi?
Çağ dışı kalmış meclis yapısını daha çağdaş zeminlere taşıyacak oluşumlar gerçekleştirile bilinecek mi? Bunlar olmayacaksa boşuna erken seçimi telaffuza kalkmayın!
Vatandaş yaşanan bu düzenbazlıklardan, hizmet yerine oynanan bu oyunlardan bıkıp usandı!
En kestirme yoldan elinde topuzu olan birileri bu işi çözer!